25 Şubat 2011 Cuma

ŞEHİD SELAMİ YURDAN

BENİMLE BİRLİKTE OLMAYA HAZIRMISIN!!!
Sen!Gözyaşını silerek devrilmeye
Vurulup kanlar içinde dönmeye
Sevdiğini ve sevdiklerini terketmeye
Benimle birlikte olmaya hazırmısın?
Kanlar içinde boğuşup dövüşmeye
Kanayan yaranı karlarla dağlamaya
Olmaz olsun bütün emperyalizm demeye
Benimle birlikte olmaya hazırmısın?
Ey Sen!Gecelerini uykusuz sabah
Gündüzlerini, gecesiz gün
Halk içinde Hak için,
Sabahsız uykuya yatmaya
Benimle birlikte olmaya hazırmısın?
Evet,Selami YURDAN kardeşimiz,bizleri birlik olmaya,vahdete çağırıyordu.Şehadetinden çok önceki aylarda yazdığı bu şiirinde,sanki kendisini resmediyordu.
Türkiye’nin meydanlarında ‘halk içinde hak için’,'Olmaz olsun bütün emperyalizm’ diye haykırıyordu.Emperyalizme ve uşaklarına karşı mücadelesini Bosna cephesinde sürdürmek için yola koyuldu Selami.Yüce Rabbinin Nisa suresi 75.ayetinin bir muhatabı olarak,Bosna’daki müslüman kardeşlerinin,bacılarının,çocukların feryadına kulak verip,yardımına koştu:
‘Size ne oluyor ki ALLAH yolunda ve ; ‘Rabbimiz bizi şu,halkı zalim olan şehirden çıkar,bize katından bir yardımcı ver!’ diyen zayıf erkek,kadın ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?’
Şehid Selami Yurdan’ın şehadetine vesile olan operasyonda,birlikte olan arkadaşı Ufuk,1992 yılında Tevhid dergisinde yapılan söyleşide,şehadet olayını şu şekilde anlatıyor:Selami ile bizim gidişimiz,yolculuğumuz problemli oldu,ancak 16.gün Bosnaya varabildik.Fakat aramızda hiçbir problem olmadı.Yani düğüne gider gibi gittik,ALLAH’a şükür.Selami ile yolda,Türkiye’deki sohbetlerde konuştığumuz gibi,cemaatler hakkında bir saat bile konuşmadık.Ve Selami şunu söylüyordu: ‘Arab kardeşlerle konuştuk,görüştük.Onlar Müslüman olmasalardı,evlerini,barklarını bırakıp buraya gelmezlerdi.
Araplardan onlarca kişi şehid oldu,samimi kişilerdi.Konuşmalarımız Bosnaya gidince kesildi.Artık hiç konuşmuyordu.Daha sonra eğitime gittik.Orada bir Türk arkadaş vardı,vurulmuştu.Ben daha evvelden onu tanıyordum,dedim ki;bizi Arapların yanına götür.O da dediki, ‘Visako’da büyük bir operasyon yapılacak.’Selami özellikle  ‘Biz oaraya gidelim.’dedi.Biz üç gün oarad kaldık.Ondan sonra,o tutturdu ‘illa oraya gidelim orada cihad var.Biz oaraya gidelim.’Biz ise Türbe cephesine gidelim diyorduk.O cephede,o kadar büyük çatışma olmuyordu.Ben cephede bulunan Araplara haber yolladım.Araplar bizi çağırdılar.Biz oraya gittik.Bir gün silah atışı yaptık.O akşam yattık,sabahleyin yola çıktık.Selami’nin haleti ruhiyesinde,büyük bir değişme vardı.Yolculuk boyunca,doğru dürüst konuşmamıştı.Sabah üçte yola çıktık.Saat  onbirde,cepheye yakın bir yere vardık.Orada birgün dinlendik.Selami,oradaki çocuklara ilahi söyletiyordu.Boşnaklar ilahiyi çok severler.Bayram Doçe diye bir ilahi var.Yunus Emre’nin, ‘Bayram geldi’ilahisini Boşnakçaya çevirmişler.Selami onlara bu ilahiyi söyletiyordu.Hatta şehid olduktan sonra onu tanıyan çocuklar bu Bayram Doçe,Bayram Doçe diyorlardı.İkinci gecesinde,saat üçte uyandırıldık ve cepheye gittik.Önümüzdeki sırada,Boşnaklar vardı.Bizler 50-55 kişi civarındaydık.Biz oaradan operasyona gittik.Saat 07:00 civarında operasyon başladı.Biz operasyon sırasında ayrılıp Sırpların arasına girmişiz.Zaten nereye gittiğimizi ve çıktığımızı bilmiyorduk.Selami devamlı olarak ‘Arkadaş!Biz buraya şehid olmaya geldik’deyip,şu ayeti okuyordu ‘İnna lillahi ve İnna ileyhi raciun’ Dünya kelamı olarak,sadece bir kere,bana ‘Hadi Ufuk yürü’ dedi.Daha sonra ağzından bir tek dünya kelamı çıkmadı.Bir yerden 3-4 defa gidip geldik.Ben buna bir anlam veremediğim için ‘Niye böyle oluyor’ dedim.O ‘No problem,Cihad-ı Fi Sebilillah’diye cevapladı.O arada yanıma bir Boşnak grubu geldi.İlerlenecekti.Benim önümde bir arkadaş,onun önünde Selami vardı.Aramızda en fazla 10mt vardı.Biz mevzi aldık.Üzerimize sağ tarafımızdan,doğu tarafımızdan,ateş ediliyordu.Bulunduğumuz yer ormanlıktı ve yerde,tam dört parmak kalınlığında kuru yapraklar bulunuyordu.Bastığımızda kayıyorduk.Doğu tarafımızdan sürekli ateşe devam ediliyordu.Önümüzde mayınlı bir bölge olduğunu önceden biliyorduk.Burdan geriye doğru çekiliyoduk,tam o sırada mayınlı bölgenin Sırp tarafından,bizim bulunduğumuz bölge,ağır silahlarla taranmaya başladı.Tam o sırada ben Selami’nin tekbirlerini duydum.Selami vurulduktan sonra arka arkaya 5 kere tekbir getirdi.Daha sonra gördüğümüzde bir kurşunla vurulduğunu anladık.Kurşunu yedikten sonra,kalan son gücüyle beş defa tekbir getirdiği anlaşılıyordu.Yanımdaki arkadaş bana bağırdı ‘Ufuk!Selami vuruldu.Git onu al!’Ben hemen yerimden fırladım.Vurulduktan sonra geriye doğru yamaçtan yuvarlanmıştı.Yanına ulaştığımda,yüzüstü yatıyordu.Karın boşluğundan tek kurşun yemişti.Kurşun girdiği yerin tam arkasından çıkmıştı.Ruhunu ALLAH’a teslim etmişti.Biz üzülmedik bilakis sevinmiştik.Ben Selami’yi aldım geri hattımıza doğru götürüyordum.Arkamızdan yaylım ateşine devam ediyorlardı.Aramızdan yüzlerce kurşun geçiyordu.Etrafımıza havan mermileri düşüyordu.Yaprakların üzerinden kaya kaya gidiyorduk.Üzerimize sürekli olarak.İki kişi kol ve bacaklarından yaralanmışlardı.Ama şehid olmak sadece Selami’ye nasip olmuştu.Daha sonra doktorlar,kurşun bacaklara giden ana damarı parçalamış,yoksa tek kurşunla ölmez dediler.Saldırdığımız bir Sırp kasabasıydı.Sırplarda çok büyük kayba uğramışlardı.Selami bu şekilde şehid oldu.Konuşmadı,son sözü de tekbir oldu.Bir çok arkadaş vardı ama tek vasiyet eden oydu.Silahlı olarak fotoğrafının çekilmesini istemiyordu.Daha önce gömüleceği yeri göstererek ‘Beni buraya gömün’demişti. ‘Beyazıt’ta benim için,cenaze namazı kılın’diyordu.Terlikler almıştı ve ‘Bunları benim kardeşime götür’ demişti. ‘Sigaralarımı içmeyin onları Türkiye’ye geri götürün’demişti.Yani tek vasiyet eden Selami olmuştu.Her halde malum olmuştu.
Selami’yi vasiyeti üzerine Travnik şehrinde bulunan,Osmanlı’dan kalma Hacı Ali Baba Camii mezarlığına gömdük.Defin bittikten sonra birden yağmur yağmaya başladı.84 günden beri yağmayan yağmur,akşama hava kararana kadar devam etmişti.Bir daha da yağmadı.Ümmete mübarek olsun.
Vasiyeti üzerine İstanbul Beyazıt Meydanında gıyabi cenaze namazı kılındı.28 Ağustos Cuma namazı sonrasında;
Şehadetinden önce nice kereler bu meydanda ‘Şehidler Ölmez!’diye haykıran Selami için;onbinler toplanmış, ‘Şehidler Ölmez!Şehid Selami Yolun Devam Edecek!’sloganları arasında vasiyeti yerine getiriliyordu.Şehid Selami’nin muhterem babası Ferman Amca,bu sloganlar arasında megafondan,onbinleri şu veciz sözleriyle göz yaşlarına boğuyordu: ‘Selami’nin düğününe hoş geldiniz.Bu gyabi cenaze namazını oğlum Selami’nin düğün merasimi olarak kabul ediyorum.Ey nüfus kağıdında Müslüman yazanlar,bu dava hepimizin davasıdır.Ben bu gün oğlum Selami’nin Bosna-Hersek’te şehid olmasının gururunu taşıyorum.Benim bir Selamim gittiyse,geriye daha beş Selamim var.Şehidlik Cenab-ı ALLAH’ın lutfudur.Değil beş oğlum,beş milyon oğlum olsa bile onları ALLAH yolunda feda etmeye hazırım.Davamıza hep birlikte sahip çıkalım.’

Hiç yorum yok:

03-04-05 Mayıs Hafta Sonu İstanbul & Kapadokya Turu

Gönül Erleri 03-04-05 Mayıs Hafta Sonu İstanbul & Kapadokya Turu      Gezilecek Yerler: Tuz Gölü Ihlara Vadisi (4 km trekking turu) Avan...