16 Mart 2012 Cuma

Hatice Güney ile Söyleşi / Toplumun Temel Taşı - Müslüman Kadın

19 Eylül 2009 / Hatice Güney ile Söyleşi /
MuRaKaBe / Emine Ekşioğlu


     O, bir yılı aşkın zamandır Gönülerleri Mail Grubu’muzun aktif üyelerinden. Hayata farklı pencerelerden bakmakta. Nisan ayından beri de birkaç yazısı ile yayınlarımıza renk katmakta. 14 yıllık evli ve bir çocuk annesi.
   Artvin'in şirin ilçesi Arhavi'de bir ev hanımı olan Hatice Güney ile “Kadının, Günümüz Dünyasındaki Sorumlulukları” nı bir kahve molası tadında konuştuk.
     MuRaKaBe: Hatice hanım, sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
     HATİCE GÜNEY: 38 yaşındayım, Artvin doğumluyum. 14 yıllık evli, bir kız çocuk annesiyim ve ev hanımıyım. Tabi birde Gönül Erleri Mail Grubu üyesiyim...

  MuRaKaBe: Geleceğinizle ilgili planlarınız nelerdir?
  HATİCE GÜNEY: Bir anne olarak kızım etkileyici faktör. Onun çok iyi yetişmesini, İslami temeller esasına göre, kendine ve insanlığa faydalı olabilecek derecede iyi bir eğitim almasını çok arzu ediyorum. Rabbimiz tüm çocuklara, İslama hizmet eden salihlerden olmalarını nasip etsin.
   MuRaKaBe: Dini bir eğitim aldınız mı? Kısaca bahsedebilir misiniz?
   HATİCE GÜNEY: iki yıl Diyanete bağlı bir Kuran kursuna gittim. Birde 6 ay kadar  özel tecvid ve mahreç dersleri, temel bilgiler. Ayrıca çocuklara yönelik eğitim dersleri aldım. Daha sonra 8-12 yaş arası çocuklara Kur’an, Hadis, Esma-ül Hüsna, dinin temel bilgileri gibi sorumlulukların öğrenileceği dersler vermek nasip oldu. Bayanlara ev sohbetleri ve düzenleyerek onların bilinçlenmesine vesile olmaya çalıştım. Halende devam etmekteyim.
 "Müslüman kadın, toplumun temel taşıdır" 
 MuRaKaBe: Bir anne olarak kız çocuklarımızı nasıl yetiştirmemiz gerekir?
 HATİCE GÜNEY: Anne; ibadetlerini hakkıyla yerine getirmeli ve çocuğuna bunu neden yaptığını sevdirerek, korkutmadan, tatlı dille anlatmalıdır.
     “Yuvayı dişi kuş yapar” misali kızlarımızı ne kadar iyi eğitirsek, toplum bir o kadar daha güzelleşir. Bugün çok küçüktür dediğimiz kızlarımız gelecekte topluma şekil verecek, anneler olacaklardır. Kadın bilinçsiz olursa, toplumda bozulma felaketi ortaya çıkar.    
 Müslüman kadın toplumun temel taşıdır. Öyleyse, çok sağlamkaraktere sahip olmalı ve anne, çocuklarını çok iyi bir şekilde eğitmelidir. Bugünün çocukları, yarının mimarı olacaklarsa, temelden dini eğitim şart.


   MuRaKaBe: Sizce Müslüman bir kadının sorumlulukları nelerdir?   HATİCE GÜNEY: Her hali ve tavrıyla topluma örnek bir yapıya sahip olmalıdır. “Elhamdulillah Müslümanım” diyen bir bayan Allah (cc.)’nun kulu, kocasının eşi ve çocuğunun annesi (evli değil ise, anne değil ise; kendi anne babasının kızı, kardeşlerinin ablası yahut kız kardeşi) olduğunun bilincinde olmalıdır. Her zaman her yerde seviyeli bir duruşa sergilemelidir. Bilhassa toplum içindeki konuşmasıyla, duruşuyla, edebiyle, her haliyle, Kur’an-ı Kerim’ in emirlerini hatırlatmalıdır ve sorumluluğunun bilincinde olmalıdır.


    MuRaKaBe: Bir bayanın tesettürü nasıl olmalıdır? 
    HATİCE GÜNEY: Tesettür Müslüman bayanların sorumluluklarından biridir. Cenab-ı Hakk kadınlara örtünmenin ölçüsünü Kur’an-ı Kerim’de apaçık bir şekilde bildirmiştir. Kuran-ı Kerimde örtünmeyi isteyip de bilgisi olmayan kardeşlerimizin kolaylıkla anlayabileceği şekilde açıklanmıştır. Allah-u Teâlâ (cc.) Ayeti Kerime’de şöyle buyuruyor:
   “Mümin kadınlara da söyle; Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları (yüz, el ve ayak) müstesna olmak üzere, ziynetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunanlar (köleleri), erkeklerden, ailenin kadınına şehvet duymayan hizmetçi vb. tabi kimseler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına ziynetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları ziynetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar (Dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler). Ey müminler! Hep birden Allah (cc.)'a tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz.” (Nûr Suresi, 31)
   İşte Ayeti Kerime'de çok açık bir şekilde bildirildiği gibi, bir bayanın tesettürü, bu ayeti hatırlatacak, unutturmayacak şekilde olmalıdır.
Örtülü manken mi?
    MuRaKaBe: ‘Tesettürlülerin sayısı artıyor’ diyor ve seviniyoruz. Ancak bir yandan da, caddelerimiz yozlaştırılmış bir biçimde sanki örtülü mankenlerin yer aldığı podyumlara dönüşmüş durumda. Bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?
    HATİCE GÜNEY: Bu durum beni çok üzüyor. Görüntü kirliliği gibi bir şey. Kimliği belli olmayan bir karakter misali. Bunlar, günümüzde tesettürün ölçüsünü tam olarak kavrayamamış kadınlardır. İman kalbe inmeden giyilen başörtüsünün ne önemi olabilir ki. İnanç olmadan yapılan ibadet bir yere kadar. Başörtüsü evin çatısı gibidir. Bina tamamlanmadan, en azından kolonları olmadan çatı yapılabilir mi? Tabii ki hayır. Zaten Peygamber Efendimiz (sav.) ifade ettiğiniz örtünme biçimine bin dört yüz küsur sene öncesinden çok güzel bir açıklama getirmiş.
    "Ümmetimin son dönemlerinde, giyimli fakat çıplak bir takım kadınlar olacak, bunların başlarının üstü deve hörgücü gibi bulunacaktır. Bunları lanetleyin, çünkü onlar lanetlenmişlerdir."
    Başka bir rivayette; "Onlar cennete giremez ve cennetin kokusunu bile bulamazlar" ilavesi vardır. (Müslim, Libas, 125, Cennet, 52; Ahmed b. Hanbel, II, 223, 356, 440) Başka söze de gerek kalmıyor zaten.


    MuRaKaBe: Rabbim layıkıyla örtünenlerden eylesin inşAllah. Bu gibi ayet ve hadisleri çoğaltmamız mümkün. Bunlar bilindiği halde böylesi seviyesiz tesettür ve kendini bilmez, dikkat çekici tavırlar neden? Neden bu noktaya gelindi? Sebepleri nedir sizce? 
    HATİCE GÜNEY: Bütün bunların sebebi bilgisizliğe, eğitimsizliğe dayanıyor. Birde toplumun dışına itilmek gibi korkular vardır. Bir kadın ne kadar samimice örtünmeye çalışsa da arkadaş çevresi veya ailesi “zaten her tarafını kapattın hiç değilse azıcık da olsa modern kapan, kapandın diye güzel giyinmekten vazgeçemezsin” diyerek kişiyi ikileme sürükleyebiliyorlar. Eşlerin böyle istemesi de son derece etkili. Asıl gerçek olan, ailenin veya çevrenin baskısıyla kadın bu isteklere uymak zorunda değil. Kaldı ki bunlar istek değil de emir olsa bile, “hangi emir, Allah (cc.)'ın emrinden üstün olabilir”.
    Bu noktaya gelinmenin başka sebebi, imanın zayıf kalmasındandır. Hem pek çok kadının fıtratında "ortamın en güzeli olmak, dikkat çekmek" gibi heva ve hevesler vardır. Bazı kadınların da karakterlerindeki zayıflıktan, nefsine yenik düşme tehlikesi ayrı bir felaket. Bir sürü örnekler sunabiliriz.
    Havuzun suyu bir anda kirlenmez. Birikintiler toplandıkça zamanla suda berraklık diye bir şey kalmaz !...


    MuRaKaBe: Öncelikle kendi nefsimizden başlayarak neler yapılması gerek? 
    HATİCE GÜNEY: İnsan bir şey yapacağı zaman o iş için bilgi toplar, kendini bu alanda yetiştirir. Kul olarak ibadete  başlayacaksak bunun kuralı nedir diye araştırıp öğreniriz. Kişi aşçı bile olsa, tarifini bilmediği yemeği yapmaya kalkışırsa o yemek yenmeyecek kadar tatsız olur. İbadet de böyledir. Ne yaptığını, niçin yaptığını bilmediğin ibadetin lezzeti olmaz. Öncelikle nefsimizi terbiye ederken kendimizi Allah (cc.)'ın rahmetine teslim edebilmeliyiz. Dinin bütün kurallarını öğrenmeliyiz. Öğrenirken de; gerek dilimizle, gerekse tavrımızla çevremizdekilere iyi bir örnek olarak bir şeyler yapmaya çalışmalıyız.
    Kapananların, hakkını vererek kapanması lazım. Kadın kapalı, gerçek manada tesettürlü, yüzüne bir bakmışsın ki kaşları incecik yay gibi, gözler sürmeli, gözlerinde yapay bir güzellik dikkat çekiyor. Bu tarz örtünme dinimizin gereği  olan başörtümüzün bütün değerlerini ortadan kaldırıyor. O ince ayrıntı kadının, "imanlı kadın" değil de, güzelliği ile ön plana çıkma arayışında olduğunu sergiliyor. Oysa Peygamber Efendimiz(sav.) “kaş alana da, aldırana da lanet olsun” buyurmuştur. Bilmeden yapılabilir fakat öğrendikleri zaman bile bunu yapan, tesettürlü  bayanlara anlam veremiyorum doğrusu. Nefsimizin isteklerine değil de, Allah (cc.)'ın emrine boyun eğmeyi, şeytana değil de Allah (cc.)'a kul olabilmeyi bilmek lazım.


    MuRaKaBe: Bilindiği üzere Efendimiz(SAV) "Müslüman, bir yanlış gördüğünde ilk önce eliyle, ona gücü yetmezse diliyle, ona dahi gücü yetmezse kalbiyle buğuz etmeli. Bu imanın en zayıf şeklidir" buyurduğu gibi, sizce Mail Grubu olarak bu kaymaya ne gibi çareler arayabiliriz. Neler yapabiliriz de İslam’a aykırı giyim, hal ve hareketlerden kardeşlerimizi kurtarmaya vesile olabiliriz?
    HATİCE GÜNEY: Bizler dinimizi tam anlamıyla bilmeli yaşamalı ve kendi nefsimizle birlikte kardeşlerimizin de nefsini terbiye etmek için çok güzel, seviyeli bir anlatıma sahip olmamız gerekir. Yanlış bir kelime Allah (cc.) korusun insanı felakete kadar sürükleyebilir.
    Günümüze kadar birçok âlimler, hocalar dinimizi anlatıp durdu ve anlatmaya da devam ediyor. İnsanlarda her zaman dinlediler. Ya bazısının anlama kabiliyet dar, ya anlatan karşı tarafa enerji verememiştir ya da gerçekten hayırlı sonuçlar ortaya çıkmıştır. (Taktir ve nasip Allah (cc.)’dan dır.
Burası Arhavi - Artvin.jpg    Her konuda olduğu gibi, dini konularda aynı. Günülerleri Mail Grubu, şimdiye kadar çok güzel bir tablo sergiledi. Sağlam kaynak ve bilgilerle gerçekten taktir edilecek bir düzeyde ilerliyor. Ülkemizin ve dünyanın dört yanından samimice izlendiğinden şüphem yok. Bir haber sitesinin, Genel Koordinatörümüz Murat Şendoğdu ile yaptığı röportajını okudum. Onun idealleri aynı zamanda bizimde ideallerimize dönüştü. inşAllah devamı da gelecektir. Şimdiye kadar olan çalışmalarda bir eksiklik, bir hata göremiyorum. Her şey yerli yerinde...
    Mail Grubu olarak, çalışmaların ve başarıların devamını dilerim.
    Gönül Erleri olarak, "gönüller fethetmek" için, yolunuz açık olsun inşaAllah.


    MuRaKaBe: Bize zaman ayırdığınız ve bu güzel söyleşiyle Gönülerleri Mail Grubumuza renk kattığınız için Grubu’muzdaki onbinlerce kardeşimiz adına size çok teşekkür ederim.
Ve ayrıca bu mübarek Ramazan  bayramının, Gönülerleri üyeleri ve tüm müslüman alemi için hayırlara vesile olmasını Yüce Rabbimizden temenni ederiz...
    HATİCE GÜNEY: Bende teşekkür ederim, Allah Azze ve Celle, Yar ve Yardımcınız olur inşaAllah... Bende sizin aracılığınızla Gönülerleri Mail Grubu üyelerinin ve ümmeti Muhammed(sav)'in Ramazan Bayramlarını canı gönülden kutlar, şeker tadında nice bayramlar yaşanmasını dilerim…
MuRaKaBe :Emine Ekşioğlu

Hiç yorum yok:

17-18-19 Mayıs Hafta Sonu İstanbul & Kapadokya Turu

Gönül Erleri 17-18-19 Mayıs Hafta Sonu İstanbul & Kapadokya Tur      Gezilecek Yerler: Tuz Gölü Ihlara Vadisi (4 km trekking turu) Avano...