9 Aralık 2010 Perşembe

SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞINA 25 UZMAN YARDIMCISI ALINACAK

T.C.
SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI
SANAYİ VE TİCARET UZMAN YARDIMCILIĞI
GİRİŞ SINAVI DUYURUSU

     Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ana hizmet birimlerinde (merkez teşkilatında) istihdam edilmek üzere genel idare hizmetleri sınıfında (25) adet Sanayi ve Ticaret Uzman Yardımcısı kadrosu için 17–21 Ocak 2011 tarihleri arasında Ankara’da giriş sınavı yapılacaktır.

     Öğrenim dalları itibariyle alınacak Sanayi ve Ticaret Uzman Yardımcılarının sayısal dağılımı aşağıda belirtilmiştir.



En az dört yıllık eğitim veren yüksek öğretim kurumlarının;
* Siyasal Bilgiler, İktisat, İşletme ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakülteleri mezunlarından (8),
* Hukuk Fakültesi mezunlarından (8),
* Mühendislik Fakülteleri mezunlarından ise;
(3) İnşaat Mühendisi,
(1) Elektrik Mühendisi,
(2) Makine Mühendisi,
(1) Harita Mühendisi,
(2) Bilgisayar Mühendisi olmak üzere toplam (9),


A) SINAVA KATILMA ŞARTLARI:
1) 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48 inci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinde yer alan genel şartları taşımak,
2) Üniversitelerin en az dört yıllık eğitim veren yükseköğretim kurumlarının hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme ve iktisadi ve idari bilimler fakülteleri ile mühendislik fakültelerinin inşaat, elektrik, makine, harita ve bilgisayar mühendisliği bölümlerinden ya da bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulunca kabul edilmiş yurt dışındaki yüksek öğretim kurumlarından mezun olmak,
3) ÖSYM tarafından 27–28 Haziran 2009 veya 10–11 Temmuz 2010 tarihlerinde yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavından (KPSS);
Siyasal Bilgiler, İktisat, İşletme, İktisadi ve İdari Bilimler Fakülteleri mezunları için KPSS P73,
Hukuk Fakültesi mezunları için KPSS P97,
Mühendislik Fakülteleri mezunları için KPSS P3,
puan türünden (75) veya üzerinde puan almış olmak,
4) İngilizce, Fransızca veya Almanca dillerinde; 2006 yılı ya da daha sonra yapılan Kamu Personeli Dil Sınavı (KPDS) veya dengi sınavlardan en az (C) düzeyinde başarılı olmak,
5) 01.01.2011 tarihinde otuz yaşını doldurmamış olmak,


B) BAŞVURU ŞEKLİ, YERİ, ZAMANI VE DİĞER HUSUSLAR:

1) Başvurular en geç 24 Aralık 2010 günü saat 23.59’a kadar Bakanlığımızın http://www.sanayi.gov.tr/ internet adresinden elektronik ortamda yapılır. Posta yoluyla ya da şahsen yapılan başvurular kabul edilmeyecek, aranılan nitelik ve şartlara sahip olmayanların ve sınava katılmaya hak kazananlardan belgeleri eksik olanların başvuruları dikkate alınmayacaktır.
2) Elektronik ortamda doldurulan başvuru formunun bilgisayar çıktısı saklanacak ve sınava katılmaya hak kazanan adaylar bu formun imzalı ve fotoğraflı bir örneğini, diğer belgelerle birlikte sınavdan önce Bakanlığımıza teslim edeceklerdir.
3) Sınava katılmaya hak kazanan adayların isim listesi ile sınav günü, yeri ve saati en geç 28 Aralık 2010 tarihinde Bakanlığımızın duyuru panosunda ve Bakanlığımızın http://www.sanayi.gov.tr/  internet adresinde ilan edilecek olup, sınava katılamayacak adaylara herhangi bir bildirimde bulunulmayacaktır.
4) Sınavda, adayların kimlik tespitinde kullanılmak üzere, fotoğraflı ve onaylı bir kimlik belgesi (nüfus cüzdanı, ehliyet vb.) bulundurması zorunludur. Aksi halde adaylar sınava alınmayacaklardır.
5) Giriş sınavını kazananlardan başvuru belgelerinde gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu tespit edilenlerin sınavları geçersiz sayılır ve atamaları yapılmaz. Bu kişiler hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur. Bu şekilde Bakanlığı yanıltanlar kamu görevlisi ise durumları çalıştıkları kurumlara bildirilir.


C) SINAVIN ŞEKLİ, KONULARI VE DEĞERLENDİRİLMESİ:

1) Giriş sınavı sözlü olarak tek aşamada yapılacaktır. Sınava katılma başvurusu yapan ve katılma şartlarını taşıyan adaylardan; her grup için belirlenen KPSS puan türünden en yüksek puana sahip olandan başlanılarak yapılacak sıralama sonucunda öğrenim dalları itibariyle atama yapılacak kadro sayısının dört katı kadar aday (son sıradaki adayla aynı KPSS puanına sahip adaylar dahil) sınava katılmaya hak kazanacaktır. Mühendislik fakültelerinden mezun olan adayların sıralamaları her bir mühendislik dalı için ayrı ayrı belirlenen ve yukarıda gösterilen kadro sayıları esas alınarak yapılacaktır.
2) Giriş sınavında, adayların mezuniyet durumlarına bağlı olarak aşağıda belirtilen konularda bilgi düzeyleri, kavrayış, muhakeme, ifade yeteneği, tavır, hareket ve temsil kabiliyeti gibi kişisel niteliklerinin görev bakımından uygunluğu Sınav Komisyonunca değerlendirilecektir.

A) SİYASAL BİLGİLER, İKTİSAT, İŞLETME VE İKTİSADİ VE İDARÎ BİLİMLER GRUBU:
* Asıl alan; Mikro İktisat, Makro İktisat, Sanayi İktisadı, Uluslararası İktisat, Kalkınma-Büyüme, Türkiye Ekonomisi, İşletme İktisadı, İşletme Yönetimi ve Politikaları, Kamu Maliyesi,
* İkincil alan; Anayasa Hukuku, İdare Hukuku, Medeni Hukuk Genel Hükümler, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ticari İşletme Hukuku ve Şirketler Hukuku,

B) HUKUK GRUBU:
* Asıl alan; Anayasa Hukuku, İdare Hukuku ve İdari Yargılama Hukuku, Ceza Hukuku, Kabahatler Hukuku, Medeni Hukuk Genel Hükümler, Şahsın Hukuku, Eşya Hukuku, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ticari İşletme Hukuku ve Şirketler Hukuku,
* İkincil alan; Mikro İktisat, Makro İktisat, Türkiye Ekonomisi, İşletme Yönetimi ve Politikaları, Kamu Maliyesi.

C) MÜHENDİSLİK GRUBU:
* Asıl alan; Matematik, Fizik, Kimya,
* İkincil alan; Mikro İktisat, Makro İktisat, Türkiye Ekonomisi, İşletme Yönetimi ve Politikaları, Kamu Maliyesi, Temel Hukuk Bilgileri.
3) Mühendislik grubundan (inşaat, elektrik, makine, harita, bilgisayar) sınava katılmaya hak kazanan adaylar sözlü sınavın bir parçası olarak 17 Ocak 2011 Pazartesi günü saat 09.30’da asıl alan konularından (matematik, fizik ve kimya) teste tabi tutulacaklar ve adaylara asıl alan konuları olan Matematik, Fizik ve Kimya alanlarının her birinden (10)’ar adet olmak üzere toplam (30) soruluk test uygulanacaktır.
4) Sınav komisyonu üyelerince her adaya (100) tam puan üzerinden ayrı ayrı verilen puanların aritmetik ortalaması alınarak adayın sınav puanı belirlenir ve en az (70) puan ve üzerinde not alan adaylar başarılı olmuş sayılır. Sınav puanı esas alınarak giriş sınavı başarı puanı tespit edilir ve nihai başarı sıralaması gruplara göre (Mühendislik fakülteleri mezunu adaylar için her bir mühendislik dalına göre) ayrı ayrı yapılır. Sınav puanlarının eşit olması durumunda yabancı dil puanı yüksek olan adaya öncelik tanınır. Bu sıralama sonucunda ilanda belirtilen kadro sayısına göre sınavı kazananlar ile her grup için kadro sayısı kadar da yedek aday belirlenir.
5) Sınav sonuçları Bakanlık duyuru panosu ile http://www.sanayi.gov.tr/ internet sitesinde ilan edilir. Sınavı asil ve yedek olarak kazanan adaylara atama işleminden önce yazılı tebligat yapılır. Adayların, Sanayi ve Ticaret Uzman Yardımcısı kadrosuna atanmaları başarı sıralamasına göre yapılır. Yedek adayların hakları sınav sonuçlarının ilan edildiği tarihten itibaren üç ay için geçerlidir. Bu süre içerisinde atama yapılan kadrolarda boşalma olması halinde yedekler başarı sırasına göre atanır.


D) SINAVA KATILMAYA HAK KAZANAN ADAYLARDAN İSTENİLECEK BELGELER:

1) Elektronik ortamda doldurulan başvuru formunun imzalı ve fotoğraflı bilgisayar çıktısı,
2) Yüksek öğrenim diplomasının veya mezuniyet belgesinin aslı veya noter ya da okuldan onaylı örneği,
3) KPSS sonuç belgesinin aslı veya bilgisayar çıktısı,
4) KPDS veya dengi sınavlara ilişkin sonuç belgesinin aslı veya bilgisayar çıktısı,
5) Bakanlığımız internet sitesinde yayımlanan formata uygun olarak adayın kendi el yazısı ile yazılan öz geçmişi.
     Kamuoyuna duyurulur.
     Sınavla ilgili olarak (0312) 201 57 47, 48, 49, 54, 59 numaralı telefonlardan detaylı bilgi alınabilir.

 

ULAŞTIRMA BAKANLIĞINA 30 ADET UZMAN YARDIMCISI ALINACAK

 SINAVLA
ULAŞTIRMA VE HABERLEŞME
 UZMAN YARDIMCISI ALINACAKTIR  

     Ulaştırma Bakanlığında görevlendirilmek üzere boş bulunan 30 adet Ulaştırma ve Haberleşme Uzman Yardımcısı kadrosuna sınavla personel alınacaktır.
     Öğrenim dalları itibariyle alınacak Ulaştırma ve Haberleşme Uzman Yardımcılarının sayısal dağılımı aşağıda belirtilmiştir.
- Siyasal Bilgiler, İktisat, İşletme ve İktisadi ve İdari Bilimler mezunlarından ( 4 ) kişi,
-İletişim Fakültesi mezunlarından ( 1 ) kişi,
- Fen veya Fen-Edebiyat Fakültelerinin;
İstatistik bölümü mezunlarından ( 1 ) kişi,
Matematik bölümü mezunlarından ( 1 ) kişi,
- Mühendislik Fakülteleri mezunlarından ise;
( 4 adet ) Makine Mühendisi,
( 3 adet ) Elektrik Mühendisi,
( 4 adet ) Elektronik Mühendisi,
( 1 adet ) Haberleşme Mühendisi,
( 4 adet ) Bilgisayar Mühendisi,
( 4 adet ) İnşaat Mühendisi,
( 1 adet ) Çevre Mühendisi.
( 2 adet ) Endüstri Mühendisi


   SINAVA KATILMA ŞARTLARI:
1- 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunun 48 inci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinde yer alan genel şartları taşımak,
2- En az dört yıllık lisans eğitimi veren yüksek öğretim kurumlarının veya bunlara denkliği YÖK tarafından kabul edilen yurt dışındaki yüksek öğretim kurumlarının; siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadi ve idari bilimler, iletişim, fen veya fen-edebiyat fakültelerinin istatistik ve matematik, mühendislik fakültelerinin makine, elektrik, elektronik, haberleşme, bilgisayar, inşaat, çevre ve endüstri mühendisliği bölümlerinden mezun olmak.
3- 2011 Yılı Ocak ayının ilk günü itibariyle 30 yaşını doldurmamış olmak,
4- 27-28 Haziran 2009 veya 10-11 Temmuz 2010 tarihlerinde yapılan Kamu Personel Seçme Sınavı’nın (KPSS) “KPSSP 8” puan türünden asgari 70 puan almış olmak,
5- İlan tarihinden önceki 5 yıl içinde İngilizce, Rusça, Arapça, Fransızca veya Almanca dillerinden herhangi birinde KPDS’den en az (D) düzeyinde puan almış olmak
6- Erkek adaylar için askerlik hizmetini yapmış, muaf veya erteletmiş olmak,
7- Sağlık durumlarının yurtiçi ve yurt dışında görev ve yolculuk yapmaya elverişli olması (Sözlü sınava girmeye hak kazananlardan sağlık kurulu raporu istenecektir),
8- Sınav için başvuran adaylardan yukarıda adıgeçen KPSS puan türünde puan sıralamasında en yüksek puanı alanlardan, atama yapılacak boş kadroların her bir bölüm için 5 katı aday ( 20 adet siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadi ve idari bilimler, 5 adet iletişim, 5 adet istatistik ve 5 adet matematik, 20 adet makine mühendisliği, 15 adet elektrik mühendisliği, 20 adet elektronik mühendisliği, 5 adet haberleşme mühendisliği, 20 adet bilgisayar mühendisliği, 20 adet inşaat mühendisliği, 5 adet çevre mühendisliği, 10 adet Endüstri Mühendisliği) Kurumun yapacağı sözlü sınava çağrılacaktır.
     Sınava katılabilecek aday Bakanlığın Web sitesi ( http://www.ubak.gov.tr/ ) ile Bakanlık H Blok girişinde ilan edilecektir.


     SINAV TARİHİ VE YERİ:
a) Sınav Tarihi : 24.01.2011
b) Sınav Yeri : Ankara


     SINAVIN ŞEKLİ, KONULARI VE DEĞERLENDİRİLMESİ:
1) Giriş Sınavı sadece sözlü olarak tek aşamada yapılacaktır.
2) Giriş Sınavı Kurulu üyeleri, sözlü sınavda adayın kavrayış, muhakeme gücü, ifade yeteneği, tavır, hareket ve temsil kabiliyeti gibi kişisel niteliklerinin uzmanlık bakımından uygunluğunu ve Ulaştırma ve Haberleşme Uzman ve Uzman Yardımcılarının Sınav, Atama, Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 11 nci maddesinin 1 nci fıkrasının (c ) bendinde yer alan konulardaki bilgisini değerlendirerek her adaya ayrı ayrı not verir.Sözlü sınavda değerlendirme 100 tam puan üzerinden yapılır. Giriş Sınav Kurulu üyelerinin verdikleri notların aritmetik ortalaması sözlü sınav sonuçlarını gösterir. 70 puan ve üzerinde not alan adaylar başarılı sayılır.
Giriş Sınavı Kurulu üyeleri, adayların sözlü sınav puanlarını esas almak suretiyle giriş sınavı başarı puanlarını tespit eder ve başarı sıralamasını alanlara göre ayrı ayrı yapar. Sınavda başarılı olanların sayısı ilan edilen kadro sayısından fazla ise, en yüksek puan alan adaydan başlamak üzere sıralama yapılarak belirtilen kadro sayısı kadar aday, giriş sınavını kazanmış kabul edilir. Giriş sınavında yetmiş ve üzerinde puan almış olmak bu sıralamaya girmeyen adaylar için müktesep hak teşkil etmez.


     BAŞVURU ŞEKLİ VE İSTENİLEN BELGELER:
     Başvurular 27.12.2010 günü başlayıp 07.01.2011 günü mesai bitiminde sona erecektir.
- Bakanlığımız Personel Dairesi Başkanlığından veya ( www.ubak.gov.tr ) internet adresinden temin edilerek doldurulacak Başvuru Formu
- T.C Kimlik Numarası beyanı
- Diploma veya mezuniyet belgesinin aslı veya Kurumca onaylı sureti
- KPSS sonuç belgesinin aslı yada Kurumca onaylı sureti
- KPDS sonuç belgesinin aslı yada Kurumca onaylı sureti
- 2 adet vesikalık fotoğraf
- Özgeçmiş
- Yukarıdaki belgelerde gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu tespit edilenlerin sınavları geçersiz sayılır ve atamaları yapılmaz. Bunların atamaları yapılmış olsa dahi iptal edilir. Bu kişiler hiçbir hak talep edemezler ve haklarında, 26.09.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk ceza Kanununun ilgili hükümleri uygulanmak üzere Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur.
     Söz konusu belgelerin başvuru formuyla birlikte Hakkı Turayliç Cad.91. Sokak No: 5 Emek/ANKARA 06510 adresindeki Ulaştırma Bakanlığı Personel Dairesi Başkanlığına son başvuru tarihinin mesai bitimine kadar şahsen veya posta ile teslim edilmesi şarttır. Postadaki gecikmeler ve belirtilen süre içinde yapılmayan başvurular dikkate alınmaz.


     SINAV GİRİŞ BELGESİ:
     Sınava girebileceklere Personel Dairesi Başkanlığınca “Sınava Giriş Belgesi” verilir. Sınavda bu belge ile birlikte kimlik tespitinde kullanılmak üzere nüfus cüzdanı veya fotoğraflı ve onaylı emsali bir kimlik belgesinin bulundurulması zorunludur.
Sınava katılmayacak müracaat sahiplerine herhangi bir bildirimde bulunulmayacaktır.
Bu iş ilginizi çektiyse başvuru formunu doldurunuz ve
şahsen veya PTT aracılığı ile yapınız...
Bütün yazılı ve sözlü haberleşmeler “haberleşme adresi ve telefonu” ile yapılacaktır.

Başvuru Adresi : Hakkı Turayliç Cad.91. Sok.No:5
Emek/ANKARA  06510 
Tel: (312)  203 13 25   Faks: (312) 203 13 33

8 Aralık 2010 Çarşamba

ŞİFALI BİTKİLER ... KİVİ

 Tek Başına Doktor Gibi Meyve...  
   K  İ  V  İ  
     Faydaları saymakla bitmez denir ya. Gerçekten de öyle. Özellikle kış aylarında mutlaka tüketilmeli. Neden mi?
     Kivi dünyada yoğun olarak tüketilen 26 meyve içerisinde besin maddesi yönünden en zengin meyve. C vitamini deposu olan kivinin düzenli tüketilmesi halinde özellikle kış aylarında görülen solunumla ilgili şikayetlerin azaldığı yönünde bilimsel veriler bulunuyor.
     Ordu Üniversitesi (ODÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Atnan Uğur, kivinin insan sağlığı açısından önemine de değindi.
Uğur, bu meyvenin özellikle astım, nefes darlığı ve solunum sorunlarına karşı iyileştirici etkisi bulunduğuna dikkat çekti ve faydalarını birer birer sıraladı.

 C VİTAMİNİ DEPOSU
     Kivi meyvesinin 100 gramında ortalama 100400 mg C vitamini bulunur. Ayrıca magnezyum içeriği bakımından da en zengin, yüksek potasyum miktarı ve düşük sodyum ile yine meyveler içerisinde ön sıralarda yer almaktadır.

 SOLUNUM ŞİKAYETLERİNİ AZALTIYOR
     E vitamini, bakır, fosfor, B2 vitamini ve A vitamini bakımından da iyidir. Öncelikle bir C vitamini deposu olan kivinin düzenli tüketilmesi halinde özellikle kış aylarında görülen solunumla ilgili şikayetlerin azaldığı yönünde bilimsel veriler bulunmaktadır.

 İTALYA'DA YAPILAN ARAŞTIRMAYLA
 KANITLANDI
     Örneğin İtalya'da 18 bin çocuk üzerinde yapılan bir araştırmada, C vitamini içeriği yüksek meyve tüketen bireylerin yüzde 44`ünde solunumla ilgili sorunla karşılaşma riskinin azaldığı belirlenmiştir.

 NEFES AÇICI VE ÖKSÜRÜK KESİCİ
     Zaten eskiden beri astım hastalarında, nefes açıcı ve öksürük kesici olarak kullanıldığı bilinmektedir.

 İKTİDARSIZLIĞA İYİ GELİR
     Kivi, kanı sulandırır, erkeklerde iktidarsızlığa iyi gelir.

 KANSERE KARŞI İYİ
* Kivi kanseri başlatan genlerde mutasyonu önlemede etkili olan anti mutagenik bileşikler (beta karoten, glutathion, lutein ) içermektedir.
* Özellikle lutein amino asitinin prostat, akciğer ve kolon kanserine iyi geldiği bildirilmektedir.
* İskoçya'da Rowett Araştırma Enstitüsü'nde gönüllü bireylerle yapılan bir çalışmada, 3 haftalık periyotta kivi tüketimi sonucunda yapılan tahlillerde, kan plazmasında C vitamini içeriğinin arttığı, lenfositlerde DNA zararının belirgin bir şekilde azaldığı saptanmıştır.
* Sonuçta, kivinin anti kanserojen özelliği ile, vücudu koruma bakımından önemli olduğu bildirilmiştir.

 KALP KRİZİNİ ÖNLÜYOR
     Kivinin, yan etki göstermeksizin kanı sulandırarak, kalp krizini de önlediği yapılan bilimsel araştırmalarla saptanmıştır.

 KABIZLIK GİDERİCİ,
 ÇOCUKLARDA KEMİK GELİŞTİRİCİ
     Tüm bunların yanında kolesterol düşürücü, kabızlık giderici, depresyon önleme ve stres azaltıcı, vücut şekerini düzenleyici, trigliserit düşürücü, görme gücünü iyileştirici, bağışıklık sistemini kuvvetlendirici, çocuklarda kemik ve beyin gelişimini arttırıcı, kilo koruma ve form tutmayı sağlama gibi daha birçok özellikleri nedeniyle kivi son derece sağlıklı bir meyvedir...


İSLAM TARİHİ ... İLK İSLAM DEVLETİ

 İ  S  L  A  M    T  A  R  İ  H  İ
İLK İSLÂM DEVLETİ
     Peygamber Efendimiz, on üç senelik Mekke devrinde mesâisini tamamıyla îmân esaslarını anlatmaya hasretmişti. Bu îmânî hizmet sayesinde bir çok kimse İslâmın saâdetli sinesine koşmuştu. İmanlı insanların sayısı çoğalmış ve Müslümanlar gözle görülür bir kuvvet haline gelmişlerdi. Ancak buna rağmen bu devrede İslâm düşmanlarına karşı her türlü maddî mukabele yasaktı. Müslümanların tek silahı vardı, o da sabırdı.
     Fakat, Hicret ile yeni bir muhite gelinmişti. Şartlar tamamıyla değişmişti. Müslümanlar îmânlarının gereği olan herşeyi serbestçe yapabiliyorlardı.
     Hz. Resûlullahın Medine'ye gelir gelmez gerçekleştirdiği en mühim iş, daha önce bahsedildiği gibi, Muhacirlerle Ensarı kardeş yapmış olmasıydı. Efendimiz bununla Müslümanlar arasında kuvvetli bir ittifak kurmuş oluyordu. İslâmın ırk, dil, sınıf ve coğrafi ayrılıkları tanımayan kardeşlik müessesesi böylece tarihte ilk defa gerçekleşiyordu. Ancak bununla herşeyin bitmediği muhakkaktı. Medine'de yalnız Müslümanlar yaşamıyorlardı. Bu yeni muhitte Musevîler, müşrik Araplar ve bazı Hıristiyanlar da vardı ve haliyle mütecânis olmayan bir manzara arzediyorlardı. Buna bir de Arap kabileleri arasındaki tükenmek bilmeyen rekabet ve çatışmalar ile Yahudîlerle Araplar arasındaki anlaşmazlıkları katarsak, bu yeni muhitin ne büyük bir karışıklık içinde olduğunu kolayca anlayabiliriz.
     Meselenin asla küçümsenmeyecek bir başka tarafı daha vardı: Mekkeli müşriklerin her an Medine üzerine yürüyebilecekleri hususu. Aralarında devam eden soğuk harb, her an sıcak harbe dönüşebilirdi.
     İşte Peygamber Efendimizin önünde böylesine mühim meseleler duruyor ve bunlar hal çaresi bekliyordu.
     Bu yeni muhitte, Müslüman olmayan unsurlarla anlaşmak, cemiyete bir teşkilatlanma ruhu ve havası getirmek icab ediyordu. Adlî, askerî, siyasî bir takım esasların tesbiti lüzumu vardı.
     Henüz hicretin 1. yılı bitmiş değildi. Resûl-i Ekrem Efendimiz, bütün Medine ahalisinin temsilcilerini Enes bin Mâlik Hazretlerinin evinde bir araya topladı. Maksat, bazı içtimâi prensiplerin düzenlenmesi idi. Yapılan konuşmalar neticesinde bu prensipler düzenlendi ve derhal yürürlüğe kondu. Mühim maddeler yazıldı ve taraflarca imzalandı.
     Bu maddeler Hz. Resûlullahın başkanlığında teşekkül eden İlk İslâm Devletinin anayasasıydı. Hatta bu vesika, sadece ilk İslâm devletinin anayasası olmakla da kalmamakta, aynı zamanda bütün dünyada yazılı ilk anayasalardan birini teşkil etmekteydi. Bu anayasa ile Medine halkı artık diğer insanlardan ayrı bir millet teşkil etmiş oluyorlardı.

     Şehir Devletinin Anayasası
     52 maddeden ibâret olan İslâm şehir devletinin ilk yazılı anayasasının 1. ve 2. maddelerinde şöyle deniliyordu:
1. Bu yazı, Resûlullah Muhammed (a.s.m.) tarafından Kureyşli ve Yesribli mü'minler ve Müslümanlar ve bunlara tâbi olanlarla yine onlara sonradan katılmış olanlar ve onlarla birlikte cihad edenler için tanzim edilmiştir.
2. İşte bunlar, diğer insanlardan ayrı bir topluluk teşkil ederler. (438)
     Bu anayasaya göre Medine halkı, inanç farkı gözetmeksizin diğer milletlerden ayrı bir "millet" teşkil etmekte ve ayrı bir topluluk hüviyetini taşımaktaydı.
     Hz. Resûlullah, Ayrıca Medine etrafında bulunan kabilelerle, özellikle Mekkelilerin Şam ticâret yolu üzerinde ikamet etmekte olan kabilelerle derhal dostluk tesis etme yoluna gitti ve onlarla anlaşmalar imzaladı.
     Yine Müslümanlar, şehrin yerli halkı Yahudiler ve diğerleri ile münasebet halinde bulunmak mecburiyetinde idiler. Bu sebeple, kurulan devletin anayasasında onlara da haklar tanındı. Buna göre, onlar da Müslümanlar gibi yeni devletin vatandaşları sayılıyorlardı:
"Muhammed'in (a.s.m.) büyük basiret ve siyasî inceliği Yahudilere bahşettiği fermanda görülür. Bu fermanda diğer hususlar arasında onların da bizzat Müslümanlar gibi yeni devletin vatandaşları olduğu, Yesrib'teki iki kabilenin bir tek millet teşkil ettiği, suçların dinlerin ahkâmına göre cezalandırılacağı, ihtiyaç hasıl olduğu zaman her iki tarafın (Müslüman ve Yahudîlerin) yeni devleti müdafaâya çağırılacağı, gelecekte zuhûr edecek anlaşmazlıklar hakkında Resûlullah tarafından karar verileceği yazılıydı." (439)
     Ayrıca bu anayasa metninde harple ilgili madde de ilgi çekicidir. Vuku bulacak herhangi bir harpte, harp masraflarını kendileri karşılamak şartıyla Yahudiler, Medine şehir devletinin müdafaâsına katılacaklardı.
     Anayasanın 16. maddesine göre "tabi olmaları" şartı ile Müslümanların yardım ve müzaheretlerine hak kazanacakları tesbit ediliyordu. Aynı zamanda dışarıdan gelecek herhangi bir hücum karşısında da beraberce şehri müdafaâ edecekler, bu hususta birbirinin yardımına koşacaklardır. Bu hücum ister Müslümanlara, ister Yahudilere olmuş olsun, fark etmeyecektir.
     Bu maddeler ışığında, Müslümanların ehl-i kitaptan olan Yahudilerle ittifakını görmekteyiz. Burada ehl-i kitab olan Yahudi ve Hıristiyanlara tamamen bir din ve inanç hürriyeti tanınmıştır. Böylelikle ehl-i kitab arasında kitapsız olan müşriklere karşı hiç olmazsa asgarî müşterekte birleşme esası getirilmiştir ve bunun için de Müslümanlarla birlikte Yahudiler ilk anayasada zikredilerek bunların birlikte "tek camiâ" teşkil ettiklerinden söz edilmiştir.
     Peygamber Efendimiz, Medine'de te'sis ettiği devleti düşmanlardan korumak için buranın yerlileri olan gayr-ı müslim ehl-i kitapla siyasî ittifak ve andlaşmalar yaptığı gibi, inanç yönünden de bir ittifakın sağlanmasını temine çalışmıştır. Onları aralarında ortak bir kelime olan "tevhid" inancı üzere birleştirmek ve şirk ehline karşı inananlar paktını kurmak istemiştir. Nitekim bu gayeyi Medine içindeki ehl-i kitab için güttüğü gibi, ehl-i kitab olan dış devletler için de takib etmeye çalışmıştır. Bizans İmparatoru Heraklius'a ve diğer Hıristiyan prenslerine gönderdikleri davet mektubunda şu âyet-i kerime ile onlara hitab etmiştir: "De ki: 'Ey kitap ehli olan Hıristiyanlar ve Yahudiler! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze gelin! Allah'tan başkasına ibâdet etmeyelim, Ona hiçbir şeyi ortak koşmayalım, Allah'ı bırakıp da birbirimizi rab edinmeyelim!' Eğer onlar yüz çevirirlerse, siz deyin ki: 'Şâhid olun, biz Müslümanlarız." (440)     Bizzat Resûl-i Ekrem tarafından yazılı anayasa ile himâye ve yardıma mazhar olan kitap ehli ne yazık ki, andlaşmanın şartlarını bizzat kendileri bozmuş ve lehlerindeki şartların ortadan kalkmasına böylece yol açmışlardır. Anlaşmada şehir devleti içinde bulunanların birbirlerinin aleyhinde bulunmayacakları şartı, birbirlerinin düşmanlarıyla anlaşmaya varmayacakları maddesi yazılı iken, onlar (Yahudiler) Medine'nin müşriklerin taarruzlarına hedef olduğu çok nazik bir sırada baş kaldırdılar, daha yeni yeni teşekkül eden ve yeni yeni yerine oturan bir devletin aleyhinde tertipler düzenlemeye başladılar. Tabii ki, bu doğrudan doğruya onları Müslümanların himâyesinden mahrum bırakıyordu.
     Görüldüğü gibi bu anayasa, kurulan yeni bir devletin bir çok müessesesi hususunda hükümler taşımakta, her meselede istikametli çizgiler çizmekteydi: "Bu anayasa ile İslâm, hayatının yeni bir safhasına başladı. Madde ve cismaniyat ile mâneviyatın karışması, ona kendine has bir çizgi getirdi. Mâneviyatı, hatta ahlâkı tanımayan bir siyaset bizi maddeciliğe ve vahşi hayvanların hayatlarından daha aşağı bir hayata götürür. Yaşadığımız dünyanın hâdiselerinden ayrı bir maneviyat ise bizi melek mertebesinin üzerine çıkarabilir. Fakat, bu ancak son derece mahdud bir zümre için mümkündür. İnsanların büyük ekseriyeti, böyle bir ideolojiyi tatbik edenlerin çemberinin dışında kalır. Hz. Muhammed (a.s.m.) bilhassa vasat adamı düşündü ve ona insan hayatının iki tarafını nasıl dengeye getireceğini, madde ve mânâyı aynı zamanda içine alan bir terkip yapmayı öğretti. Bu dinî doktrin herkese en az derecede lâzım olan bazı esas noktalan seçer, fakat kendilerini mânevî hayata daha fazla verebilme tercihini fertlere bırakır.
     Bu durumda Hz. Peygamberin Sahabeleri müstakil bir devletin idare edici cemaâtı; Hz. Peygamber ise her sahada onun reisi oldu. (441)

438. Sîre, 2/147; Diğer maddeler için bkz: A.g.e., 2/147-150
439. Prof. Harun Han Şirvânî, İslâmda Siyasî Düşünce ve İdare, Terc.; s.18
440. Âl-i İmrân Sûresi, 64
441. Prof. Muhammed Hamidullah, İslâm Peygamberi, 1/148

GÖNÜL ERLERİ TİYATRO GRUBU

Gönül Erleri Mail Grubu'muzun, artık bir de,
Gönül Erleri Tiyatro Grubu oldu...

 Gönül Erleri Tiyatro Grubu İletişim Bilgileri: 
0216 452 60 70
kulturxsanat@gmail.com

 Gönül Erleri Tiyatro Grubu İletişim Bilgileri: 
0216 452 60 70
kulturxsanat@gmail.com

 Gönül Erleri Tiyatro Grubu İletişim Bilgileri: 
0216 452 60 70
kulturxsanat@gmail.com

 Gönül Erleri Tiyatro Grubu İletişim Bilgileri: 
0216 452 60 70
kulturxsanat@gmail.com

17-18-19 Mayıs Hafta Sonu İstanbul & Kapadokya Turu

Gönül Erleri 17-18-19 Mayıs Hafta Sonu İstanbul & Kapadokya Tur      Gezilecek Yerler: Tuz Gölü Ihlara Vadisi (4 km trekking turu) Avano...