UYAN! DİREN! ÖZGÜRLEŞ! / Harun Talha Özsoy

UYAN! DİREN! ÖZGÜRLEŞ!
Harun Talha Özsoy

     Cezayir’de, Mısır’da, Filistin’de, Suriye’de, Bosna’da, Burma’da, Azerbaycan’da, Tacikistan’da, Keşmir’de, Mahmudiye’de, Nisur’da, Kandahar’da, Caharkale’de, Hadisa’da akan Müslüman kanının ağlamakla, sızlamakla, yas tutmakla, feryad etmekle durması asla ve kat’a mümkün değildir. 

     Ey putlara, heykellere, hevalarına; Dolarlara, Eurolara, altınlara; makam, mevkii, mal ve mülke değil Âlemlerin Rabbi, Kudretin kaynağı ve sahibi, sonsuz gücün ve iradenin sahibi, gücü her şeye ulaşan her şeye gücü yeten ve her şey de hissedilen, tek büyük olan Allah’a kul olanlar. Allah’a kulluğun asıl özgürlük olduğunu ve hürriyetin zirvesi olduğunu, özgürlüğümüzün ibadetle mümkün olduğunu ve ibadetimizin de sadece ve sadece özgürlüğümüzle olduğunun farkında, şuurunda ve bilincindeyseniz. İslam’ın azıcığını, kıyısından ya da köşesinden değil de İslam’ın tamamını yaşamanın azmini taşıyıp, arzusuyla yanıp tutuşuyorsanız. İslam’ın yalnızca ibadetten ibaret olmadığını, aynı zamanda da bir Hukuk, İktisat, Siyaset ve Devlet sistemi olduğunun bilincinde ve şuurundaysanız.

     Yani siz Ey Müslümanlar!

     Mü’min ve muvahhid olarak yaşamanın doruklarına tırmanmak için Hazreti Ali, Hazreti Osman, Hazreti Ömer, Hazret, Ebu Bekir, Hazreti Halid, Hazreti Zübeyr, Hazreti Musab, Hazreti Hamza ve dahga nice sahabi ve İslam büyüğü gibi, İslam’ın tamamını hürriyet ve teslimiyet üzere yaşamak istiyorsanız. Felluce’de yanan abinizin, Mahmudiye’de tecavüze uğrayan bacınızın, Arakan’da kendisinin ve 3 yaşındaki kızı ile 6 yaşındaki oğlunun namusunu korumaya çalışan annenizin, Şam’da zindanlarda çürüyen şeyhinizin, Bosna’da diri diri katledilen babanızın, Azerbaycan’da kulakları kesilen delikanlınızın, Çeçenya’da 30-35 kişiyle direnen ve Türkiye’de aslını, özünü, kültürünü, hissini, duygularını ve geçmişini kaybetmiş, kafası ve gönlü Allah’tan başka bilumum ilahlarla dolmuş gencinizin ıstırabını yüreğinizde duyuyorsanız. Sözün özü Mü’minlerin derdiyle dertliyseniz...

     Sokaklarda, caddelerde, kafelerde, halı sahalarda, okullarda, park ve bahçelerde milyonlarca hatta milyarlarca gencin İslam’ı tanımamasının ya da yanlış tanımasının ıstırabını gönlünüzde hissediyorsanız…

     İşte bu hissettiğiniz gönlünüzü paramparça eden ıstırap, işte bu kan ve işte bu çile, namazlardan sonra hıçkıra hıçkıra ağlayarak durmaz, camiiler de sadece dua etmekle durmaz. Bu kanı durdurmak, çileye son vermek ve gönüllerde ki ıstırabı dindirmek için, İslam’ın tamamını özgürce yaşamak ve yaşatmak için Ehli Beyt gibi yaşamak istiyorsanız bir olmaya, birlik olmaya, yeniden kardeş, dost, akraba, davadaş ve yeniden kandaş olmaya mecbursunuz.

     Eğer ki birlik olmazsanız yıllardır Emperyal devletlerin OrtaDoğu’da oynadığı ve Saddam’ın geldiği oyuna gelmeye mahkûmsunuz. Meseleyi anlayamazsanız, yeniden kardeş olmazsanız birtakım siyasi ve ictimai emperyal maşalarla dostluk kurarsanız, size kırpılan gözlere inanırsanız, “Dostunum, yoldaşınım” gibi buram buram Siyonizm kokan tümcelere kanarsanız sonunuz maalesef ki zarar, ziyan olacaktır. 2000li yıllarda Saddam’ı aynı oyunlar kandırdılar. Vur dedi Halepçe’de ki kürtleri, o da gitti 5000 kürdü öldürdü ardından İran’ı vur emrini aldı. İran ile 8 sene sürecek bir savaşa girdi ve kendisini de İran’ı da bitirdi.

     Emperyal güçler Saddam’a göz kırptı ve Kuveyt’i vur dedi o da emri aynen uyguladı Kuveyt’i vurdu. Ardından vur Şiilere dendi o da tekrar emri uyguladı buna mukabil en son Türkmenleri vurdu. Herkesi vurdu, tek bir tane dostu kalmadı sonra Amerika’da geldi Saddam’ı vurdu. Emperyal zihniyetin yıllardır Müslümanların içinde uyguladığı kalleşçe taktik işte budur. 2010’da da Suriye’de Suriye Kürtleri ve Suriye Araplarının arasını açmak suretiyle Suriye’de de iç savaşı başlattılar. Orada bulunan kürtler bizim hain dediğimiz Bush için zamanında Ebu’l Azad (Özgürlüklerin Babası) diyorlardı. Türkiye’de de hali hazırda bu oyun oynanmaya çalışılıyor. Öncelikle dağ da olan çatışmalar şehre indirilir ve ardından da birtakım cemaatler üzerinden oluşturulan cemaatler para, mal, mülk, mevkii ve menfi değerler için vardır algısı üzerinden önce cemaatleri ardından da bütün Müslümanları birbirlerine düşürmeye çalışıyorlar.

     Eğer ki biz yeniden kardeş, dost, kandaş ve davadaş olmazsak Allah korusun Irak’ın başına gelenler, Suriye’nin başına gelenler korkarım ki vazgeçemediğimiz egolarımız, kibirlerimiz, hevalarımız ve gururlarımız bize mezar olacaktır. Eğer ki bu durumun vuku bulmasını istemiyorsanız siz kardeş, can ciğer ve davadaş olmalısınız. Siz bu durumda kardeş olduğunuz takdirde başka kesimler bu kargaşayı ve bu durumu sonlandırmak için o sevmedikleri İslam’a vallahi billahi ve tallahi de sarılacaklardır.

     Allah Hazreti Muhammed (sav)’ın ümmetine bir görev vermiştir. Bu ümmet yeryüzünde bir medeniyet kuracak, bu ümmet yeryüzünde ve tüm alemde Kur’an- Kerim’in kriterlerini hakim kılacak ve onunla hükmedip bir hakimiyet kuracaktır.

     Allah bu derdi dert edinenlere ve bu dava uğrunda gecesini gündüzüne katarak çalışan bütün mü’minlere bu davanın en ön safında olma şerefini göstersin inşallah
     Selam ve Dua…

Hiç yorum yok:

17-18-19 Mayıs Hafta Sonu İstanbul & Kapadokya Turu

Gönül Erleri 17-18-19 Mayıs Hafta Sonu İstanbul & Kapadokya Tur      Gezilecek Yerler: Tuz Gölü Ihlara Vadisi (4 km trekking turu) Avano...