Zehra Keskin * GÜÇ KİMDE? / 07 Haziran 2020

GÜÇ KİMDE?
Zehra Keskin
     Sorun, kavanozun kapağını açamamam değil! 
Fiskolu elbiselerden hoşlanmam yahut ellerimin incecik bileklerimin güçsüz olması hiç değil. Elimin hamurundan utanmadığım kadar, kınasından da utanmıyorum. Hele gözyaşımdan... Lafı bile olmaz. Suçlu aramıyorum. Haklıyı da bulun istemiyorum. "Bana sahip çıkın" demiyorum. Bazen karanlıklardan korktuğumdan bahsetmiyorum. Hele, güçlüymüş numarası yaptığımı da kimseye çaktırmak istemem.
     Neden bu kadar ciddi ve kafam dik yürüyorum da; "bu, yazdığım oyunun senaryosu" demiyorum? Suçlu aramıyorum ben... Suçsuzum, hatasızım, "suçluyum" demeyeceğim. Siz de hatalı olduğunuz halde hatalıyım demeyeceksiniz. Kimse yaşattıklarınızın özürünü beklemiyor. Hiçbir özür eskisi gibi bir duruş bırakmıyor geride...
     Bütün kadınları karşıma alıp ağlamak isterdim. Hepsinden özür dilemek sonra da ağlamaktan utanan kadınlar yerine de ağlamak isterdim.
     Bizi güçlü yetiştirdiler değil mi Ayşe!
     Seni de öyle tabi, Sare!
     Rana! Sana da; "hiçbir şey olmaz kızıma" diyorlardı değil mi? "Erkek gibi kız, maşallah kızıma, ezdirmez bu kız hiçbir yerde kendini..."
     Tabi! Bize yan bakanların gözünü oyarız değil mi Buse? 
     Heyyyt ulan... İki de küfür öğrenmişiz zaten, sesimiz de maşallah zorbaların gücünün üstünde olmasa da çıkıyor değil mi?
     Bizi büyütenler;
     Bakın bizim sesimiz kısılabilir, hatta korkudan çıtımızı dahi çıkaramayabiliriz. Ağlamaktan gözlerimiz şişebilir. Ben çok kadın gördüm, sararmış yüzünün gölgesinde sesinin kısıldığını, bir umut, masum ve yaşlı gözleriyle, kısılmış sesini toparlamak için acıyan boğazına aldırış etmeden bir cümle olsun, söyleyebilmek adına o güzel gücünü sarf eden canım kadınlar. 
     Çok gördüm, dayak yiyen, öldürülen, tâcize tecavüze uğrayan... Yetmedi ortadan kaldırılmaya çalışılan... O güzel bedenlerini zorla incitmelerine müsaade edilmesi bitmeyecek mi? 
     Çok kadın gördüm, kendini güçlü sanan zarif kadınlardı bunlar. Güzel ve yumuşacık elleri çok güçlüymüş..! Çünkü, biz küçük kız çocukları öyle zannederiz. Oysa kremlemesek soğuktan bile incinen ellerimiz vardır bizim.

     Anne; kim dedi bize güçlü olduğumuzu? Kim kandırdı bizi? Babam değil anne! Hiç bir oyunumuzda benim kazanmama izin vermedi o. Bilek güreşi yapardık başladın mı derdi benim gücümü en fazla kullandığım sıralar. Başladım dediğimde nakavt olurdum. Ama benim kızım çok güçlü derdi... Şampiyonluklarının önüne geçmiş meğersem kızım diye başladığı cümleleri.
     Ben güreşirdim de anne babamla, kim güreşecek benimle dediğinde ben atılırdım hani. Babam bana hiç yenilmedi anne. Hiç kazanmadım ben. Şampiyon olmama izin vermedi, "benim güçlü kızım" diye alkışlamadı beni. (Rica; arada bir çocuklar kazanmak ister.)

     Sen beni niye bu kadar güçlü yetiştirdin? Teşekkür mü etmeliyim, yoksa gönül mü koymalıyım?
     Ah anne! Ah baba..! 
     Biz küçük kızlarınız alamamışız verdiğiniz dersleri, yanlış anlamışız! "Güç; bu nârin bileklerinde değil miniğim, kalbinde" demek istedin değil mi anne?
     Sen merhametinle, şefkatinle zekanla çok güçlüsün dedin. Özür dilerim, yanlış anlamış bu kız.
     Kadınlar ve dahi şahsım, dövülenler öldürülmeye teşebbüs edilenler, yan gözle bakılanlar, laf atılanlar karşılık bulamadıklarında hakarete tâcize uğrayanlar, zarif gönle sahip her bir çiçek. Demek istediğim şu; iki kelam önce kendime sonra sizin naif kalbinize.
     Kadınlar ve erkekler eşit yaratılmamışlardır. Birbirlerini tamamlasınlar diye eksikler bırakılmış biz aciz insanlarda. Kendini büyük görenler bilakis yerle birdir, büyüklük güzelliktedir insanlık tadır.
     Emanete sahip çıkanlara adam denir. Emanet edilen anası, bacısı, hanımı, evladıdır.
     Beylik sözler etmeye gerek yokmuş aslında. Herkes kendini bildiğinde, belki bir nebze olsun gözyaşları dinermiş. Güçlü yetiştirilen kızlar; çokta güçlü değilmişiz değil mi? Bunu ağzımızdan kan gelince anladık. Bunu sesimiz kısılınca fark ettik. Bunu herkesin gözü önünde bir anneyi kızının karşısında katleden babadan öğrendik.
     Güçlüyüm diye bağırıp durmayın lütfen, bize kimse hiçbir şey yapamaz demeyin, beylik-beylik sözler etmeyin. Kız çocukları babalarıyla bilek güreşi için el ele tutuşmasın. Hiçbir ana kuzusunun dili de tutulmasın. Gözyaşlarımız mutluluktan olsun çok isterim, bende bir kız çocuğuyum.
     Ben bana anlatılan masalların gerçek olmadığını bugün anladım, 21 yaşımda. İnanmıştım sözlerine ve gerçekten de güçlüyüm sanmıştım.
     Bir gün güzeller güzeli bir kızım olursa ona diyeceğim ki:
     
Benim tatlım, meleğim; güç duruşundadır. Gücün ahlakındır. İnsan kendini iyi bilmeli yavrucağımız, gücünün yetmeyeceği hiçbir işe yeltenme. Ben senin yanındayım meleğim, benim kollarımın arasındasın şimdi. Karşındaki insan çok sinirlendiğinde, sen susmasını bil, ilişkiler böyle yürütülür iki tarafta dinmez, sönmez bir yanardağ olursa geriye ne kalır dersin? Söyleyeyim kızım, gözyaşların kalır. Bu gözyaşların, belki canının acıdığından olur, belki de öfken dindikten sonra pişmanlığın getirdiği dinmez acılarının, kalbinin kıyılarına vuran dalgaları olur...
     Canım kızım; sen, sen ol ve pişman olacağın, seni bir ömür kahredecek bir sözü, bir eylemi gerçekleştirme. Gücün bileğinde değil kızım, bunu iyi öğren, burası da dünya. Gücün yetse dahi zavallı olma benim güzelim. Bilakis gücünün yettiğine edilen zalimlik başlı başına eziklik göstergesidir. Zaten hiçbir akıllı bükemeyeceği bileği tutmaz, öper evladım, zavallılar böyle yapar.
     Bil ki sen güçlüsün güzelsin. Gücün kalbinde, bakışında, duruşunda, merhametinde zorbalığın karşısında susmayışında, mazlumun yanında oluşunda, ahlakında, zerâfetinde, kurduğun güzelim hayallerde, hedeflerinde, eline aldığın mesleğinde... Susma konuş kızım ama zamanını iyi ayarla. Bazen sönsün diye ateşe üflersin. Bir bakmışsın ateş harlanmış. Ateşi su söndürür, bazı rüzgarlar ise ateşi çılgına döndürür. Zamanı gelince, karşındaki insan seni duyabildiğinde konuş. Kim olursa, bilek gücün yetsin, yetmesin zavallı olma.
İşte o zaman benim güçlü kızım olursun.
     Peki ne zaman güzel olursun kızım?
     Güzellik, her şeyden öte yürekten başlar. İçten dışa doğru bir dönüşümdür güzellik dediğin. Kimse için değil, kendin için tak-takıştır ama unutma; milletin, gözü-göz değil, sözü de-söz değil... 
     Allah bizim incinmemizi istemez, onun dediklerini uy. Ben onu çok seviyorum o da bizi çok seviyor. Bil kızım, bil özünü-sözünü-yerini bil ve dahi gücünü bil.
     Güç bilekte değil, yürektedir efendim. 
     Güzellikte öyle.
     Bu da böyle biline.


Hiç yorum yok:

17-18-19 Mayıs Hafta Sonu İstanbul & Kapadokya Turu

Gönül Erleri 17-18-19 Mayıs Hafta Sonu İstanbul & Kapadokya Tur      Gezilecek Yerler: Tuz Gölü Ihlara Vadisi (4 km trekking turu) Avano...