24 Eylül 2012 Pazartesi

Altıncı Bölüm: NAMAZ ... 12. Konu: BAYRAM NAMAZI

İSLAM İLMİHALİ
Altıncı Bölüm: NAMAZ
Onikinci Konu: BAYRAM NAMAZI 
     Bayram namazı, biri ramazan bayramında diğeri kurban bayramında olmak üzere yılda iki defa kılınan iki rek`atlık bir namazdır. Bayram namazı Hanefî mezhebinde, cuma namazının vücûb şartlarını taşıyan kimselere vâciptir. Şâfiî ve Mâlikîler'e göre müekked sünnet, Hanbelîler'e göre ise farz-ı kifâyedir.

     Bayram namazının sıhhat şartları, Hanefîler'e göre, hutbe hariç, cuma namazının sıhhat şartları ile aynıdır. Sadece hutbenin hükmü bakımından aralarında fark vardır. Yani cuma namazında hutbe sıhhat şartı olduğu halde, bayram namazında sünnettir. Yine hutbe cuma namazında namazdan önce, bayram namazında ise namazdan sonra okunur.

     Şâfiîler'e göre kadınlar da bayram namazı ile yükümlüdürler. Şu var ki bu namazın cemaatle kılınması şart olmayıp, münferiden de kılınabilir, fakat camide cemaatle kılınması daha faziletlidir.

     Bayram namazının diğer namazlardan kılınış bakımından farkı, bunun her rek`atında üçer fazla tekbir olmasıdır. Bu fazla tekbirlere "zâit tekbirler" denir. Bu ilâve tekbirler vâcip olup birinci rek`atta kıraatten önce, ikinci rek`atta kıraatten sonra alınır. Tekbirle birlikte eller kaldırılır ve yanlara bırakılır (ref` ve irsâl). İlk rek`atta iftitah tekbirinden sonra eller bağlanır (itimâd) ve "Sübhâneke" okunur. Bundan sonra imamla birlikte zâit tekbirlere geçilir. İmamın tekbiri diğer tekbirlerde olduğu gibi sesli, cemaatin tekbirleri ise alçak sesle olur. Allahüekber denilerek eller kaldırılır ve yanlara salınır, üç kere "sübhânellah" diyecek kadar beklendikten sonra yeniden tekbir alınır; aynı şekilde eller kaldırılır, yanlara bırakılır ve biraz beklendikten sonra bu rek`attaki zâit tekbirlerin sonuncusu olan üçüncü tekbir alınır ve bu defa eller bağlanır. Cemaat susar, imam gizlice eûzü ve besmele çektikten sonra açıktan okumaya başlar. Fâtiha'dan sonra bir sûre daha okur, rükû ve secdeden sonra ikinci rek`ate kalkılır. İkinci rek`atta imam, Fâtiha ve arkasından bir sûre okuduktan sonra üç defa tekbir alınır ve eller yanlara salıverilir. Dördüncü tekbir rükûa geçiş tekbiri olup bu tekbirle rükûya gidilir ve namaz tamamlanır.

     Diğer mezheplerde tekbir sayısı ile ilgili farklı uygulamalar da vardır.

     Namazdan sonra imam minbere çıkar ve hiç oturmaksızın hutbe okur. Cuma hutbesindeki hamdü senâya bedel olarak bu hutbede, Allâhü ekber, Allâhü ekber; lâ ilâhe illellâhü vallâhü ekber. Allâhü ekber ve lillâhi'l-hamd der, cemaat bu tekbirlerde imama eşlik eder. İmam, cuma hutbesinde olduğu gibi, hutbeyi iki hutbe yapıp arasını kısa bir oturuşla ayırır.

     Bayram namazına giderken yolda tekbir getirilir. Bu tekbirler ramazan bayramında sessiz, kurban bayramında ise açıktan yapılır. Camiye varıldıktan sonra her ikisinde de namaz vaktine kadar hep birlikte tekbir alınır. Camide vaaz ediliyorsa oturup sessizce dinlenir.

     Bayram namazının vakti, güneşin doğuşu sırasındaki kerâhet vaktinin çıkmasından sonradır. Bir mazeret sebebiyle bir beldede bayram namazı birinci gün kılınamamışsa, ramazan bayramı 2. gün, kurban bayramı ise 2. gün yine kılınamazsa 3. gün kılınabilir. Ancak bayram namazı özürsüz olarak terkedilmişse artık kılınmaz, kurban bayramı ise kerâhetle birlikte 2. veya 3. gün kılınabilir.

     Bayram namazının ilk rek`atına zâit tekbirlerin alınmasından sonra yetişip imama uyan kimse, iftitah tekbirini aldıktan sonra Sübhâneke okumaz, hemen zâit tekbirleri alır. Eğer imam rükûda iken yetişmiş ise bu takdirde, ayakta tekbir alıp imama iktidâ eder ve hemen rükûa gider ve rükû tesbihlerinin yerine zâit tekbirleri ellerini kaldırmaksızın orada yapar. Yetiştiremezse zâit tekbirler ondan düşmüş olur. İmama ikinci rek`atta yetişmiş olan kimse ise imam selâm verdikten sonra, kılamadığı birinci rek`atı kazâ etmek için kalktığında zâit tekbirleri kıraatten sonraya bırakır.

     Teşrik Tekbirleri

     Peygamberimizin, kurban bayramının arefe günü sabah namazından başlayarak bayramın 4. günü ikindi namazına kadar, ikindi namazı da dahil olmak üzere farzlardan sonra teşrik tekbirleri getirdiğine dair rivayetler bulunmaktadır. Ebû Yûsuf ve Muhammed'e göre arefe günü sabahından bayramın 4. günü ikindi namazına kadar 23 vakit, her farzın selâmından sonra teşrik tekbiri getirmek, kadın erkek ve seferî mukim ayırımı olmaksızın her mükellefe vâciptir. Hanefî mezhebinde fetvaya esas olan görüş budur. Teşrik günlerinde kazâya kalan namaz, yine o günlerde kazâ edilirse teşrik tekbirlerini de kazâ etmek gerekir. Bunun dışında teşrik tekbirleri kazâ edilmez.

     Ebû Hanîfe'ye göre ise bu tekbirler, kurban bayramının arefe gününden 1. gün ikindi namazına kadar sekiz vakit, cemaatle kılınan farz namazlardan sonra vâciptir. Dolayısıyla bu vâciplik cemaate katılması gerekmeyen seferî ve mukim kişiler için söz konusu değildir.

     Teşrik tekbirleri, Şâfiî ve Hanbelî mezhebine göre sünnet, Mâlikî mezhebine göre ise menduptur.

23 Eylül 2012 Pazar

KELİMELER - KAVRAMLAR ... NEFS


KELİMELER - KAVRAMLAR
NEFS

     Cahiliye dönemi Arap şiirinde daha çok birşeyin özünü, kendisini belirten zamir olarak kullanılan nefs kelimesi zamanla yirmiyi aşkın anlamı dile getirecek biçimde kullanılmaya başlandı. Ruh, can, kan, benlik, kalb, iç, kimse, büyüklük, yücelik, cevher, nefret, irade, kem göz, nefs kelimesinin dile getirdiği başlıca anlamlar arasındadır.
     Kur'an'da zamir biçiminden başka, ruh, can, iç ve kalb anlamlarında kullanıldığı da görülür. Felsefi düşüncenin yaygınlaşmaya başlamasından sonra kelime daha çok ruh karşılığında kullanılmaya başlandı; kelami, tasavvufi ve felsefi nazariyelerin konusu durumuna geldi.
     Kur'an'da nefs kelimesi çoğulu olan enfüs ve nüfûs biçimleriyle birlikte genellikle çeşitli varlıkların kendilerini belirtmek üzere kullanılır. Ama zaman zaman hayat ilkesi anlamında ruh, kalb ve iç anlamlarında kullanıldığı da görülür. Sözgelimi; "Gelin... kendimizi (enfüsena) ve kendinizi (enfüseküm) çağıralım... (Âli İmran, 3/61) ayetinde "kendimiz=lenfüsena" Hz. Peygamber'i, "kendiniz=lenfüseküm" ise Hz. İsa hakkında tartışmaya kalkışan Hristiyanları dile getirilmektedir. Kelime, "...sen benim nefsimde olanı bilirsin, ben senin nefsinde (nefsike) olanı bilmem..." (el-Maide, 5/I 16) örneğinde olduğu gibi altı ayette Allah'ı, bir ayette (el-Furkan, 25/3) ilahları, bir ayette de (el-En'am, 6/130) insan ve cin topluluğunu belirtmek üzere kullanılır. "Haydi canlarınızı, ruhlarınızı (enfüseküm) çıkarın..." (el-En'am, 6/93) ayetinde insan ruhunu karşılayan nefs kelimesi, diğer bazı ayetlerde "kötülüğü emreden" (emmâre) (Yusuf, 12/53), "kınayan/levvame" (el-Kıyamet, 75/2) ve "huzura eren/mutmainne" (el-Fecr, 89/27) nitelikleriyle kullanılır. " ... Yusuf bunu içinde (nefsihi) sakladı..." (Yusuf,12/77) ve "...Allah içinizden (enfüseküm) geçeni bilir..." (el-Bakara, 2/235) örneklerindeki gibi kelime iç ve kalp anlamlarını karşılayacak biçimde de kullanılmaktadır.
     Kur'an'daki kullanılışının da etkisiyle Emeviler döneminden itibaren nefs kelimesi yaygın biçimde ruh anlamında kullanılmaya başlandı. Ama ashab, tabiun ve bunların izleyicisi olan selef bilginleri nefsin mahiyeti, nitelikleri gibi konularda Kur'an ve sünnette verilenle yetinerek susmayı yeğliyorlardı. Kur'an ve sünnette geçtiği kadarına inanmayı ilke edinen selefe göre nefsin mahiyetinin kavranması imkansızdı ve bu konuda tartışmaya girmek gereksizdi.
     Hicrî ikinci yüzyıldan itibaren Müslüman bilgin ve düşünürler, özellikle Yunan felsefe metinlerinin Arapçaya çevrilmesinden sonra nefs konusunda tartışmaya ve çeşitli düşünceler ileri sürmeye başladılar. Aristo felsefesinin Yeni Eflatuncular tarafından yorumlanan biçiminin ağır etkisini taşıyan bu tartışmalar sırasında nefsin mahiyeti, nitelikleri, kadim olup olmadığı, ölümden sonraki durumu gibi konularda çok sayıda düşünce ve nazariyeler ortaya çıktı.
     Nefs konusuyla uğraşan bilgin ve düşünürler, insan gerçekliğinin belirlenmesinde, o zamanlar başlıca yöntem olan mantıki ihtimalleri göz önünde bulundurarak, düşüncelerini bu ihtimallerden birisine dayandırmışlardır. Buna göre, söz gelimi bir insan "düşündüm", "yaptım" dediğinde, buradaki "ben"le anlatılmak istenilen ya cisim (beden), ya cisimsel bir şey (araz ya da kuvvet), ya da cisimle cisimsel olanın toplamından oluşabilir. Diğer bir seçenek de bu şeyin ne cisim, ne de cisimsel olmamasıdır. Düşüncelerini bu ihtimaller üzerine kuran Müslüman düşünürler öncelikle iki ana fırkaya ayrıldılar. Birinci fırkaya göre nefs cisim ya da cisimsel olmayan soyut bir varlıktır. İkinci fırka ise nefsin soyutluğunu kabul etmeyerek cisim ya da cisimsel bir varlık olduğunu savunmuştur.
     Nefsin soyut bir varlık olmadığını savunan düşünürler, nefsin mahiyeti konusunda birbirinden farklı çeşitli görüşler öne sürmüşlerdir. Bunların başlıcaları şöyle özetlenebilir:
1. Nefs bir atomdur. İbn el-Ravendi'nin savunduğu bu görüşe göre soyut mümkünlerin olması imkansızdır. Nefs ya da ruh, kendi özüyle varolan bir cevherdir. Bu cevher basit varlıkları kavrar. Yeri kalptir. Bu nefs insanın özünü oluşturur.
2. Nefs, bedenle birlikte ortaya çıkan canlılıktır. Nazzam tarafından savunulan bu görüşe göre insan, bedenle birlikte var olan bu hayattan ibarettir. İnsanda, beden dışında birşey yoktur.
3. Nefs, beyinde güç, kalpte fiildir.
4. Nefs üç ayrı cisimden oluşan bir bileşiktir. Eski Müslüman hekimlerin savunduğu bu görüşe göre nefsi oluşturan bileşiklerden birisi buhar gibi sıcak ve latif bir cisimdir. Yeri kalptir. Hayvan bu nefs ile varlık kazandığı için nefs-i hayvani ya da ruh-ı hayvani adı verilir. İkincisi, yine latif, buhar gibi bir cisimdir. Bunun yeri karaciğerdir. Buna da nefs-i tabii ya da ruh-ı tabii denir. Üçüncüsü de yine buhar gibi latif bir cisimdir. Yeri beyindir. Buna da nefs-i insani ya da ruh-ı insani adı verilir.
5. İnsanın gerçekliğini oluşturan nefs, insanın maddi bedenidir. Bazı kelamcılar bu görüşü benimsemişlerdir.
6. Nefs, kemiyet ve keyfiyet bakımından dört sıvının mutedil ölçüdeki bileşiminden oluşur. Bu görüş de eski hekimler arasında yayılmıştır.
7. Nefs, mutedil ölçüdeki kandır.
8. Nefs, mahiyet bakımından maddi bedene muhalif, ama gül suyunun gülde, zeytin yağının zeytinde yayılması gibi bedene yayılan nurani, yüce, diri ve hareketli bir cisimdir. Bu cisim ayrışmaz, değişmez, parçalanmaz. Maddi beden oluşarak kendisine yetenek kazandığı zaman bu nurani latif cisim bedene nüfuz eder, yayılır. Beden bu yayılmaya uygun olduğu sürece canlı kalır; yayılmaya engel olan bir durum belirirse, nefsin yayılması sona erer ve ölüm ortaya çıkar. Birçok büyük kelamcı bu görüşü benimsemiş, İbn Kayyim el-Cevzî ve İmam Şarânî nefse ilişkin olarak yazdıkları müstakil eserlerde bu görüşü savunmuş, Fahreddin er-Râzî bu görüşün güçlülüğünü belirtmiştir.
     Muhakkik kelamcılarla İslâm filozofları ve mutasavvıflarının bir bölümü de nefsin soyut bir cevher olduğunu savunmuşlardır. Bunlara göre insanın mahiyeti ne cisimdir, ne de cisimseldir. Nefs, maddeden ayrık bir cevherdir. Ne var ki bunlar da kendi içlerinde iki fırkaya ayrılmışlardır. Muhakkik kelamcılara göre insan, bu nefs cevheriyle bedenin birleşmesinden oluşur. İkinci fırkayı oluşturan filozoflarla mutasavvıflara göre ise, nefs bedene iliştiğinde onunla birleşir. Nefs bedenin, beden de nefsin aynısı olur. Birleşmelerinden sonra ikisinin toplamı insanı oluşturur. Ölümle bu birlik bozulur. Nefs kalır, beden ise yok olur.
     Tüm İslam fırkaları nefsin kadim olmadığında, sonradan yaratıldığında görüş birliği içindedirler. Buna karşılık nefsin bedenden önce yaratılıp yaratılmadığı konusu görüş ayrılıklarına neden olmuştur. İslam filozofları olarak bilinen Meşşâîler, nefsin bedenden sonra, yani ceninin ana rahmindeki oluşumundan sonra yaratıldığını savunmuşlardır. Bazı ifadeleri Gazalî'nin de bu görüşü benimsediğini göstermektedir. Ne var ki, Gazâlînin nefsin bedenden önce yaratıldığını kabul ettiğini gösteren ifadeleri de bulunmaktadır. Kelamcılarla mutasavvıfların büyük çoğunluğu ise nefsin bedenden önce yaratıldığını kabul etmektedir.
     Nefsin mahiyeti konusundaki düşüncelerinde Yunan felsefesinin yoğun etkisinde kalan Müslüman düşünürler, özellikle Aristoteles'in izinden giderek nefsin üç türü, derecesi ya da durumu olduğunu kabul etmişlerdir. Buna göre nefs nebatî, hayvani ve insani nefs olmak üzere üçe ayrılır. Tüm bitki, hayvan ve insanlarda ortak olan nebatî nefsin üç gücü vardır. el-Kuvvetü't-tegazziye (beslenme gücü), el-kuvvetü't-tenmiye (büyüme gücü) ve el-kuvvetü't-tevellüdiyye (üreme gücü) denilen bu güçler yardımıyla canlılar, varlıklarını ve türlerinin devamını sağlar. Hayvan ve insanlarda ortak olan hayvani nefsin de kendine özgü güçleri vardır. Bunlar hareket ve algı güçleridir. Hareket gücü, el-kuvvetül-baise (harekete geçiren güç) ve el-kuvvetül-fâile (etkin güç) olmak üzere ikiye ayrılır. el-Kuvvetül-baise, yararlı şeyleri çeker, zararlı şeyleri defeder. el-Kuvvetül-fâile ise çeşitli hareketleri meydana getirmek üzere sinir ve kaslara yayılmıştır; görevi, sinir ve kasları gerip gevşeterek hareketi sağlamaktır. Algı güçleri de el-havasul-zahire (dış algı güçleri) ve el-havasul-batınıye (iç algı güçleri) olarak ikiye ayrılır. el-Havasul-zahire beş duyudan oluşur. el-Havasul-batınıye de hiss-i müşterek (ortak duyu), musavvıra (tasarlama gücü), mütehayyile (hayal gücü), vehim (sezgi gücü) ve hafızadan (hatırlama gücü) meydana gelir. Yalnız insanlara özgü olan insani nefsin de kendine özgü güçleri vardır. Bunlar el-kuvvetül atime (bilici güç) ve el-kuvvetül-amile (yapıcı güç) adlarını taşır. Nefs-i natıka (düşünen, konuşan nefs) ya da nefs-i akli (akli nefs) denen insani nefs bedenin düşünceye ait fiilleri akletmesi ve genel işleri algılaması bakımından ilk olgunluğudur.
     Hemen hemen tüm kelamcılar, mutasavvıflar ve filozoflarca benimsenen bu nefs nazariyesi İslâm dünyasında gelişen psikolojinin (ilmü'n-nefs) temellerini oluşturur. Ama bu nazariye kelamcılar, mutasavvıflar ve filozoflarca farklı biçimde ifade edilmiş, özellikle İbn Sina, Gazalî, İbnül-Arabî ve er-Râzî gibi doktrin sahibi büyük düşünürlerce farklı biçimlerde yorumlanarak kendi sistemleri içine yerleştirilmiştir.
Şamil İslam Ansiklopedisi
Ahmet ÖZALP

20 Eylül 2012 Perşembe

HADİS-İ ŞERİFLER ... KIYAMETTEN ÖNCE BİR ATEŞİN ÇIKMASI


KÜTÜB-İ SİTTE
HADİS-İ ŞERİFLER
KIYAMET ALAMETLERİ
Aşağıdaki başlıklara tıklayıp, bu konuyla ilgili geçmiş dönemde yayınladığımız bölümleri okuyabilirsiniz...
Altıncı Fasıl:
KIYAMETTEN ÖNCE BİR ATEŞİN ÇIKMASI
1. (5027)- Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Hicaz bölgesinden bir ateş çıkmadıkça kıyamet kopmaz. Bu ateş Busra'daki develerin boyunlarını aydınlatacaktır." [Buharî, Fiten 24; Müslim, Fiten 42, (2902).]

2. (5028)- İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm):
"Kıyametten önce, Hadramevt'ten -veya Hadramevt denizinden- bir ateş çıkacak, insanları toplayacak" buyurmuşlardı. (Orada bulunanlar):
"Ey Allah'ın Resulü (o güne ulaşırsak) ne yapmamızı emredersiniz?" diye sordular.
"Size Şam (ı yani Suriye'ye gitmenizi) tavsiye ederim" buyurdular." [Tirmizî, Fiten 42, (2218).]

AÇIKLAMA:
     Kaydedilen bu iki hadis, kıyamet alâmetlerinden olarak Hicaz bölgesinden muazzam bir ateşin çıkacağını, bu ateşin çıkardığı aydınlığın Suriye'deki Busra şehrinden görüleceğini ifade ediyor. Hicaz bölgesinden çıkacak bu ateşle ilgili rivayetler farklı tariklerden, ziyade ve noksan ifadelerle gelmiştir. Hz. Ömer'den gelen bir rivayet şöyle: "Hicaz vadilerinden birinde Busra'daki develerin boyunlarını aydınlatacak bir ateş sel olup akmadıkça kıyamet kopmaz."
     Huzeyfe İbnu Esid (radıyallahu anh)'in rivayeti şöyle: "Rûman veya Rekûye'den çıkıp Busra'daki develerin boynunu aydınlatacak bir ateş zuhur etmedikçe kıyamet kopmaz."
Şarihler, bu ateş hadislerinin şerhinde tam bir mutabakat sağlayamazlar:
İki ayrı ateş mevzubahis olabilir. Biri, insanların haşrini (toplanmasını) sağlayacak Kıyamet ateşidir; biri de 654 yılında Medine'de volkan patlamasını andıran gürültü ve zelzele ile ortaya çıkıp birkaç gün dehşet saçan bir ateştir. Bu ateş, müşahid müelliflerin ifadesiyle -ki müteakiben kaydedeceğiz- Busra dağlarından da görülmüştür.
     Busra, bugünün Şam şehrine üç konak mesafede Havran da denen tarihî bir kasabanın adıdır.
     Medine'de çıktığı belirtilen ateş mevzuuna devrin alimleri fazlaca ehemmiyet vererek bir kısmı bizzat müşahedesini, bir kısmı da işittiklerini olmak üzere bize aktarmışlardır. İbnu Hacer bu kaynaklardan iktibaslar yaparak hâdise hakkında geniş bilgi verir. Bazı özetlemeler yapacağız:
     "Kurtubî (ki vefatı 671'dir) "et-Tezkire nam" eserinde der ki: "Hicaz'ın Medine yakınlarında bir ateş çıktı. Bu ateş hicrî 654 yılının Cemadiyelahir ayının üçünde çarşamba gününün gecesinde şiddetli bir zelzele ile başladı. Cuma günü kuşluk vaktine kadar devam etti. Zelzele o vakitler sükun buldu. (Bir volkan patlaması olan) ateş, Kureyza yurdunun Harre tarafındaki düzlükte muazzam bir cesamette zuhur etti. Kırmızı ve mavi renkte ateşten bir nehir gibi akmaya başladı. Bu ateş tufanı, akarken gök gürültüsü gibi bir kısım sesler ve uğultular çıkarıyor, önüne gelen dağları ve kayaları eritip sürüklüyordu. Böylece akıntı er-Rekbü'l-Irakî mıntıkasına kadar geldi. Selin önünde sürüklenen cisimler orada dağ gibi büyük bir set meydana getirdi. Ateş Medine yakınlarına kadar da gelmişti. (Ancak Cenab-ı Hak oranın hürmetine binaen daha da ilerlemesini durdurdu). Medine cihetinden esen serin bir rüzgâr, ateşi söndürdü. İnsanlar, bu ateşten tıpkı denizdeki galeyan gibi kaynamalara şahid oldu. Bir dostum: "Ben bu ateşin beş gün kadar yer ve göğe yükseldiğini müşahede ettim" dedi. Yine işittim ki, ateş Mekke'den ve  Busra dağlarından da görülmüş."
Nevevî der ki: "Bu ateşin çıkışı bütün Suriye ahalisi nezdinde tevatüren şüyû bulmuş."
Ebu Şâmme -ki Şamlıdır ve 665 yılında vefat etmiştir- Zeylü'r-Ravzateyn adlı eserinde şu bilgiyi dermeyan eder: "Medine-i Münevvere'den 654 yılında Şa'ban ayının başlarında bazı mektuplar geldi. Bu mektuplarda Medine'de zuhur eden büyük bir hâdise anlatılıyordu. Bu hadise, Sahiheyn'de kaydedilmiş  olan bir hadis-i şerifin  ihbarını te'yid eder mahiyette idi." Bu hadisi de kaydeden Ebu Şâmme devamla der ki: "Hâdiseye şahid olanlardan sözüne güvendiğim biri, ateşin saçtığı ışık altında Teymâda mektup yazabildiğini söyledi." Bu mektuplarda Kurtubî'nin kaydettiği durumları andıran tasvirler var. Bu cümleden olarak, birinin yazdığına göre, Cemadiye'l-ahire ayının hafta başlarında Medine'nin doğusunda muazzam bir ateş zuhur etmişti ve ateşle Medine arasında yarım günlük mesafe vardı. Yerden patlayan ateş, bir vadi dolusu akmaya başlamış ve Uhud dağının hizasına kadar gelmiştir.
     Bir diğer mektupta yazıldığına göre, "yer, Harre bölgesinde büyük bir ateş püskürtmüş, bu ateşin büyüklüğü Medine'deki Mescid-i Nebevî azametinde olmuştur ve bizzat Medine'den görülmüştür. Bundan hasıl olan ateş vadisinin boyu dört fersaha, genişliği dört mile ulaşmıştır. Bu vadide küçük çukurlar ve tepeler meydana gelmiştir." Bir başka mektupta: "Ateşten öyle bir ziya çıktı ki bunu Mekke'den gördükleri, ateşte uğultular olduğu, tasvirinden aciz kalınan bir mahiyet arzettiği" yazılmıştır. Ebu Şâmme, "Halkın bununla ilgili olarak şiirler inşad ettiğini, bu halin aylarca devam edip sonunda söndüğünü" yazar.
     İbnu Hacer, bu açıklamalardan sonra, hadiste geçen ateşin Medine yakınlarında zuhur ettiği belirtilen bu ateş olduğu kanaatini beyan eder. Kurtubî ve birçoklarının da bu kanaatte olduklarını belirtir. Sonra: "İnsanları haşredecek olan ateş bir başka ateştir" der.
Bundan sonra İbnu Hacer, cahiliye devrinde Hicaz bölgesinde, Halid İbnu Sinan zamanında yine Medine civarında çıkmış olan bir ateşten bahseder. Bu ateşle ilgili haber Ebu Ubeyde Ma'mer İbnu'l-Müsenna'nın Kitabu'l-Cemacim adlı eseri ile Hakim'in el-Müstedrek'inde anlatılmıştır.
     Teferruatı efsane olan bu hâdise mevzumuzu ilgilendirmez. Ancak, o bölgenin zaman zaman bu çeşit hâdiselere sahne olduğu hususunda bir fikir verir ve kıyamete yakın da böyle bir hâdisenin çıkabileceği meselesinde kanaat hasıl eder. Ancak şu da var ki, hadiste zikredilen ateş, bir volkan patlaması şeklinde değil, bütün insanları ilgilendirip belli bir görüşte toplayacak farklı bir ateş şeklinde de tecelli edebilir.


12 Eylül 2012 Çarşamba

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ 35 HEMŞİRE ALACAK


T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'nden
Üniversitemiz Hastanelerinde, (giderleri döner sermaye gelirlerinden karşılanmak üzere) 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4. maddesinin (B) fıkrasına göre istihdam edilmek üzere 06.06.1978 tarihli ve 7/15754 sayılı Kararnameye ekli 28/06/2007 Tarihli ve 26566 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esaslar'da yer alan Ek 2. Maddesinin (b) fıkrasına göre Kamu Personeli Seçme Sınavı (B) grubu puan sırası esas alınmak suretiyle aşağıda belirtilen pozisyona sözleşmeli personel alınacaktır.

ALINACAK SÖZLEŞMELİ PERSONELİN
UNVANIADEDİARANILAN NİTELİKLERSÖZLEŞME
BRÜT ÜCRETİ
HEMŞİRE35Sağlık Yüksek Okullarının Hemşirelik ve / veya
Sağlık Memurluğu bölümünden lisans mezunu olmak.
1,681.20 TL.

GENEL ŞARTLAR:
1- Başvuracak adaylarda yukarıda belirtilen özel şartlar ile 657 sayılı Kanunun 48. maddesinde belirtilen aşağıdaki genel şartlar aranır:
a) T.C. Vatandaşı olmak,
b) Kamu haklarından mahrum bulunmamak,
c) Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak.
ç) 657 Sayılı Kanunun 53. madde hükümleri saklı kalmak kaydı ile görevini devamlı yapmasına engel olabilecek vücut veya akıl hastalığı bulunmamak,
d) Erkek adayların askerlik hizmetini yapmış olmak veya muaf olmak veya tecilli olmak.
2- Herhangi bir Sosyal Güvenlik Kurumundan, emeklilik veya yaşlılık aylığı almıyor olmak.
3- 2012 KPSSP3 (B) grubu puanı esas alınacaktır.
4- 5917 sayılı Kanunun 47. maddesinin 5. fıkrası a (2) bendi gereğince 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 4/B maddesi gereğince, sözleşmeli olarak istihdam edilenler hizmet sözleşmesine aykırı hareket etmesi nedeniyle kurumlarınca sözleşmelerinin feshedilmesi veya sözleşme dönemi içerisinde Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen istisnalar hariç sözleşmeyi tek taraflı feshetmeleri halinde, fesih tarihinden itibaren 1 (bir) yıl geçmedikçe kurumların sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam edilemezler.

BAŞVURU ŞEKLİ VE YERİ:
Müracaatlar ilanın gazetede yayımlandığı günü izleyen 15 gün içinde (mesai bitimine kadar) Erciyes Üniversitesi Personel Daire Başkanlığından temin edecekleri başvuru formu ve istenilen belgeler ile birlikte (noter tasdikli veya aslı görülmek üzere) şahsen başvuru yapılacaktır. Posta ile yapılan müracaatlar kabul edilmeyecektir.

BAŞVURULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE SONUÇLARI:
KPSS (B) gurubu puan sıralamasıyla atanmaya hak kazanan adayların isim listeleri, işe başlamaları için gerekli evraklar ile evrakların teslim edileceği yer ve zaman başvuru bitim tarihi itibariyle en geç 7 (yedi) iş günü içerisinde www.erciyes.edu.tr adresinden ilan edilecektir. Her kadronun 1 (bir) katı kadar yedek belirlenecektir. Asil kazananlardan başvuran olmadığı takdirde veya aranan şartları taşımadığı tespit edilenlerin yerine yedek kazananlardan sırasıyla yerleştirme yapılacaktır. Bu ilan tebliğ mahiyetinde olacağından, ayrıca tebligat yapılmayacaktır.

İSTENİLEN BELGELER:
1- Öğrenim Belgesi aslı ve fotokopisi
2- 2012 KPSSP3 (B) grubu sınav sonuç belgesi (aslı yada internet çıktısı fotokopisi)
3- Nüfus cüzdanı aslı ve fotokopisi
4- Erkek adaylar için askerlik durum belgesi aslı ve fotokopisi
5- Fotoğraf (1) adet

6 Eylül 2012 Perşembe

300 adet Sosyal Güvenlik Denetmen Yardımcısı alınacaktır.


SOSYAL GÜVENLİK
DENETMEN YARDIMCILIĞI
GİRİŞ SINAVI DUYURUSU
     Sosyal Güvenlik Denetmeni olarak yetiştirilmek üzere, Kurumumuz taşra teşkilatına 300 adet Sosyal Güvenlik Denetmen Yardımcısı alınacaktır.

I - BAŞVURU ŞARTLARI
1. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde belirtilen şartları haiz olmak.
2. En az dört yıllık eğitim veren yüksek öğretim kurumlarının hukuk, siyasal bilgiler, iktisadi ve idari bilimler, iktisat, işletme fakülte, yüksekokul veya bölümlerinden ya da bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından onaylanmış yurt dışındaki yüksek öğretim kurumlarından mezun olmak.
3. Sınavın yapıldığı gün itibarıyla otuzbeş yaşını doldurmamış olmak.
4. Görevini devamlı olarak yapmaya engel bir durumu olmamak.
5. ÖSYM tarafından 09-10 Temmuz 2011 veya 07-08 Temmuz 2012 tarihlerinde yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavlarının birinden, KPSSP113 puan türünden 80 ve üzeri puan almış olmak ve kontenjanın 2 katı 600 aday arasına girmek. (son sıradaki adayla eşit puana sahip adaylar sınava çağrılacaktır.)
6. Kurumca açılan giriş sınavlarında iki defadan fazla başarısız olmamak.

II - BAŞVURU ŞEKLİ, YERİ VE İSTENİLEN BELGELER
Başvuru, aşağıda sayılan belgelerle birlikte 10/09/2012 tarihinden 21/09/2012 tarihi saat 17:30’a kadar Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı Ziyabey Cad. No: 6 Balgat/ANKARA adresine elden veya posta yolu ile yapılacaktır. Postadaki gecikmeler ve süresi içerisinde belirtilen adrese ulaşmayan müracaatlar dikkate alınmayacaktır.
İstenen Belgeler:
1.  www.sgk.gov.tr   adresinden temin edilecek ve adayın kendi el yazısı ile doğru, okunaklı ve eksiksiz olarak doldurulacak İş Talep Formu.
2. Öğrenim veya çıkış belgesinin aslı veya Kurumca onaylı örneği.
3. KPSS sonuç belgesinin aslı veya bilgisayar çıktısı.
4. 2 adet arkası isim yazılı fotoğraf. (4,5X6 ebadında)
Aslı ibraz edilmek kaydıyla getirilen belgelerin fotokopileri İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı tarafından tasdik edilebilecektir. Eksik belge ve bilgileri bulunan başvurular ile şartları taşımadığı halde yapılan başvurular, değerlendirmeye alınmayacaktır.

III - SINAVIN ŞEKLİ
Sınav, adayların IV bölümünde belirtilen sınav konularına ilişkin bilgi düzeyi ve bir konuyu kavrayıp özetleme ifade yeteneği ve muhakeme gücü, liyakati temsil kabiliyeti davranış ve tepkilerinin mesleğe uygunluğu, özgüveni ikna kabiliyeti ve inandırıcılığı, genel yetenek ve genel kültürü, bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığı yönlerinden ayrı ayrı değerlendirilmek suretiyle sözlü olarak yapılacaktır.

IV - SINAVIN KONULARI
a) Kamu maliyesi:
1) Maliye teorisi (kamu gelir ve giderleri, kamu borçları ve bütçesi).
2) Maliye politikası.
3) Vergi hukuku ve Türk vergi sistemi.

b) İktisat:
1) İktisat teorisi (mikro iktisat, makro iktisat ve iktisadi analiz).
2) İktisat politikası.
3) Para teorisi ve politikası.
4) Uluslararası iktisat.
5) Türkiye ekonomisi ve güncel ekonomik sorunlar.

c) Hukuk:
1) Anayasa hukuku.
2) Medeni hukuk (aile hukuku ve miras hukuku hariç).
3) Borçlar hukuku.
4) Ticaret hukuku (ticari işletme hukuku, şirketler hukuku ve kıymetli evrak hukuku).
5) İdare hukuku ve idari yargılama usul hukuku.
6) İş ve sosyal güvenlik hukuku

ç) Muhasebe:
1) Genel muhasebe.
2) Mali tablolar analizi.

V - SINAVIN YERİ VE TARİHİ
Sınav 05-11/11/2012 tarihleri arasında Ankara’da yapılacak olup, sınava girmeye hak kazanan adayların listesi ve sınav tarihleri 08-12/10/2012 tarihleri arasında www.sgk.gov.tr internet adresinde ilan edilecektir.

VI - DEĞERLENDİRME
Sınav, Komisyon tarafından değerlendirilecek olup, başarılı sayılmak için Komisyon başkan ve üyelerinin yüz tam puan üzerinden verdikleri puanların aritmetik ortalamasının en az yetmiş olması şarttır. Sınav sonucu belirlenen başarı listesi www.sgk.gov.tr internet adresinde ilan edilecektir.

VII - DİĞER HUSUSLAR
Giriş sınavı sonucunda başarılı olan adayların, tebliğ tarihinden itibaren, belirtilen belgeler ile on gün içerisinde yazılı olarak yapacakları başvuru üzerine durumlarına uygun Sosyal Güvenlik Denetmen Yardımcılığı kadrolarına atamaları yapılacaktır.
Gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu tespit edilenlerin sınavları geçersiz sayılarak atamaları yapılmaz, atamaları yapılmış olsa dahi iptal edilir ve haklarında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulur.

2 Eylül 2012 Pazar

TC. BAŞBAKANLIK, MÜFETTİŞ YARDIMCILIĞI GİRİŞ SINAVI

TC. BAŞBAKANLIK
MÜFETTİŞ YARDIMCILIĞI
GİRİŞ SINAVI
TC. Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığınca Başbakanlık Müfettiş Yardımcılığı kadrolarında görevlendirilmek üzere Başbakanlık Müfettiş Yardımcılığı giriş sınavı yapılacaktır.

I - SINAVA KATILABİLME KOŞULLARI
a) 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 48'ınci maddesinde belirtilen şartları taşımak,
b) Yazılı sınavın yapıldığı tarihte 35 yaşını doldurmamış olmak
c) En az dört yıllık lisans eğitimi veren Hukuk, Siyasal Bilgiler, İktisat, İşletme, İktisadı ve İdari Bilimler Fakülteleri ile en az dört yıl eğitim veren ve denkliği yetkili makamlarca kabul edilen yurtiçi ve yurtdışı eğitim kurumlarından birini bitirmiş olmak.
d) Sağlıkla ilgili olarak görevlerini devamlı yapmaya engel bir durumu olmamak,
e) Sicil, tutum ve davranışları yönünden Başbakanlık Müfettişliğine engel durumu bulunmamak.
f) Erkek adaylar için askerlikle ilişiği olmamak
g) ÖSYM tarafından 09-10 Temmuz 2011 ve 7-8 Temmuz 2012 tarihlerinde yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavı KPSS Puan Turu KPSSP 40 puan türünden 85 ve daha uzerı puan alan adaylar arasından yapılacak başvurularda: en yüksek puan sıralamasına göre ilk 200 kişi içerisinde bulunmak (200 uncu adayla aynı puana sahip olan adaylar da sınava kabul edilirler.),
h) Süresi içinde başvurmak ve başvuru belgesi ile birlikte istenilen belge ve bilgileri Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığına teslim etmiş olmak

II - BAŞVURU SIRASINDA İSTENİLEN BELGELER,
Başbakanlık Müfettiş Yardımcılığı Giriş Sınavına girmek isteyenler Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığına.
a) Başvuru sahibi tarafından doldurulacak aday formu.
b) Yüksek Öğrenim Kurum diploma veya bitirme belgesinin aslı veya onaylı sureti,
c) iki adet vesikalık fotoğraf.
d) KPSS Sınav Sonuç Belgesinin aslı veya onaylı sureti ile müracaat ederler. Yüksek öğrenim Kurumu diploma veya bitirme belgesinin aslını ve veya KPSS Sınav Sonuç Belgesinin aslını Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığına ibraz eden adaylara, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığınca bu belgelerin onaylı sureti verilecektir. Yazılı sınavı kazanacak adaylardan sözlü sınava girmeden önce istenecek belgeler Giriş Sınavı Broşüründe belirtilmiştir. İstekliler Başbakanlık Müfettiş Yardımcılığı Giriş Sınavı başvuru formunu ve sınava giriş şartlarını içeren broşürü www.teftis.gov.tr veya www.basbakanlik.gov.tr internet adreslerinden veya Necatibey Caddesi No 110 A Kat:2 (06100) Yücetepe ANKARA adresindeki Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığından temin edebilirler. Eksik belge ve bilgi ile yapılan başvurular işleme konulmayacaktır.

III - SINAV ŞEKLİ VE KONULARI
Giriş sınavı yazılı ve sözlü sınav aşamalarından oluşur. Yazılı sınav konuları ile giriş sınavına ilişkin diğer usul ve esaslar "Başbakanlık Müfettiş Yardımcılığı Giriş Sınavı Broşürün" de açıklanmıştır.

IV - SINAV TARİHİ VE YERİ
Başbakanlık Müfettiş Yardımcılığı Giriş Sınavının yazılı bölümü 24-25 Kasım 2012 tarihlerinde saat 09:30'da başlamak üzere Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Merkez Bina Anfileri, Cemal Gürsel Caddesi No.: 58 Cebeci Kampusu Cebeci - ANKARA adresinde yapılacaktır. Yazılı sınavı kazanan adaylara sözlü sınavın tarihi ve yeri ayrıca www.teftis.gov.tr veya www.basbakanlik.gov.tr internet adreslerinden ilan edilecektir.

V - BAŞVURU ŞEKLİ VE SÜRESİ İLE YAZILI SINAVLA İLGİLİ İŞLEMLER
Sınava katılmak isteyen adayların, giriş sınavının yazılı bölümü için istenen belgelerle birlikte en geç 09 Kasım 2012 gunu Saat 18.00 e kadar Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı Necatibey Cad. No.: 110-A  Kat: 2 (06100) Yücetepe - ANKARA adresine şahsen veya postayla başvurmaları gerekmektedir. Postadaki gecikmeler ve belirtilen tarih ve saatten sonra yapılan başvurular dikkate alınmayacaktır. Yazılı sınavına katılmaya hak kazanan adaylar ile yazılı ve sözlü sınav sonuçları www.teftis.gov.tr veya www.basbakanlik.gov.tr internet adreslerinden ilan edilecektir. Sınav Giriş Belgesi sınava girmeden önce sınav salonunun girişinde görevli personel tarafından adaylara elden teslim edilecektir. Ayrıca, adayların yazılı sınavda kimlik tespitinde kullanılmak üzere nüfus cüzdanı, sürücü belgesi veya pasaport gibi fotoğraflı bir kimlik belgesini yanlarında bulundurmaları gerekmektedir.

31 Ağustos 2012 Cuma

SANAYİ VE TEKNOLOJİ UZMAN YARDIMCILIĞI GİRİŞ SINAVI DUYURUSU

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından:
SANAYİ VE TEKNOLOJİ UZMAN YARDIMCILIĞI
GİRİŞ SINAVI DUYURUSU
     Bilim,Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı merkez teşkilatı hizmet birimlerinde istihdamedilmek üzere aşağıda hangi alandan kaç uzman yardımcısının alınacağı, alım yapılacak mühendislik bölümleri, sınıfı ve derecesi belirtilen toplam (60) adet Sanayi ve Teknoloji Uzman Yardımcısı kadrosuna atama yapılmak üzere 20 Ekim 2012 tarihinde Ankara’da yazılı sınav yapılacaktır.

GRUBU
BÖLÜMÜ
UNVANI
SINIFI
DERECESİ
ADEDİ
Siyasal Bilgiler, İktisat, İşletme, İletişim ve İktisadi ve İdari Bilimler Sanayi ve Teknoloji Uzman Yrd.GİH07/08/2009
7
Hukuk Sanayi ve Teknoloji Uzman Yrd.GİH07/08/2009
9
İstatistikİstatistikSanayi ve Teknoloji Uzman Yrd.GİH07/08/2009
3
Mühendislikİnşaat Müh.Sanayi ve Teknoloji Uzman Yrd.GİH07/08/2009
4
Elektrik-Elektronik Müh.Sanayi ve Teknoloji Uzman Yrd.GİH07/08/2009
7
Makine Müh.Sanayi ve Teknoloji Uzman Yrd.GİH07/08/2009
13
Endüstri Müh.Sanayi ve Teknoloji Uzman Yrd.GİH07/08/2009
8
Çevre Müh.Sanayi ve Teknoloji Uzman Yrd.GİH07/08/2009
1
Kimya Müh.Sanayi ve Teknoloji Uzman Yrd.GİH07/08/2009
1
Bilgisayar Müh.Sanayi ve Teknoloji Uzman Yrd.GİH07/08/2009
2
Metalurji Müh.Sanayi ve Teknoloji Uzman Yrd.GİH07/08/2009
1
Mekatronik Müh.Sanayi ve Teknoloji Uzman Yrd.GİH07/08/2009
2
Gıda Müh.Sanayi ve Teknoloji Uzman Yrd.GİH07/08/2009
1
Biyomedikal Müh.Sanayi ve Teknoloji Uzman Yrd.GİH07/08/2009
1


A) SINAVABAŞVURU ŞARTLARI:
1) 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48 inci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinde yer alan genel şartları taşımak,
2) Hukuk, siyasalbilgiler, iktisadi ve idarî bilimler, iletişim, işletme ve iktisat fakülteleri ve en az dört yıllık eğitim veren yükseköğretim kurumlarının istatistik bölümü ile mühendislik veya teknoloji fakültelerinin mühendislik bölümlerinden ya da bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulunca kabul edilmiş yurt içi ve yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmak,
3) ÖSYM tarafından (A) grubu kadrolar için 09-10 Temmuz 2011 veya 07-08 Temmuz 2012 tarihlerinde yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavından (KPSS);
- Siyasal Bilgiler, İktisadi ve İdarî Bilimler, İletişim, İşletme ve İktisat Fakülteleri mezunları için P64,
- Hukuk Fakültesi mezunları için P21,
- Mühendislik veya Teknoloji Fakülteleri mezunları için P7,
- İstatistik mezunları için P25, puan türlerinden (70) veya üzerinde puan almış olmak,
4) Sınavın yapıldığı gün itibariyle otuzbeş yaşını doldurmamış olmak (20/10/1977 tarihinden sonra doğmuş olmak),

B) BAŞVURUŞEKLİ, YERİ, ZAMANI VE DİĞER HUSUSLAR:
1) Başvurular 28 Eylül 2012 günü mesai saati bitimine kadar “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Mustafa Kemal Mahallesi Dumlupınar Bulvarı (Eskişehir Yolu 7. Km) 2151. Cadde No: 154 Personel Dairesi Başkanlığı Kat 7, Oda No: 714 - 06510 Çankaya/ANKARA” adresine şahsen veya posta ile yapılabilir. Postadaki gecikmeler ve ilanda belirtilen süre içerisinde yapılmayan başvurular dikkate alınmayacaktır. İstenilen belgelerin yukarıda belirtilen adrese en geç son başvuru tarihinin mesai saati bitimine kadar teslim edilmesi gerekmektedir.
2) Adaylar,
a) Bakanlığımızın internet (www.sanayi.gov.tr) sitesinde yayımlanan Başvuru Formu,
b) Mezuniyet belgesinin aslı veya Bakanlık Personel Dairesi Başkanlığı veya Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürleri ya da noter onaylı örneği,
c) KPSSsonuç belgesinin aslı veya bilgisayar çıktısı,
ç) İki adet vesikalık fotoğraf (son altı ay içerisinde çekilmiş),
d) Kendi el yazısı ile yazılmış özgeçmişi (Bakanlık internet sitesinde yayımlanan form kullanılacak),
ile birlikte başvuruda bulunacaklardır.
3) Yazılı sınava katılmaya hak kazanan adayların isimleri ile sınav yeri ve saati; sınav tarihinden en az on gün önce Bakanlığımızın www.sanayi.gov.tr internet adresinde ve Bakanlığımızın duyuru panosunda ilan edilecektir.
4) Sınavda, adayların kimlik tespitinde kullanılmak üzere, fotoğraflı ve onaylı bir kimlik belgesi (nüfus cüzdanı veya ehliyet veya pasaport) bulundurması zorunludur. Aksi halde adaylar sınava alınmayacaklardır.
5) Giriş sınavını kazananlardan başvuru belgelerinde gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu tespit edilenlerin sınavları geçersiz sayılır ve atamaları yapılmaz. Bunların atamaları yapılmış olsa dahi iptal edilir. Bu kişiler hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur. Ayrıca, bu şekilde Bakanlığı yanıltanlar kamu görevlisi ise durumları çalıştıkları kurumlarına bildirilir.

C) SINAVINŞEKLİ, KONULARI VE DEĞERLENDİRİLMESİ:
1) Giriş sınavı, yazılı ve sözlü olmak üzere iki aşamalı olarak yapılacaktır. Sınava katılma başvurusu yapan ve katılma şartlarını taşıyan adaylardan; her grup için belirlenen KPSS puan türünden en yüksek puana sahip olandan başlanılarak yapılacak sıralama sonucunda öğrenim dalları itibariyle atama yapılacak kadro sayısının 20 (yirmi) katı kadar aday (son sıradaki aday ile eşit puana sahip adaylar dahil) yazılı sınava katılmaya hak kazanacaktır. Mühendislik veya Teknoloji fakültelerinden mezun olan adayların sıralamaları her bir mühendislik dalı için ayrı ayrı belirlenen ve yukarıda gösterilen kadro sayıları esas alınarak yapılacaktır.
2) Yazılı sınav konuları;
A) SİYASAL BİLGİLER, İKTİSADİ VE İDARÎ BİLİMLER, İLETİŞİM, İŞLETME VE İKTİSAT GRUBUNUN YAZILI SINAV KONULARI:
1) Asıl alan; Mikro İktisat, Makro İktisat, Sanayi İktisadı, Uluslararası İktisat, Kalkınma-Büyüme, Türkiye Ekonomisi, İşletme İktisadı, İşletme Yönetimi ve Politikaları, Kamu Maliyesi, İletişim Kuramları,
2) İkinci alan; Anayasa Hukuku, İdare Hukuku, Medeni Hukuk Genel Hükümler, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ticari İşletme Hukuku ve Şirketler Hukuku,
B) HUKUK GRUBUNUN YAZILI SINAV KONULARI:
1) Asıl alan; Anayasa Hukuku, İdare Hukuku ve İdari Yargılama Hukuku, Ceza Hukuku, Kabahatler Hukuku, Medeni Hukuk Genel Hükümler, Şahsın Hukuku, Eşya Hukuku, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ticari İşletme Hukuku ve Şirketler Hukuku,
2) İkincil alan; Mikro İktisat, Makro İktisat, Türkiye Ekonomisi, İşletme Yönetimi ve Politikaları, Kamu Maliyesi.
C) MÜHENDİSLİK GRUBUNUN YAZILI SINAV KONULARI:
1) Asıl alan; temel mühendislik ve mezun olunan mühendislik bölümü konuları,
2) İkincil alan; Mikro İktisat, Makro İktisat, Türkiye Ekonomisi, İşletme Yönetimi ve Politikaları, Kamu Maliyesi, Temel Hukuk Bilgileri.
Ç) İSTATİSTİK GRUBUNUN YAZILI SINAV KONULARI:
1) Asıl alan; Mezun olunan bölüm konuları,
2) İkincil alan; Mikro İktisat, Makro İktisat, Türkiye Ekonomisi, İşletme Yönetimi ve Politikaları, Kamu Maliyesi, Temel Hukuk Bilgileri.
     Yazılı sınav soruları, sınava girilen grubun asıl alanından yüzde yetmiş, ikincil alanından ise yüzde otuz oranında hazırlanır ve aynı oranda değerlendirilir.
     Yazılı sınavın değerlendirmesi yüz tam puan üzerinden yapılır. Sınavda başarılı sayılabilmek için en az yetmiş puan almak gerekir.
     Yazılı sınavda başarılı olanlardan yazılı sınav puanı en yüksek olandan başlamak üzere yapılan sıralama sonucunda son sıradaki aday ile eşit puana sahip adaylar da dahil olmak üzere atama yapılacak kadro sayısının 4 (dört) katı kadar aday sözlü sınava katılmaya hak kazanacak ve sözlü sınava katılmaya hak kazananlar sınav tarihinden en az yirmi gün önce Bakanlık internet sitesinde ve duyuru panosunda ilan edilecektir.
3) Sözlü sınav konuları;
Sınav Komisyonunca adayların mezuniyet durumlarına bağlı olarak,
a) Yukarıda belirtilen yazılı sınav konularına ilişkin bilgi düzeyi,
b) Bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği ve muhakeme gücü,
c) Liyakati, temsil kabiliyeti, davranış ve tepkilerinin mesleğe uygunluğu,
ç) Özgüveni, ikna kabiliyeti ve inandırıcılığı,
d) Genel yetenek ve genel kültürü,
e) Bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığı,
yönlerinden değerlendirilerek, ayrı ayrı puan verilmek suretiyle gerçekleştirilecektir. Adaylar, Sınav Komisyonu tarafından (a) bendi için elli puan, (b) ila (e) bentlerinde yazılı özelliklerin her biri için onar puan üzerinden değerlendirilecektir.
Sözlü sınavda başarılı sayılmak için, komisyon başkan ve üyelerinin yüz tam puan üzerinden verdikleri puanların aritmetik ortalamasının en az yetmiş olması şarttır.
4) Yazılı sınavın ağırlığı yüzde yetmiş, sözlü sınavın ağırlığı yüzde otuz olmak üzere, giriş sınavı başarı puanı tespit edilecek ve nihai başarı sıralaması alanlara göre (Mühendislik veya Teknoloji fakülteleri mezunu adaylar için her bir mühendislik dalına göre) ayrı ayrı yapılacaktır. Sınav puanlarının eşit olması durumunda KPSS puanı yüksek olan adaya öncelik tanınır. Bu sıralama sonucunda ilanda belirtilen kadro sayısı kadar asil aday ile ilanda belirtilen kadro sayısının yarısı kadar yedek aday belirlenecektir.
5) Giriş sınavını asil ve yedek olarak kazananlar, Bakanlık internet sitesinde ve duyuru panosunda ilan edilir. Ayrıca, asil adaylara ve atama sırası gelen yedek adaylara yazılı bildirim yapılır. Adayların, Sanayi ve Teknoloji Uzman Yardımcısı kadrosuna atanmaları başarı sıralamasına göre yapılır. Yedek adayların hakları ilan tarihini izleyen üç ay için geçerlidir. Bu süre içerisinde atama yapılan kadrolarda boşalma olması halinde yedekler başarı sırasına göre atanır.

D) ATANMAYAHAK KAZANAN ADAYLARDAN İSTENİLECEK BELGELER:
Giriş sınavı sonucunda başarılı olarak atanmaya hak kazanan adayların, kendilerine yapılacak bildirimde belirtilen süre içerisinde;
a) Sağlık açısından görevini devamlı olarak yapmasına engel bir durumu bulunmadığına dair yazılı beyanı,
b) Adli sicil kaydının bulunmadığına dair yazılı beyanı,
c) Erkek adaylar için askerlikle ilişiği olmadığına dair yazılı beyanı,
ç) Altı adet vesikalık fotoğraf (4.5x 6 cm),
ile birlikte yazılı olarak Bakanlığa başvurmaları gerekmektedir.
İlanen duyurulur.
Sınavla ilgili olarak (0312) 201 57 11-35 numaralı telefonlardan detaylı bilgi alınabilir.

17-18-19 Mayıs Hafta Sonu İstanbul & Kapadokya Turu

Gönül Erleri 17-18-19 Mayıs Hafta Sonu İstanbul & Kapadokya Tur      Gezilecek Yerler: Tuz Gölü Ihlara Vadisi (4 km trekking turu) Avano...