10 Temmuz 2020 Cuma

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ SÖZLEŞMELİ 117 PERSONEL ALACAK

Dosya:Kahramanmaraş-Sütçü-İmam-Üniversitesi-logo.svg
KAHRAMANMARAŞ
SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ
SÖZLEŞMELİ 117 PERSONEL ALACAK


     Sözleşmeli personel alımına müracaatlar 6 Temmuz 2020 Pazartesi günü başlayıp 20 Temmuz 2020 Cuma günü mesai bitimi sona erecektir.
     Başvurular online olarak http://basvuru.ksu.edu.tr adresinden yapılacaktır.
     Adaylar tek bir kadroya müracaat edebilirler ve başvuru yapıldıktan sonra sistem kadro değişikliğine müsaade etmeyecektir.
     Kullanıcı adı TC kimlik numarası olup, şifre olarak http://basvuru.ksu.edu.tr/adaykayit.aspx adresine kayıt yaptırdıktan sonra telefona gelen sms kodu kullanılacaktır.



     İlana ilişkin genel şartlar ve diğer bilgiler 06.07.2020 tarih ve 31177 sayılı Resmi Gazete'de yayımlandığı şekliyledir.
     İlan olunur.
     Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Rektörlüğünden:
     Üniversitemiz Rektörlüğü Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesinde. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu nun 4. maddesinin B fıkrasına göre istihdam edilmek ve giderleri Özel Bütçeden karşılanmak üzere 06 06« 1978 tarihli ve 7 15754 sayılı Bakanlar Kumlu Kararı'na ekli "Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esasların ek 2. maddesinin (b) fıkrasına göre aşağıda belirtilen unvanlarda, 2018 yılı KPSS (B) grubu puan sıralamaları esas alınmak suretiyle sözleşmeli personel alınacaktır.

    

     * Eczacı unvanlı kadro, Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar” 1 sayılı cetvelde sınav şartı aranmaksızın hizmete alınacak sözleşmeli personel unvanları arasında bulunduğundan KPSS şartı aranmamakta olup, başvuruda bulunan aday sayısının kadro sayısından fazla olması halinde kadro sayısının 6 katına kadar adaylar lisans diploması puan üstünlüğüne (Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca belirlenen 4’lük sistemdeki notların 100’lük sisteme çevrilerek sıralama yapılacak olup diploma puanları eşit olduğu takdirde mezuniyet tarihi önce olan adaya hak verilecektir. Mezuniyet tarihinin de eşit olması halinde yaşı büyük olana, onun da eşit olması durumunda kura ile belirlenecektir.) göre mülakat sınavına girmeye hak kazanacak olup, bu adaylar arasından mülakat sonucuna göre 1 asıl 5 yedek belirlenecektir.
     * Eczacı unvanına başvuran adayların ibraz ettiği diploma veya geçici mezuniyet belgelerinde (aslı gibidir onaylı sureti veya karekodlu E-Devlet çıktısı veya transkript) DİPLOMA PUANI bulunmak zorunludur. Aksi takdirde başvurusu değerlendirmeye alınmayacaktır.

     Başvuru yapacak adaylarda 657 sayılı Kanun'un 48'ınci maddesinde aşağıda belirtilen genel şartlar ile özel şartlar aranmaktadır.

     *ARANAN NİTELİKLER KISMINDA BELİRTİLEN TÜM HUSUSLARIN BELGELENDİRİLMESİ ZORUNLUDUR.

I. GENELVE ÖZEL ŞARTLAR:
1- Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak,
2- 657 sayılı Devlet memurları Kanunu’nun 48. Maddesinde belirtilen genel şartları taşımak.
3- Bu Kanunun 40’ıncı maddesindeki yaş şartlarını taşımak,
4- 657 sayılı kanunun 53. madde hükümleri saklı kalmak kaydı ile görevini devamlı yapmasına engel olabilecek vücut veya akıl hastalığı bulunmamak.
5- Çeşitli KHK ile kamu görevinden çıkarılanlar başvuruda bulunamaz.
6- Erkek adaylar için askerlik şartı aranmamaktadır.
7- 2018 yılı KPSS (B) grubu sınav sonuç belgesine sahip olmak.
8- Herhangi bir Sosyal Güvenlik Kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı almıyor olmak.
9- Nöbet usulü çalışmaya engel bir durumumun bulunmaması. Türk Ceza Kanununun 53’üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak.
10- Başvuracak adayların 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4/B maddesinin "Bu şekilde istihdam edilenler, hizmet sözleşmesi esaslarına aykırı hareket etmesi nedeniyle kurumlarınca sözleşmelerinin feshedilmesi veya sözleşme dönemi içerisinde Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen istisnalar hariç sözleşmeyi tek taraflı feshetmeleri halinde, fesih tarihinden itibaren bir yıl geçmedikçe kurumların sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam edilemezler" hükmü gereğince halen kamu kurumunda 657 sayılı Devlet Memurları Kanun’unun 4/B maddesine göre sözleşmeli personel olarak çalışanlar Üniversitemiz ilanına aynı unvanda başvuru yapamaz. Ancak ilgili mevzuat gereğince usule uygun olarak istifa edip 1 (bir) yıllık süre şartına tabi tutulmadan istihdam edilebilecek olanlar bu durumu belgelendirmek koşulu ile ilana başvuru yapabileceklerdir. Aksi takdirde bu maddeye aykırı durumu tespit edilenlerin atamaları yapılmayacaktır. (Sözleşme imzalama aşamasında ilgili belgenin ibrazı istenecektir)
11- Deneyim belgesi mezuniyet tarihinden itibaren geçerli olup, adaylar deneyimlerini belgelendirmek zorundadırlar.

II. ONLİNE BAŞVURADA SİSTEME EKLENMESİ GEREKEN BELGELER
1-Diploma veya Geçici Mezuniyet Belgesi, (aslı gibidir onaylı sureti veya karekodlu E-Devlet çıktısı) (Eczacı kadrosuna başvurular için diploma notunun bulunması zorunludur.)
2-Nüfus Cüzdanı fotokopisi.
3-Deneyim Belgesi (Deneyim istenilen kadrolar için istenilen alanda çalıştığını gösterir belge)
4-SGK Hizmet Dökümü (Deneyim istenilen kadrolar için) 
5-Sertifika (istenmişse) 
6-KPSS Sonuç Belgesi 
7-Eğitim Belgesi

     III. BAŞVURU ŞEKLİ VE YERİ
     Başvurular, ilanın Resmî Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren 15 (on beş) gün içinde Üniversitemizin http://basvuru.ksu.edu.tr adresinden online olarak yapılacaktır. Şahsen ve posta yolu ile yapılan başvurular kabul edilmeyecektir. Süresinde yapılmayan veya sistemde meydana gelen gecikmeler sebebiyle geç yapılan başvurular dikkate alınmayacaktır. Adaylar sistemden bilgileri tam ve eksiksiz doldurarak başvuruyu tamamlayacaklardır. Adaylar başvurularını başvuru süresince güncelleme yapabilecek olup tüm sorumluluk adaylara ait olacaktır.(Yanlış/eksik belge yükleme, farklı mezuniyetle başvurma, yanlış ilana başvurma ve benzeri). Başvuru işlemleri sırasında gerçeğe aykırı belge verdiği ya da beyanda bulunduğu veya eksik evrak verdiği sonradan tespit edilenler ile istenilen belgeleri ibraz etmeyenlerin başvuruları geçersiz sayılacak, sözleşmeleri yapılmış olsa dahi iptal edilecek, hakkında yasal işlem yapılacaktır.

     IV. BAŞVURULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE SONUÇLARI
     2018 KPSS (B) grubu puan sıralamasına (KPSS puanlarının eşit olması halinde mezuniyet tarihi önce olan, mezuniyet tarihlerinin de eşit olması halinde doğum tarihi büyük olan adaya öncelik tanınır.) göre hak kazanan adayın ismi, başvuru bitim tarihi itibariyle en geç 15 (on beş) iş günü içerisinde www.ksu.edu.tr adresinden ilan edilecektir. Kadronun 5 (beş) katı kadar yedek aday belirlenecektir. Asil kazananlardan başvuran olmadığı takdirde veya aranan şartları taşımadığı tespit edilenlerin yerine yedek kazananlardan sırasıyla yerleştirme yapılacaktır. Bu ilan tebliğ mahiyetinde olacağından, ayrıca tebligat yapılmayacaktır. Adayla hizmet sözleşmesi yapılacak olup, sözleşmede belirtilen şartları yerine getirmeyen adayın sözleşmesi 1 (bir) ay içerisinde fesih edilecektir. Sözleşme yapmaya hak kazanan adaylar, sonuçların ilan edilmesinden sonra istenecek belgeler, başvuru zamanı, evrakların teslim edilme şekli ve diğer şartlar Üniversitemiz www.ksu.edu.tr adresinden ayrıca ilan edilecektir.

     Başvuru yapılırken tereddütte düşülmesi halinde mesai saatleri içinde Personel Daire Başkanlığına ait (0344) 3001188 veya (0344) 300 1205 numaradan bilgi alınabilir

9 Temmuz 2020 Perşembe

Süleyman Demirel Üniversitesi'ne Sağlık Sektörünün Farklı Alanlarından 149 Sözleşmeli Personel Alınacak.

Dosya:Süleyman Demirel Üniversitesi logosu.png - Vikipedi

Sözleşmeli Personel
(657 Sayılı Kanunun 4/B Maddesi)
Alım İlanı

     Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörlüğünden:
     Üniversitemiz Diş Hekimliği Fakültesi ve Üniversite Hastanesi Başmüdürlüğünde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (B) fıkrasına göre istihdam edilmek ve giderleri Özel Bütçeden karşılanmak üzere, 28.06.1978 tarih ve 16330 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar"ın Ek 2 nci maddesinin (b) fıkrasına göre, aşağıda belirtilen unvanlarda 2018 yılı KPSS (B) grubu puan sırası esas alınmak suretiyle toplam 149 adet sözleşmeli personel alınacaktır.
     Başvurular 06.07.2020 tarihinden 20.07.2020 tarihi saat 23.59’a kadar   https://ikbasvuru.sdu.edu.tr adresinden çevrimiçi (online) olarak alınacaktır.
     "Hiç bir şekilde yazılı - sözlü sınav veya mülakat yapılmayacaktır. Atamalar, şartları uyanlardan KPSS puan sıralamasına göre yapılacaktır."
     Detaylı bilgi almak için tıklayınız.
 

     * Bu kadro Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar'ın eki 1 sayılı cetvelde sınav şartı aranmaksızın hizmete alınacak sözleşmeli personel unvanları arasında bulunduğundan, eczacılar için KPSS şartı aranmamakta olup başvuruda bulunan aday sayısının kadro sayısından fazla olması halinde adaylar lisans diploması puan üstünlüğü esas alınarak asil ve yedek aday belirlenecektir (4'lük ve 5'lik not sisteminin 100'lük not sistemine çevrilmesinde Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca belirlenen dönüşüm tablosu esas alınarak sıralama yapılacak olup diploma puanları eşit olduğu takdirde mezuniyet tarihi önce olan adaya öncelik verilecektir).


     A) GENEL ve ÖZEL ŞARTLAR:

1- 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde belirtilen şartları taşımak.


2- Herhangi bir Sosyal Güvenlik Kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı almıyor olmak.

3- Yapılacak görev gereği mesai saatleri dışında ve hafta sonlarında çalışmaya herhangi bir engeli olmamak.


4- Adayın başvurduğu unvan niteliğine göre 2018 KPSS (B) grubu sınavına girmiş olmak.


5- Başvuracak adayların 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4/B maddesinin "Bu şekilde istihdam edilenler, hizmet sözleşmesi esaslarına aykırı hareket etmesi nedeniyle kuramlarınca sözleşmelerinin feshedilmesi veya sözleşme dönemi içerisinde Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen istisnalar hariç sözleşmeyi tek taraflı feshetmeleri halinde, fesih tarihinden itibaren bir yıl geçmedikçe kuramların sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam edilemezler" hükmü gereğince başvuramazlar. Bu hükme aykırı durumu tespit edilenler atanmaya hak kazansalar dahi atamaları yapılmayacaktır (Sözleşme imzalama aşamasında ilgili belgenin ibrazı istenecektir).

     B- BAŞVURU ŞEKLİ, YERİ VE ZAMANI:


1- Müracaatlar, ilanın Resmi Gazete'de yayımlandığı günden itibaren 15 inci günün sonu olan 23:59'a kadar Üniversitemiz https://ikbasvuru.sdu.edu.tr web sayfasından online başvuru şeklinde yapılacaktır. Şahsen veya posta ile yapılan müracaatlar/başvurular kabul edilmeyecektir. Adaylar öncelikle https://ikbasvuru.sdu.edu.tr adresinde yer alan çevrimiçi (online) başvuru sistemine kayıt olduktan sonra Sözleşmeli Personel Alımı İlanı için başvuru işlemlerini başlatacaktır. Müracaat eden adaylar başvurmak istediği ilan numarasını seçip ve istenen belgeleri (öğrenim belgesi, transkript ve istenen unvanlar için deneyim belgesi, sertifika, kullanım belgesi vb.) ilgili alanlara yükleyip "Başvuru Yap" butonuna tıkladığında çevrimiçi (online) başvurularını tamamlamış olacaklardır. Adaylar sadece bir ilan numarası ile başvuru yapabilecektir.

2- Adaylar tarafından çevrimiçi (online) başvuru sisteminde istenen bilgiler tam ve eksiksiz doldurulduğunda "Başvuru Yap" butonuna tıklandıktan sonra sistem tarafından başvuru takip numarası oluşturulacaktır. Oluşturulan bu başvuru takip numarası ile başvurular üzerinde başvuru süresince güncelleme yapılabilecek olup tüm sorumluluk adaylara aittir (Yanlış/eksik belge yükleme, farklı mezuniyetle başvurma, yanlış ilana başvurma ve benzeri).

3- Gerçeğe aykırı belge verenler ya da beyanda bulunanlar hakkında yasal işlem başlatılacaktır. Atamaları yapılmış ise atamaları iptal edilecektir. Kurumumuzca kendilerine bir ücret ödenmiş ise bu ücret yasal faizi ile birlikte tazmin edilecektir.

C- BAŞVURULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE SONUÇLARI
1- Başvuru sonrasında yazılı veya sözlü sınav yapılmayacaktır. 2018 KPSS (B) grubu sınavlarından (KPSSP3, KPSSP93, KPSSP94) puan sıralamasına (KPSS puanlarının eşit olması halinde diploma mezuniyet notu yüksek olan aday sıralamada atanmaya hak kazanacaktır.) göre atanmaya hak kazanan adaylar ile ilgili bilgiler (istenecek belgeler ve teslim tarihi, teslim edilme yeri ve diğer şartlar) başvuru süresinin bitimi tarihinden itibaren 7 (yedi) iş günü sonunda https://ikbasvuru.sdu.edu.tr adresinden e- posta adresi ve şifre ile giriş yapılarak öğrenilebilecektir.

2- İlan edilen kadro sayısı kadar yedek aday belirlenecektir. Asil olarak atanmaya hak kazanan adayların başvuru yapmadığı, feragat ettiği veya adayın şartları taşımadığının tespit edilmesi halinde yerine ilan edilen yedek adaylardan sırasıyla atama yapılacaktır.

3- İlanda bulunmayan hükümler için genel mevzuat hükümleri uygulanır.

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi'ne 103 Sözleşmeli Personel Alımı Yapılacak

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi'ne
103 Sözleşmeli Personel
Alımı Yapılacak

SÖZLEŞMELİ PERSONEL ALIM İLANI
Duyuru Başlangıç Tarihi : 06.07.2020
Duyuru Bitiş Tarihi : 21.07.2020

SİVAS CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNDEN
     Üniversitemiz Hastanesine 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 4. Maddesinin (B) fıkrasına göre istihdam edilmek üzere 06/06/1978 tarihli ve 7/15754 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına ilişkin Esaslar ile ek ve değişikliklerine göre Kamu Personeli Seçme Sınavı (B) grubu puan sırası esas alınmak suretiyle, yazılı ve sözlü mülakat yapılmaksızın aşağıda belirtilen pozisyonlara sözleşmeli personel alınacaktır.
 ALINACAK SÖZLEŞMELİ PERSONELİN 
KOD NO
ÜNVAN
BÜTÇE
ADET
ARANILAN NİTELİKLER
HE01
Hemşire
Özel Bütçe
25*
- Ortaöğretim Kurumlarının Hemşirelik alanından mezun olmak.
(Yeni doğan, Çocuk ve Yetişkin Yoğun Bakımlarında çalıştırılacaktır.)
HE02
Hemşire
Özel Bütçe
25*
- Ortaöğretim Kurumlarının Hemşirelik alanından mezun olmak.
-Yataklı tedavi hizmeti sunan hastanelerde en az 1 (bir) yıl çalışmış olmak.
(Yeni doğan, Çocuk ve Yetişkin Yoğun Bakımlarında çalıştırılacaktır.)
ST01
Sağlık Teknikeri

Özel Bütçe
1
- Perfüzyon alanında lisans eğitimi veren fakülte veya yüksek okullardan mezun veya diğer lisans eğitimleri üzerine perfüzyon alanında yüksek lisans yapmış olmak.
ST02
Sağlık Teknikeri

Özel Bütçe
39**
-Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik ön lisans programı mezunu olmak.
-Yataklı tedavi hizmeti sunan hastanelerde “Tıbbi Sekreter” olarak en az 2 (iki) yıl çalışmış olmak.
DS01
Diğer Sağlık Personeli
Özel Bütçe
11**
-Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik ön lisans programı mezunu olmak.
-Yataklı tedavi hizmeti sunan hastanelerde “Tıbbi Sekreter” olarak en az 2 (iki) yıl çalışmış olmak.
DS02
Diğer Sağlık Personeli
Özel Bütçe
1
-Odyoloji bölümü lisans programından mezun olmak. 
DS03
Diğer Sağlık Personeli
Özel Bütçe
1
- Dil ve Konuşma Terapisi bölümü lisans programı mezunu olmak.
** SGK Hizmet Dökümü belgesinde ilgili meslek kodu ile istenilen primli gün sayısının karşılanmış olması gerekir.
* Göreve başlayıp çalıştığı birimde mesleki yeterlilik anlamında uyum sağlayamayanların görev yeri değiştirilmeyip sözleşmesi fesih edilecektir.
      
      GENEL ŞARTLAR
  1. Başvuracak adaylarda yukarıda belirtilen özel şartlar ile 657 Sayılı Kanunun 48. maddesinde belirtilen genel şartlar aranır.
  2. 2018 yılı Kamu Personeli Seçme Sınavına (KPSS) girmiş olmak, Lisans mezunlarında KPSSP3, önlisans mezunlarında KPSSP93 ve lise mezunlarında KPSSP94 puanları esas alınacaktır.
  3. Herhangi bir Sosyal Güvenlik Kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı almıyor olmak.
  4. Erkek adayların askerlikle ilişiği bulunmamak.
  5. Başvuracak adayların durumunun; 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B maddesinin “Bu şekilde istihdam edilenler, hizmet sözleşmesi esaslarına aykırı hareket etmesi nedeniyle kurumlarınca sözleşmelerinin feshedilmesi veya sözleşme dönemi içerisinde Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen istisnalar hariç sözleşmeyi tek taraflı feshetmeleri halinde, fesih tarihinden itibaren bir yıl geçmedikçe kurumların sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam edilemezler.’’ hükmüne uygun olması .
  6. Nöbet usulü çalışmaya engel bir durumunun bulunmaması gerekmektedir.
  7. Gerçeğe aykırı belge verenler veya beyanda bulunanlar hakkında yasal işlem yapılacak, atamaları yapılmış ise atamaları iptal edilecek, idare tarafından kendilerine bir bedel ödenmiş ise bu bedel yasal faizi ile birlikte tazmin edilecektir.
 
     BAŞVURU ŞEKLİ, YERİ VE ZAMANI:
  • Müracaatlar ilanın resmi gazetede yayımlandığı günden itibaren 15 gün içinde Cumhuriyet Üniversitesi resmi internet sayfası www.cumhuriyet.edu.tr den ilan tarihi itibariyle temin edilecek başvuru formu ve istenilen belgelerle birlikte (belgelerin aslı görülerek Üniversitemiz Hastanesince onaylanmış) Üniversitemiz Hastanesine şahsen müracaat etmeleri gerekmektedir.
  • Posta,Fax ve internet kanalıyla yapılan müracaatlar kabul edilmeyecektir.
  • Adaylar ilan edilen pozisyonlardan sadece birine başvurabilecek olup birden fazla pozisyona başvuru yapılamayacaktır.
     BAŞVURULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE SONUÇLARIN AÇIKLANMASI
  • Başvuru tarihinden sonra yapılan müracaatlar ile istenilen belgeleri eksik olanlar ve nitelikleri uygun olmayan adayların müracaatlarına işlem yapılmayacaktır.
  • Atanmaya hak kazanan adayların isimleri başvuru bitim tarihi itibariyle en geç 10 (on) iş günü içerisinde www.cumhuriyet.edu.tr adresinden ilân edilecektir. Bu ilân tebliğ mahiyetinde olacağından ayrıca tebligat yapılmayacaktır. Adayların puanlarının eşit olması halinde mezuniyet tarihi önce olan, bunun da eşit olması halinde doğum tarihi büyük olan adaya öncelik tanınacaktır.
  • İlanda bulunmayan hükümler için genel mevzuat hükümleri geçerlidir.
     İstenilen Belgeler:
  • Başvuru formu için tıklayınız.
  • Öğrenim belgesi 
  • 2018 KPSS sonuç belgesi
  • Çalışma belgesi ve sigorta döküm cetveli (Çalışma niteliği aranan unvanlara başvuran adaylar için.)
Müracaat Başlama Tarihi : 06.07.2020
Müracaat Bitiş Tarihi :21.07.2020
İlan Edilen Yer : 06.07.2020 tarihli Resmi Gazete ilanın görmek için
 tıklayınız. 

9 Haziran 2020 Salı

GRUP KIYAM İLE SÖYLEŞİ


GRUP KIYAM ve
Gönül Erleri Genel Koordinatörü
AbdulMevla Murat arasında
 ~ S ö y l e ş i ~

     Marşlar-ezgiler seslendiren değerli kardeşlerim, GRUP KIYAM'ın emektarları, Selamun ...
     Aleyküm Selam AbdulMevla Murat ağabey.

     AbdulMevla:
     Yaklaşık 6-7 sene oldu sizleri fark edeli. Grup KIYAM olarak internette, radyolarda, cd. lerde, programlarda rastlaşıyoruz, dinliyoruz... Binlerce hayranınız gibi ben de seslendirdiğiniz ezgileri-marşları beğeniyle, gıptayla dinliyorum.
     Grup KIYAM'da kimler var?
     Tahmin ediyorum ki pek çok dinleyiciniz de sizleri uzaktan tanıyordur.
     Sizleri daha iyi tanımak istiyoruz. Kendinizi tanıtmanızı rica ediyorum. 
     Ne zamandır müzikle, ezgilerle, marşlarla uğraştığınızı, nasıl başladığınızı, nasıl kendinizi geliştirdiğinizi anlatmanızı rica ediyorum.

Müzik tebliğin bir aracı
     Grup KIYAM:
     Kısa bir künye vermek gerekirse;
     Ahmet Yasir Gökçe: Öğretim Görevlisi, evli ve Elif’in babası.
     Afgani Türkmen: Elektrik / Elektronik Mühendisi, bekar ve iş bulma süreci biraz uzayanlardan.
     Muhammed Furkan Gökçe: İnşaat Mühendisi, evli ve Tarık’ın babası. Mühendislik alanında aktif çalışıyor.
     Fatih Kiraz: İktisat Mezunu. Özel bir Üniversite de İdari Personel. Bekar ve konservatuvar öğrencisi.
     Mustafa Yahya Gökçe: Beden Eğitimi Öğretmeni (Yeni Mezun). Bekar ve Kpss’ye hazırlanacak.
     Selçuk Bilir: Bir Vakfın Kültür Sanat Biriminde koordinatör olarak çalışmakta. Evli ve Eslem’in babası.
     Sefa Yaşar: Konservatuar/Türk Müziği Mezunu, Özel Eğitmenlik yapıyor ve Kpss’ye hazırlanıyor.

     AbdulMevla:
     Çok özet bir tanıtım bile olsa, sizleri grubumuza tanıtmaktan çok mutluyum 👍

       Grup KIYAM:
      Teşekkür ederiz ağabey...
      Biz Grup KIYAM olarak kalabalık bir ekipten oluşuyoruz ve her geçen gün de ekibimizi bereketlendirmeye devam eden bir müzik grubuyuz diyebiliriz. Grup üyelerimizi KIYAM’ın kronolojisine göre sıralamak gerekirse; ilk olarak Ahmet Yasir Gökçe, Afgani Türkmen ve Muhammed Furkan Gökçe’den bahsetmek gerekir. Bu üç arkadaş, çocukluklarından beri beraberler. Furkan ve Yasir kardeş zaten. Bu üç arkadaşın çocukluktan gelen müzik eğilimleri güzel bir şekilde yönlendirildiği için şu anda belki de Grup KIYAM’ın varlığından bahsedebiliyoruz.
     Bu yönlendirmede başat rol oynayan mütevazi ve samimi bir sivil eğitim kurumu olan Özgür Çocuk Kulübü'nden bahsetmek gerekir ve tabii ki ailelerinden. Ninni olarak ezgi ve marşların söylendiği, eğlenirken bir yandan ezgilerle kulaklarının ve ruhlarının eğitildiği, İslami uyanış sürecimizin şahitlik alanları olan eylemlere ve meydanlara büyüklerinin teşviki ve kendilerinin heyecanlı istekleriyle birlikte katılarak, “Kıyam”ın diri soluğunun hissettirildiği bu gençler büyüdükçe ve içlerinde ki sanata olan yatkınlık arttıkça birbirlerine daha sıkı sarıldılar ve Grup KIYAM’a giden yolda ilk adımları attılar.
     Grup olarak, KIYAM adıyla ilk defa 2013 yılında sahne aldık. İlk sahne aldığımız süreçte 4 kişiydik. Grup KIYAM isminin oluşmasında ki dördüncü isim de Fatih Kiraz’dır. Furkan ve Fatih kardeşlerimiz Üniversite yıllarında tanışıp, gerek müzikal alt yapı sorunlarının, gerekse de fikri tartışmalarını birlikte bol bol yaptıktan sonra, Grup KIYAM’ın oluşabilmesi için omuz omuza çaba sarf ettiler.
     Grup KIYAM’ı oluşturan ana kurucu kadro aslında tam olarak bu dört arkadaştan oluşmakta. Daha sonra ki süreçte grup olma ve bir müzik grubunda olması gerekenler üzerine kafa yorarak, grup içerisinde görev dağılımları yapıldı ve yeni isimlerle birlikte grubumuzu bereketlendirmeye yönelik adımlar atıldı.

Müzik tebliğin bir aracı
     Başlangıçta; Furkan, Yasir ve Afgani gitar çalıyorlardı, Fatih ise bağlama. Bir müzik grubunda 2 gitarın yeterli olacağına kanaat getirince Furkan’ı yan flüt (her ne kadar çalamasa da 😊) enstrümanına yönlendirdik. Afgani klasik gitar eğitimlerine devam etti. Fatih bağlama ile sahnelerde yer alıyordu fakat bir yandan da ritim-perküsyon eğitimlerini geliştirdi. Yasir ise bu süreçte Konservatuar kazandı ve bütün enstrümanlara yöneldi... 😊
     Grubumuzda en temel şeyler eksikti. Grubun müzikal alt yapısını tamamlayacak birkaç hamleye ihtiyacımız vardı ve bunlar içinde birkaç senaryo çizmiştik kafamızda. Bu senaryoların ilki gruba bir klavyeci kazandırmaktı. Gruba bir klavye kazandırdığımızda her şeyi klavye yapacak ve grup üyelerini pasifize edecekti 😊 Klavye dediğimiz alet, sahnede inanılmaz kolaylık sağlayan, bir yandan bas, diğer yandan akor çalabilen, aynı anda da yazılımlarından ritimler ekleyen bir alet. Bizim müzikal duyum olarak da aslında çok da sevmediğimiz bir alet. (Birkaç konserimize klavye ile çıkmak zorunda kalmadık değil ama gerekçesi vardı tabiki 😊)
     İkinci senaryo bir kardeşimizi gaza getirecektik ve bas gitar eğitimi alması için harekete geçirecektik. Öyle de oldu Furkan ve Yasir’in kardeşi Mustafa Yahya Gökçe bir anda Furkan’ın farklı arayışlar içerisindeyken aldığı Bas Gitarı elinde buldu. Daha sonrasında içinde ki “Marcus Miller’ı” keşfetti.
     Artık bas gitarımız ve akumpanya gitarlarımız mevcuttu. Yasir çoğu zaman gitarı bırakıp keman gibi, kemençe gibi ud veya tambur gibi renk sazlarıyla sahneyi renklendiriyordu. Afgani, klasik gitarla alt yapı ve akumpanyaya destek veriyordu. Furkan bir ara bas gitar denedikten sonra yan flütte dikiş tutturdu ve sahnede soloları üstleniyordu (bağlama yokken). Fatih bağlama ile gönüllere dokunuyordu fakat ritim sazlarımız eksik kalmıştı. Fatih uzunca bir süre duruma göre ritim veya bağlama çaldı. Bir yandan grubu yeni yol arkadaşlarıyla bereketlendirme çabası devam ederken diğer yandan da yol azığı üretimlerimiz devam ediyordu.

     İlk albümümüz olan “Bir Dünya İstiyorum - Çocuk Şarkıları” stüdyo sürecinde Selçuk Bilir ile tanıştık. Selçuk abimiz grubun içerisindeki kolektif çalışma ve kardeşlik ağını görür görmez karşılıksız sevdi bizi. Bizde onu tabi. Selçuk ağabeyin gruba ne lazımsa elimizden geldiğince yardım ederiz inşallah demesi üzerine Fatih kardeşimiz bir “elhamdülillah” dedi. Artık bağlamalar Selçuk’ta ritim sazlar Fatih’teydi. Grubun müzikal duyumu tamamen oturmuştu. Yasir konservatuvardan mezun olduktan bir süre sonra grubumuza okul arkadaşı Sefa Yaşar kardeşimiz Klarnetiyle katıldı.

     Müzikal duyumumuz oturdu oturmasına fakat ilgilendiğimiz genç kardeşlerimizi grupla birlikte yürüyecek şekilde yönlendirmeye hala devam ediyoruz. Kendimize yakın hedefler koyduk eğer başarabilirsek gruba bir elektro gitar, bir bateri ve klavye dahil etmeyi planlıyoruz. Şimdi diyeceksiniz ki; "yukarıda klavyeyi o kadar yerdiniz, şimdi nereden çıktı?" Eğer biz klavyeyi başarabilirsek sahnede piyano olarak değerlendirmek istiyoruz. Şu an elektro gitar için İbrahim Ferda Alpay kardeşimiz çalışmalarını sürdürüyor. Bateri içinde Gökçe kardeşlerin dördüncüsü Yusuf Gökçe çalışmalarını sürdürüyor. Sadece küçük bir Üniversite Sınavı sorunumuz var onu da aştıktan sonra tamamdır. Uzak dönem hedeflerimiz de var onlardan da başka bir zaman bahsederiz inşallah.

     AbdulMevla
     Sizleri tebrik ediyorum. Bu kadar istekli, azimli ve gayretli olduğunuzu öğrenince daha mutlu oldum...
     Ben 69 doğumluyum. 1980-1990 döneminin marşlarını, ezgilerini iyi biliyorum. Ülkemizde 1970 lerin sonlarına kadar ezgi-marş tarzı, heyecan katan, hareketlendiren, enerji yükleyen, bazen duygulandıran, ağlatan, bazen motive eden, mücadeleyi, direnişleri, cihadı, şehadeti, şehidleri anlatan, sizin adınız gibi kıyamı anlatan müzik yoktu. Sözleri ve müziği-fonu ile sakin bir ekol, ilahi tarzı müzik vardı. Ancak İran devrimi ve ardından da Afganistan Cihadı ile tüm dünya Müslümanlarının gündemi, cihad, mücadele, direniş, kıyam, bedel ödemek, şehadet gibi konular olunca uyku modunda bir müziğin yerine; uyarıcı, direnişe, mücadeleye motive edici bir tarz geliştiydi.
     O zamanlar marş diyorduk, sonra ezgi denmeye başladıydı...
     Onlarca grup, onlarca kişi, yüzlerce parça, hatta yüzlerce albüm yayınlanıyordu o dönemde... 90 lı yılların ilk yarısında Bosna Cihadı kısmen yine hareketli, cihadı, kıyamı, yani mücadeleyi anlatan ezgilerin yazılmasına, söylenmesine, dinlenmesine zemin olduydu...
     Yine 28 Şubat sürecinde de marş ve ezgilerin ayrı bir yeri vardı toplumumuzda. Ancak 2000 li yıllarda ülkemizde ezgi-marş tarzı, kıyam, mücadele, cihad, şehadet içerikli ve o tarza uygun müzikli pek de bir şey hazırlanmadı doğrusu. Hatta önceki dönemde eserler sergileyen grupların ve şahısların çoğu tarz değiştirip, neredeyse marş-ezgi değil de sıradan müzik diyebileceğimiz, sözleri birazcık manevi havada bir şeyler söylemeye başladılar... Doğrusu o tarz da pek tutmadı. Çoğu kayboldu gittiler...
     "Birileri bir şeyler mırıldanıyorlar işte" gibi oldu... Grup Yürüyüş, Grup Genç ve birkaç grup, birkaç şahıs kısmen az değiştiler, kökten değişmediler ama genel ezgi-marş ile aktif ilgilenen bir sürü şahıs ve grup hayli dejenere oldu)-... Tam da o sırada siz; adınızla, müzik tarzınızla, sözlerinizle ayrı bir değer kazandınız... Söylediklerimi sizde biliyorsunuz...
     Gelelim soruma:
     Size bu tarz, böylesi sözler ve besteler ile söyleten nedir? Buna ihtiyaç mı duydunuz? Toplumun ihtiyacı, talebi olduğunu mu düşündünüz? Ne yapmak istiyorsunuz?

     Grup KIYAM:
     Gerçekten uzun bir soru oldu. 😊 Biz ezgi dinlemeye 90’lar diye tabir edilen yıllarda başladık. 2000’li yıllarda da bu geleneği devam ettirdik tabi. Bu yıllarda ve daha öncesinde üretilen bütün eserler bizim için gerçekten çok değerli. Can suyu mahiyetinde değerlendirdiğimiz ezgilerdir bunlar.
     2010’lu yılların ikinci yarısına geldiğimizde artık biz de sazımızla, sözümüzle ezgi ve marş yolculuğunun yolcusu olduk diyebiliriz. Bu süreçte zamanın getirileri ve götürüleri ile değişen, fakat bozulmayan tavrını, tarzını ve duruşunu koruyan Grup Yürüyüş, Grup Genç ve Ömer Karaoğlu gibi ağabeylerimiz gerçekten önümüzü aydınlatan çerağ gibi hep gönüllerimizde oldular. Bahsettiğiniz gibi değişen dönüşen birçok isimde oldu. Fakat bu isimleri, değerlendirmek eleştirmek bize düşmez. Ayrıca biz ezgi ve marş yapan ağabeylerimizin yerini almak onların yerine geçmek amacıyla da bu yolculuğa çıkmadık tabii ki. Ağabeylerimizin bizim yüreklerimizdeki mümbit topraklara attıkları ezgi tohumları bir gün yeşerdi ve içimize sığmaz oldu. Bunun sonucunda da sözlerine söz, seslerine ses katmak ve aşağıdan bu kavgaya omuz vermek amacıyla adımlarımızı atmaya başladık.
     İnsanlara umut aşılayan, özgürlük türküleri söyleten, meydanların tozunu yutturan bir geleneğin takipçisi olduğumuz için çok mutluyuz. Biz ve bizden önceki ağabeylerimiz her ne kadar müzikle uğraşsak da belli kalıpları ve değer yargıları olan, üzülen, sevinen, coşan, hüzünlenen bir toplumun parçalarıyız. Yani hepimiz öncelikle insanız. İnsani ve İslami olan değerler doğrultusunda hislerimizi ve eylemlerimizi planlamaya çalışıyoruz. Bunun sonucunda da müziğe ilgisi ve yeteneği olan biz gençlerin ezgi ve marş kültürüyle harmanlanması gayet doğal diye düşünüyoruz.
     Modernizm gibi Kapitalizm gibi gençlerin ilgi ve alakalarını çok kolay bir şekilde üzerine toplayabilen, çağımızın hastalıklı akımlarına kapılmamak için ezgi ve marşları da birer reçete olarak görüyoruz. Haliyle bu da sanatımıza yansıyor diyebiliriz. Neler yapmak istediğimize gelirsek de; sazımızı-sözümüzü nefesimizin yettiğince yükselterek, yüreğine dokunabileceğimiz herkese ulaşmak istiyoruz, Dünya’nın her yerindeki.

     AbdulMevla:
     Bu tarz eserler yapmaya, söylemeye sizi teşvik eden nedir onu anlatmanızı istiyorum. (Bu önemli, çünkü toplum bir yana, İslami kesim bile sözlerle de müziği ile de resmen dünyalık, çal-çal oyna modunda malesef).
     Genellikle başkalarının daha önce söylediği ezgileri seslen diriyorsunuz. İlk sizin söylediğiniz, sözleri ve müziğini yahut sadece sözlerini veya sadece müziğini ilk sizin seslendirdiğiniz parçalar da var sanırım. Onlar nasıl oluştu? Kimler yazdı, kimler besteledi? Yaklaşık kaç parça var?

     Grup KIYAM: 
     Bizi bu yola sevk eden şeyin en temel sebebi, küçük yaşlardan bu yana ezgi ve marş dinlememiz diyebiliriz. Bunun dışında güzel bir çocukluk ve gençlik dönemi yaşadığımızı düşünüyoruz. Şahitlik eylemlerinden, şehitleri anma gecelerine birçok programa severek ve sevinerek gidiyor birçoğunda çocuk olmamıza rağmen görevler alıyorduk. Sahnede de bize görevler veriliyordu. Özgür Çocuk Kulübü ile birlikte çocuk tiyatrolarından, şiir okuma ve yazmaya kadar birçok sanatsal ve kültürel faaliyetin birer parçası olduk. Ağaç yaşken eğilir sözünün canlı birer örnekleriyiz diyebiliriz. Çocukluktan bu yana ezgilerle, marşlarla, eylemlerle, salon programlarıyla, kermeslerle, yardım faaliyetleri ile yoğurdular bizi elhamdülillah. İnşallah bu mirası güzel bir şekilde taşıyanlardan oluruz diyelim.
     Yeri gelmişken sorunuza da binaen burada albüm çalışmalarımızdan bahsedelim.
     2013 yılında ilk sahneye çıktığımızda dediğiniz gibi, Ömer Karaoğlu, Grup Yürüyüş, Grup Genç, Eşref Ziya, Abdulbaki Kömür gibi birçok değerli ismin eserlerini seslendiriyorduk. Bir yandan da üretimlerimiz devam ediyordu tabi. Daha sonrasında Özgür Çocuk Kulübü’nün bir teklifiyle ilk albümümüz olan “Bir Dünya İstiyorum - Çocuk Şarkıları” albümünün hazırlık sürecine girdik. Kulübün ilk öğrencileriydik. Bu yapı içerisinde birçok çocuk şarkısı, ezgi ve marş ile büyümüştük. Kulüp Yöneticisi Zehra Türkmen ablamız da; “çocuklar, artık müziğin içerisindesiniz, biz neden bir çocuk şarkıları albümü yapmıyoruz?” diye bir teklifle gelince, hem heyecanlandık hem de gurur duyduk.
     Hemen çalışmalara başlayıp söz ve müzikleri hazırladık. Çocuk kulübünde sesi güzel olan kardeşlerimizi tespit etmek için seçmeler yaptık. Çocuk korosunun ve Grup KIYAM’ın beraberce söylediği şarkılarla dolu, 7’den 70’e hitap ettiğini düşündüğümüz bir albüm oldu. Çocuk şarkıları albümü esnasında 15 Temmuz hain darbe girişimiyle karşı karşıya kaldık. O gece hepimiz alanlardaydık ve o geceyle alakalı iki eserlik bir ‘single’ yayınladık. Bu süreçte konserlerimiz devam ediyordu. Konserlerde eski ezgileri seslendiriyorduk. Bu birikim sonucunda eski ezgilerin profesyonel bir albüm ile yorumlama arzusu oluştu bizde. İzin alabildiğimiz, telife takılmadan yayınlayacağımız eserleri tespit ederek “Dünden Bugüne - Akustik” albümünün sürecine girdik. Bu eserleri akustik yorumlamayı uygun gördük çünkü sahnede tamamen akustik bir soundumuz vardı ve parçaların asıllarının aynısını yapmaya yönelik bir adım yapmak istemedik.

     Bütün bunlar devam ederken, bir yandan da kendi sözlerimizi yazıyor kendi eserlerimizi besteliyorduk. Bir iki eseri stüdyo boyutuyla ürettikten sonra sosyal medya hesaplarımızdan yayınlamıştık. Böyle sağlıklı olmayacağını düşünerek eserlerimizi bir albümle toparlamayı düşündük. Birçok eser birikmişti. 30-40’a yakın eser arasından 14 tanesini seçerek “İKRA” albümünü geliştirmeye başladık. İçerisinde Rap, Rock, Blues gibi birçok farklı müzik formunda eserlerimizin mevcut olduğu, Ümmet coğrafyasının birçok kadim şehrine atıfta bulunduğumuz, şahitlikleriyle dünyayı güzelleştirenlerin hikayesine de yer verdiğimiz bir albüm oldu.
     Eserlerimizin söz ve bestelerinin oluşumundaki bütün aşamalar, grubumuzun kendi içindeki ve gerek sanat gerek de fikir büyüklerimiz ile yaptığımız istişareler üzere yürütülüyor diyebiliriz. Tek bir kaynaktan çıktığı söylenemez. Tek bir kaynaktan çıksa bile eser gruba geldiğinde birçok aşamadan geçerek son halini alıyor demek mümkün. Bu noktada birkaç ismi zikretmek isteriz. Müzikal anlamda ilk olarak bize yol gösteren isim Mehmet Ali Aslan ağabey olmuştur. Furkan ve Afgani ilk gitar ve temel müzik eğitimlerini Aslan’dan almıştır. Abi-kardeş bağımızda her zaman devam etmektedir. Bize çok değer veren ve değer katan, şu ana kadar üretimlerimizin aranjörlüğünü de yapan İsmail Ergenler’i de anmak isteriz. Götürdüğümüz her projeye kendi projesi gibi sarılan ve önemseyen İsmail Ergenler bu süreçte bizi biz yapan unsurlardan biri. Yine aynı şekilde müziğin gerek pratik gerekse de teknik boyutlarını istişare ettiğimiz isimler arasında Erhan Boz ağabeyimizi de anmazsak olmaz.
    Müzik ve Sanat dışında bizi, hem fikri anlamda hem de manevi anlamda besleyen, desteklerini hiçbir zaman bizden esirgemeyen Ali Emre, Hamza Türkmen ve Ali Rıza Gökçe ağabeylerimizi de zikretmek gerekir. Bize grup olma, grup gibi hareket edebilme ve kolektif çalışmanın önemine yönelik sürekli nasihatlerde bulunarak, istişare temelli bir yapılanma olmamız için bizi koruyup kollayan ağabeylerimize minnettarız. Bahsi geçmişken burada Zehra Türkmen ve Meryem Gökçe ablalarımıza da saygılarımızı sunmak isteriz. Meryem Gökçe’ye Grup KIYAM’ın annesi, Zehra Türkmen’e de Grup KIYAM’ın ablası desek yanlış etmiş olmayız 😊

     AbdulMevla:
     Bu büyük ailenize başarılar diliyorum 👏
     Bu alanda profesyonelce uğraşmıyorsunuz değil mi? Söyleşimizin başında çok özetle kendinizi tanıttınız ama yine de normal yaşamınızda neler var? İş, okul vs? Günlük veya haftalık kaç saatinizi ezgi-marş ortamına, çalışmasına, hazırlıklara, kurslara veya programlara ne kadar zaman ayıra biliyorsunuz?

     Grup KIYAM:
     Böyle bir sorunun gelebileceğini düşünerek röportajın başına küçük bir künye bıraktık 😊 O künyeyi biraz detaylandıralım inşAllah.
     Grup KIYAM içerisinde amatör ve profesyonel ruh birlikte yoğruluyor diyebiliriz. Ahmet Yasir Gökçe ve Sefa Yaşar kardeşlerimiz, İstanbul Medipol Üniversitesi, Müzik Bölümü, Türk Müziği Ana Sanat Dalı’nı başarıyla bitirdi. Gerek üniversitede gerekse de özel alanlarda eğitim vermeye başladı. Afgani Türkmen kardeşimiz İstanbul Üniversitesi, Elektrik-Elektronik Mühendisliği mezunu, bu alanda çalışmalarını sürdürüyor. Fatih ve Furkan Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesinden mezun. Biri İktisat biri de İnşaat Mühendisliği mezunu. İkisi de kendi sektörlerinde aktif olarak çalışıyor. Fatih kardeşimiz aynı zamanda yarı zamanlı konservatuvar eğitimine devam ediyor. Mustafa Yahya kardeşimiz de Kocaeli Üniversitesi, Beden Eğitimi Öğretmenliğinden mezun. Öğretmen olarak atanmak için daha çok yeni bir mezun ama aynı zamanda can kurtaran ve Kick Boks sporunda siyah kuşağa sahip (Dan 2). Selçuk Bilir’de Müzik alanında koordinatörlük yapıyor. Geçiminin genel ekseriyetini yine kültür-sanat alanından kazanan 3-4 arkadaşımız mevcut diyebiliriz.
     Grup KIYAM olarak gerek provalar, gerekse de fikri sohbetler için haftada bir veya duruma göre en kötü iki haftada bir toplanmaya gayret ediyoruz. Bu buluşmalardaki en büyük problemimiz toplanabileceğimiz ve provalarımızı da rahatça kimseyi rahatsız etmeden alabileceğimiz bir yer sıkıntısı yaşıyorduk. Yakın dönemde bu sıkıntımızı da giderdik elhamdülillah. Nasıl sorusuna geçecek olursak buraya ayrı bir parantez açarak size Mihrimah Sanat Evi’nden bahsetmek isteriz.

     Mihrimah Sanat Evi özellikle Ahmet Yasir kardeşimizin öncülük ettiği, grup olarak da uzun yıllardır hayalini kurduğumuz bir işletme diyebiliriz. Biz küçüklükten bu yana temel müzik eğitimleri ve enstrüman eğitimlerimiz bir de bunun yanında enstrüman teminlerimiz için Taksim/Tünel gibi çok farklı görüşe sahip insanlarla muhatap olduk diyebiliriz. Büyüdükçe ve geliştikçe bu alandaki eksikliği iyice hissedince ve tabi Grup KIYAM yapılanması ile birlikte beraber müzik yapabilme ihtiyaçlarının artması sonucu bir Sanat Merkezi kurmak için kolları sıvadık. Çok yakın bir zamanda İstanbul, Fatih’de Edirnekapı Mihrimah Sultan Camii’nin hemen arkasında küçük ve mütevazi bir işletme kiraladık. Burada Temel Müzik Eğitimlerinden, her türlü enstrüman dersine, Konservatuvara hazırlık paketlerinden, resim ve tiyatro gibi farklı sanat dallarında ki eğitimlere kadar, kurs imkânı sağlayabileceğimiz bir işe koyulduk. Pandemi süreciyle çalışmalarımız sekteye uğrasa da süreç biter bitmez kaldığımız yerden devam edeceğiz inşallah. Mihrimah Sanat evi bir yandan Grup KIYAM’ın irtibat ofisi olma özelliğini taşırken diğer yandan da gençlerin ve sanat meraklılarının istediği zaman çıkıp gelebileceği ve hoş sohbet bulabileceği bir yer olacak inşallah.

     AbdulMevla
     Sanat merkezinizi merak ettim doğrusu. İnşAllah, genç kardeşlerimle çiğköftemizi alıp gelelim bir akşam ve havayı soluyalım bakalım :)
     Biraz daha geniş açıdan bakalım. İslam aleminde bu alanda neler var. Filistin'in ezgileri marşları hep modunu korudu. Suriye'de yaklaşık 10 senedir cihad var ama Suriye içinden de dışarıdan da o bölgeye yönelik pek de öyle ezgiler-marşlar üretilemedi. Avrupa’da Sami Yusuf var. Dünyaca ünlü. Modern ve gelişmiş ilahi müziği-musikisi desek ne kadar doğru olur bilmiyorum.
     Özetle ülkemizde ve yurt dışında, İslam aleminin sevdiği, sahiplendiği grup ve/veya şahıs olarak kimler var?

     Grup KIYAM: 
     Evet Filistin Marşları modunu korudu. Filistin bir şekilde her kesimin ortak paydası olabilme özelliğine de sahip. Bu tabii ki güzel bir şey. Fakat Filistin’e çağlayan vicdanların Suriye ile sönmesi, hiçbir şey yokmuş gibi kaybolması bizi gerçekten kahrediyor. İşte bu yüzden Filistin marşları modunu korurken Suriye için yapılanların, söylenenlerin sesi cılız kalıyor. Suriye ve diğer mağrur coğrafyalarımız için Grup Yürüyüş ’ün çabalarını yakından takip ediyoruz. Birçok eseri de sahnelerimizde seslendiriyoruz. Bunlar dışında Suriye içerisinden sesini yükseltmeye çalışan birçok isim çok geçmeden şehit edildi. Suriye cihadıyla ilgili takip ettiğimiz isimlerden olan ve meydanlardaki “Ya Allah Menna Ğayrek Ya Allah” nidalarını albümüne taşıyan isimlerden biri Yahya Havva idi. Yahya Havva bu süreçle ilgili bir albümü de mevcut, bakılabilir. Grup Yürüyüş de Filistinli yiğitlerin “Milyonlarca Şehit Cennete Yürüyor” diyerek Suriyeli kardeşlerine ithaf ettikleri eseri Hurriyya albümünde “Şuheda” ismindeki bir eserle seslendirdi.
     Suriye’de meydanları ezgileriyle süsleyen isimlerde vardı. İbrahim Kaşhuş bunlardan biriydi. Suriye Devriminin Alaycı Kuşu olarak tanınıyordu. Çokça bildiğimiz ve Türkiye’deki meydanlara da yansıyan “Yallah İrhal Ya Beşşar” adlı eserini hatırlarsınız. Çok geçmeden Kaşhuş şebbihalar tarafından Hama’da katledildi (mekanı cennet olsun). Devam eden süreçte Suriye devriminin sembol ismi haline gelen Abdulbasit Sarut yine aynı kaderi yaşadı (mekanı cennet olsun).
     Bu isimler birçok ezgiyle direnişe ruh veriyordu vermeye de devam ediyor inşallah. Biz de bir yandan bu gelişmeleri takip ederken diğer yandan da son albümümüzde Mısır’dan, Suriye’ye, Endülüs’ten, Urumçi’ye kadar uzan coğrafyalarımızı konu edinmeye çalıştık.
     Avrupa’nın Sami Yusuf’u var. Evet biz de takip ediyoruz. Müslüman kimliği ve eserleriyle ciddi kitlelere ulaşan birkaç isim daha mevcut Maher Zain gibi Mesut Kurtis gibi. Bu isimler Türkiye ile de birebir bağlantılı işler yapabilen isimler. Genel anlamda takip etmeye çalışıyoruz. Sami Yusuf’un prodüksiyonları gerçekten hoşumuza gidiyor ve bize umut aşılıyor. Bu isimler genel manada müzikal içerikleri bakımından, direniş marşlarına nazaran geniş kitlelere yayılmaya daha müsait ne yazık ki. Ne yazık ki hayıflanması direniş marşlarının sesinin önündeki engellereydi oranın altını çizmek lazım. Örneğin Sami Yusuf Suriye ziyareti sonrası “Silent Words” adında gördüklerini ve hissettiklerini anlattığı bir eser yayınladı. Çok sevinmiştik fakat devamı gelmedi. Sami Yusuf’la sınırlı kaldı bu çaba…
     Müslümanlarında kolektif çalışmaları yok değil bizi en çok sevindiren ve umutlandıran Rabia Oratoryosu olmuştu. Birçok ülke ve müzisyenin hep birlikte Rabia Meydanına ithafen yapılan eseri güzel bir prodüksiyonla dile getirmesi hepimizi sevindirmişti. Bunun gibi birçok çalışmayı Filistin, Suriye, Doğu Türkistan, Arakan gibi mazlum ama aynı zamanda mağrur coğrafyalarımız için de görmek isteriz. Sayılarının artmasını ve bu süreçte de görevler almak umudumuzdur diyelim. Daha saymadığımız birçok isim ve olay var. Kısaca Türkiye’deki ve Dünyadaki müzik çalışmalarını yakından takip ediyoruz. İstifade edebileceğimiz çalışmalara kulak kesiliyoruz diyebiliriz.

     AbdulMevla
     Ülkemizde yaklaşık 100 bin cami ve mescid var. Her gün yüzbinlerce, cuma günleri milyonlarca insanımız o camilerde, mescidlerde. Yine her sene onbinlerce insanımız hacca, umreye gidiyor. Milyonlarca vatandaşımız oruç tutuyor. Bunları neden sıralıyorum? Sizin seslendirdiğiniz parçaları birinci derece beğenecek, sahiplenecek, dinleyecek çevre de işte bu çevre. Bakın, dini hiçbir değeri olmayan, hatta açıkça din karşıtı olan öyle müzik grupları var ki; bakıyorsun stadyumlarda onbinlerce katılımcının aşkla, heyecanla dinlediği programlar yapıyorlar. Onların da hitap ettiği asıl kesim cem evi denen mekanlara takılanlar yani alevi vatandaşlarımız. Ülkemizde yaklaşık 950 cem evi var ve çoğu küçücük, atıl mekanlar ve çok az müdaimi var. Ama bazı müzik grupları o çok küçük grupları öyle bir motive ediyorlar ki statlar doluyor. Siz ülkemizdeki, hatta başka ülkelerdeki Müslüman halkları nasıl motive edeceksiniz? Siz de stadyumlarda, yüzbinlerce katılımcının olacağı ve heyecanla, aşkla, kıyamı sadece müzik grubu olarak sizler değil, tüm toplumumuza hissettireceğiniz, sahiplendireceğiniz öylesi büyük programlar düşünüyor musunuz? Hedefler belirlediniz mi? Ne kadar zaman sonra söyleyeceğiniz parçaları kaç milyon kişi tıklayıp dinleyecek, izleyecek? Hedefleriniz de neler var?

     Grup KIYAM:
     Öncelikle Rabbimize dua ediyoruz. Furkan kardeşimiz gerek YouTube’da yaptığımız canlı yayın konserlerinde gerekse de konserlerimizde konserimizi tamamladıktan sonra hep şu duayı eder; “Rabbimiz, dilimizi çöz, bileğimizi kuvvetlendir, kalbimizi adınla titret, zihnimizi her türlü cahiliyeden arındır ve ayaklarımızı Sırat-i Müstakim üzere sabit kıl” (aminnn)İşte öncelikli hedefimiz bu dua çerçevesinde Rabbimizin rızasını kazanmış Müslümanlardan olmaktır. Yaptığı her işte Allah rızasını gözetmek her Müslümanın boynuna farzdır zaten. Bu çerçevede sürdürdüğümüz çalışmalarımızın Türkiye ve diğer Dünya halklarına yön veren bir misyon kazanmasını dua ile Rabbimizden isteriz tabii ki. İnşallah o günleri görmeyi ve o öncülerden olmayı Rabbimiz bize nasip eder. (aminnn)

     Bahsetmiş olduğunuz geniş kitlelere ulaşma hususunda biz Müslümanlar gerçekten sınıfta kaldık. Hala daha müziği haramlığını veya helalliğini tartışabiliyoruz. Her işe haramın bulaşabileceğini unutup, sadece müzik veya sanatın diğer dalları gibi spesifik birkaç konuya indirerek çağı kaçırmanın Müslümanlara faturası çok ağır olacak ne yazık ki. Müslüman gençler hiçbir amacı ve misyonu olmayan eserlerle oradan oraya savrulurken ne yapacağız? Daha onlarca soru.
     Bu konu gerçekten zor bir konu. Bahsettiğimiz gibi bizim öncelikli hedefimiz Allah rızası. Daha sonrasında da bu uğurda aklımızın bile almayacağı kadar gençle temas etmek ve onların gönül tellerine bir şekilde dokunmak istiyoruz. Bunların hepsi belki de imkan meselesi biz ne yazık ki bu alanda da sınıfta kaldık diyebiliriz. Müslümanlar tarafından amiyane tabiriyle Popçu-Topçu’ya verilen değer ne yazık ki bu alanda emek sarf eden gruplara sanatçılara verilmiyor. Bu bir sosyal vaka. Bu olaylarında ciddi bir siyak-sibak ilişkisi var tabii ki.
    Yüzbinlerce kişilik salonlarda büyük prodüksiyonlu işler yapmak hayalimizde var. Bunun için okumaya, araştırmaya, üretmeye devam etmemiz gerektiğini biliyoruz. Her senaryoya hazırlıklı olabilmeliyiz bunun farkındayız. Mihrimah Sanat Evi girişimimiz de bu bağlamda değerlendirilebilir. Mihrimah Sanat Evi ve Grup KIYAM bünyesinde birçok proje geliştirmeyi planlıyoruz. Gitmediğimiz İmam Hatip Lisesi kalmamalı diye düşünüyoruz. Uluslar arası konserler de verebilecek büyük bir İmam Hatip Orkestramız olsa fena mı olur?
    Çocuk Şarkıları albümümüzü bir Müzikale çevirip bütün çocuklarla buluşmayı hedefliyoruz. Bunun gibi projemiz var. Rabbimizden bunları gerçekleştirebilecek güç ve kuvveti bize bahşetmesini istiyoruz diyelim.

     AbdulMevla:
     Söyleşi yapalım ve Gönül Erleri Mail Grubumuza yayınlayalım diyeli belki bir sene olduydu. Karşılıklı yapalım, güzel olur dedik ama öyle kaldıydı. Şu korona sürecinde ev ortamında bir sürü program yaptınız. YouTube’den onları görünce tekrar söyleşi yapmak geldi aklıma. Siz de yine kırmadınız. Teşekkür ediyorum.
     Söyleşimizi Gönül Erleri Mail Grubumuza yayınlayacağız. Grup üyelerimiz sizleri tanısın, ezgilerinizi dinlemeyen varsa dinlesin... Sizin de Gönül Erleri Mail Grubu üyelerimize, bu söyleşiyi okuyacak kişilere mesajınız varsa onu da alalım ve söyleşimizi tamamlayalım.

     Grup KIYAM:
     Efendim, biz teşekkür ederiz. Her zaman konser modundayız. Böyle söyleşiler bizi heyecanlandırıyor gerçekten. Konuşmak, sohbet etmek insanı ferahlatıyor. Bizi davet ettiği için de Gönül Erlerine ayrıca teşekkür ederiz. Bizi dinlediniz ve dinleyiniz inşAllah. YouTube kullanıcısı iseniz sizden ricamız eserlerimizi dinleyip, eserlerin yorum kısmına Olumlu veya olumsuz görüşlerinizi bizlere ulaştırmanızdır.
     Bu yorumları gerçekten çok önemsiyoruz. Yapıcı eleştirilere her zaman açığız. Onun dışında Rabbimiz bizleri duyarlı, okuyan, araştıran, dinleyen kullarından eylesin inşallah diyoruz.

     Allah’a emanet olun.

     AbdulMevla:
     Söyleşiyi kabul edip zaman ayırdığınız için teşekkür ediyorum. Böylesine azimli, gayretli, dava bilinci ve şuuru ile başlattığınız ve sürdürdüğünüz KIYAM'ınıza başarılar diliyorum...
muzik-enstrumani-hareketli-resim-0053

02 - 07 Temmuz İstanbul & Güneydoğu Anadolu - GAP Turu

02 - 07 Temmuz Güneydoğu Anadolu - GAP Turu 3 Gece Otel Konaklamalı 5 Gün Gezi       Mezopotamya, bazı kaynaklarda medeniyetlerin beşiği ola...