19 Şubat 2011 Cumartesi

HADİS-İ ŞERİFLER ... NAMAZ DUALARI


İKİNCİ BÂB: DUANIN KISIMLARI (İki kısımdır)
BİRİNCİ KISIM : SEBEBE VE VAKTE BAĞLI DUALAR (Yirmi fasıldır)
İKİNCİ FASIL: NAMAZ DUALARI
1- İSTİFTAH
     UMUMÎ AÇIKLAMA:
     Yapmamız gereken duaların bir kısmı namazla ilgilidir. Daha namaza başlarken okumamız gereken dualar olduğu gibi, namazın içinde, muhtelif safhalarda ve namazdan selâmla çıktıktan sonra da okunacak dualar mevcuttur. Şu halde burada bu dualarla ilgili bir kısım rivâyetleri göreceğiz.

1. (1795)-  Ebû Hüreyre (ra.) anlatıyor: "Resûlullah (sav.) namaz için tahrîme tekbirini alınca kıraate geçmezden önce bir müddet sükût buyurmuştur.
Ben: "Ey Allah'ın Resûlü, dedim, anam babam sana feda olsun, tekbir ile kıraat arasındaki sükût esnasında ne okuyorsunuz?"
Bana şu cevabı verdi: "Ey Allah'ım; beni hatalarımdan öyle temizle ki, kirden paklanan beyaz elbise gibi olayım. Allah'ım beni, hatalarımdan su, kar ve dolu ile yıka" diyorum."
[Buhârî, Ezân 89; Müslim, Mesâcid 147, (598); Ebû Dâvud, Salât 123, (781); Nesâî, İftitâh 15, (2, 128, 129).]
Ebû Dâvud, Nesâî ve Buhârî'nin rivâyetlerinin başında şu ziyade vardır: "Allah'ım, benimle hatalarımın arasını doğu ile batının arası gibi uzak kıl."

AÇIKLAMA:
Normalde çamaşırın temizliği için sadece su kullanıldığı halde, hadiste kar ve buzun da zikri, âlimler tarafından farklı yorumlara tâbi kılınmıştır. Ancak hepsi de neticede maksadın mübalağalı şekilde ifadesinde birleşirler.
Mesela Hattâbî der ki: "Kar ve dolunun zikri te'kîd içindir. Zîra, bunlar zaten elle dokunulmayan, temizlikte de kullanılmayan iki sudur."
İbnu Dakîku'l-Îd der ki: "Böyle denmekle âzamî derecedeki temizlik ifâde edilmiştir. Zîra, üzerinden üç ayrı temizlik maddesi geçen elbise tertemiz olur. Mamafih, bunların her birinden maksadın mecaz olması da mümkündür. Yani onlarla kiri kaldıran sıfat kinâye
olunmuştur, tıpkı şu âyette olduğu gibi: "Rabbimiz bizi affet, bize mağfiret et ve bize merhamet et..." (Bakara 285).

Tîbî de buna işareten der ki: "Sudan sonra kar ve buzun da zikrinden maksad, afdan sonra rahmet ve mağfiretin bütün envâını (pek şiddetli olan cehennem azabının harâretini söndürmek için) taleb etmektir."
     Hadîsin, Abdullah İbnu Ebî Evfâ tarafından Müslim'de kaydedilen rivâyetinde suyun soğukluk kaydıyla zikri de bu mânayı te'yîd eder. Böylece Resûlullah (sav.) hataları (ateşe girmeye sebep olmasından ötürü) cehenneme benzetmiş ve onun söndürülmesini de yıkamaya teşbîh buyurmuş, söndürme işinde, söndürücülerin hepsini sudan başlayarak en soğuğuna varıncaya kadar zikretmekle üslûbda mübalağaya yer vermiştir.
Türbüştî der ki: "Bu üç şeyin betahsis zikri, bunların semâdan inmeleri sebebiyledir."
Kirmânî der ki; "Bu üç duada, üç vakte işaret edilmiş olma ihtimali de vardır. Uzaklaşma istikbâle, temizlik hâl-i hâzıra, yıkama da geçmişe işarettir."
İbnu Hacer der ki; "Bu durumda, istikbâlin önce zikri, husûle, gelecek olanın def'ine gösterilecek ihtimam, vukua gelmiş olanın ref'inden önce olduğu içindir." Yani günah işleyip sonra da affıyla uğraşıncaya kadar, öncelikle günah işlememeye gayret gösterilmelidir.


2. (1796)-  İbnu Ömer (ra.) anlatıyor: "Biz, Resûlullah (sav.) ile birlikte namaz kılarken, cemaatten biri aniden: "Allahu ekber kebîrâ, velhamdü lillâhi kesîrâ, subhânallâhi bükraten ve asîlâ (Allah, büyükte büyüktür, Allah'a hamdimiz çoktur, sabah akşam tesbihimiz Allah'a dır!" dedi.
Resûlullah (sav.) efendimiz: "Bu sözleri kim söyledi?" diye sordu.
Söyleyen adam: "Ben, ey Allah'ın Rusûlü" dedi.
Resûlullah (sav.) efendimiz: "O sözler hoşuma gitti. Sema kapıları onlara açıldı" buyurdu.
İbnu Ömer (ra.) der ki: "Söylediği günden beri o zikri okumayı hiç terketmedim."
[Müslim, Mesâcid 150, (601); Tirmizî, Daavât 137, (3586); Nesâî
İftitâh 8, (2, 125).]
Nesâî, bir rivâyette şu ziyâde de bulunmuştur: "On iki adet meleğin, bu sözleri (yükseltmek üzere) koşuştuklarını gördüm."

AÇIKLAMA:
1- Hadiste beyan edilen gök kapılarının açılması o zikrin Allah indinde makbul olduğuna delildir. Çünkü duaların kıblesi sema, makbul sözlerin şe'ni kabûl-i İlâhî semâsına yükselmektir. Âyette: "Güzel sözler O'na yükselir, o sözleri de sâlih ameller yükseltir" buyurulmuştur (Fâtır10)
2- Resûlullah (sav.)'ın ifâdeleri, bu zikrin dilden düşürülmemesine bir teşviktir. Nitekim İbnu Ömer (ra.), dinlediği günden itibâren bunu her fırsatta dilinden düşürmemiştir.

3. (1797)-  Hz. Enes (ra.) anlatıyor: "Resûlullah (sav.) namaz kılarken nefes nefese bir adam geldi ve: "Allahu ekber, Elhamdü lillâhi hamden kesîran tayyiben mubâreken fîhi. (Allah büyüktür, çok temiz ve mübârek hamdler Allah'adır!)" dedi.
Resûlullah (sav.) namazı bitirince: "Şu kelimeleri hanginiz söyledi?" diye sordu. Cemaat bir müddet sessiz kaldı, Resûlullah (sav.): "Kim söylediyse çekinmesin, benim desin, Zîra fena bir şey söylemiş değil" dedi. Bunun üzerine adam: "Ben, ey Allah'ın Resûlü!" dedi. Resûlullah (sav.) da: "Ben on iki melek gördüm. Her biri, bu kelimeleri (Allah'ın huzuruna) kendisi yükseltmek için koşuşmuşlardı."[Müslim, Mesâcid 149, (600); Ebû Dâvud, Salât 121, (763): Nesâî, İftitâh 19, (2, 132, 133).]

4. (1798)-  Hz. Câbir (ra.) anlatıyor: "Resûlullah (sav.) namaza başlarken tekbir getirir, sonra (bazan) şunu okurdu: "İnne salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî lillâhi Rabbi'l-âlemîn. Lâ şerîke lehu ve bizâlike ümirtü ve ene evvelü'l müslimîn. Allahümmehdinî li ahseni'l a'mâli ve ahseni'l-ahlâki. Lâ yehdî li-ahsenihâ illâ ente. Ve kınî seyyie'l-a'mâl ve seyyie'l-ahlâk. Lâ yakî seyyiehâ illâ ente. (Namazım, ibâdetim hayatım ve ölümüm âlemlerin şeriksiz Rabbi Allah içindir. Ben bununla emrolundum. Ben bu emre teslim olanların ilkiyim.
     Ey Allah'ım, beni amellerin ve ahlâkın en iyisine sevket. Bunların en iyisine senden başka sevkeden yoktur. Beni kötü amellerden ve kötü ahlâktan koru, bunların kötülerinden ancak sen korursun."
[Nesâî, İftitâh 16, (2, 129).]

5. (1799)-  Muhammed İbnu Mesleme (ra.) anlatıyor: "Resûlullah (sav.) nâfile namaz kılmak için kalktığı vakit (bazan) şunu okurdu: "Allahu ekber veccehtü vechiye li'llezî fatara's Semâvâti ve'l-arza hanîfen müslimen ve mâ ene mine'lmüşrikîn... (Allah büyüktür. Yüzümü Hanîf ve Müslüman olarak semâvat ve arzı yaratan Allah'a yönelttim. Ben müşriklerden değilim)..."
     Devamını Hz. Câbir (ra.)'in rivâyetinde olduğu şekilde zikretti. Sonra şunu okudu: "Allahümme ente'l-Meliku. Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke ve bihamdike [Allahım (kâinatın gerçek) Meliki sensin. Senden başka ilah yoktur. Seni hamdinle takdîs ederim)." Sonra kıraata geçti."
[Nesâî, İftitâh 17, (2, 131).]

6. (1800)-  Hz. Aişe (ra.) anlatıyor: "Resûlullah (sav.) namaza (iftitah tekbiri ile) başlayınca şunu okurdu: "Subhâneke Allahümme ve bihamdike ve tebâre ke'smüke ve teâlâ ceddüke ve lâ ilâhe gayruke. (Allah'ım seni her çeşit noksan sıfatlardan takdîs ederim, hamdim sanadır. Senin ismin mübârek, azametin yücedir, senden başka ilah da yoktur)."
[Tirmîzî, Salat  179, (243); Ebû Dâvud, Salat 122, (776); İbnu Mâce, İkâmeti's-Salat 1, (804).]

AÇIKLAMA:
Bu hadisler, namazda tahrîme (veya iftitah tekbirin)den sonra Kur'ân kıraatine geçmeden önce istiftah duasının okunacağını ifâde ederler. Bu, Ebû Hanîfe, Şâfiî, Ahmet İbnu Hanbel ve Cumhur'a göre müstehabtır. İmam Mâlik'e göre ise müstehab değildir. Ancak bizzat
okunacak duâ husûsunda âlimler ihtilâf etmişlerdir.
* Ahmed İbnu Hanbel ve İmam Âzam (ra.)'a göre son rivâyette kaydettiğimiz Sübhâneke
okunmalıdır. Delilleri de Hz. Âişe (ra.)'nin mezkur rivâyetidir. Bu rivâyet, Ahmed İbnu Hanbel ve Müstedrek'de de rivâyet edilmiştir. Hâkim, sıhhatini te'yid eder. Bu hadis, bazı ilâvelerle Ebû Saîdi'l-Hudrî başta, başka bir kısım sahâbilerden de rivâyet edilmiştir. Ancak
Tâbiîn ve Etbauttâbiîn ulemâsı amelde, çoğunlukla Hz. Âişe'nin rivâyetini esas almıştır. Mamafih Hz. Ömer ve İbnu Mes'ud'un rivâyetleri de bunun aynısıdır. Namazda onların da bunu okuduğu bilinmektedir.

Hiç yorum yok:

17-18-19 Mayıs Hafta Sonu İstanbul & Kapadokya Turu

Gönül Erleri 17-18-19 Mayıs Hafta Sonu İstanbul & Kapadokya Tur      Gezilecek Yerler: Tuz Gölü Ihlara Vadisi (4 km trekking turu) Avano...