17 Aralık 2019 Salı

TEFSİR DERSLERİ ✿ܓ✿ ♥ܓ Bakara Sûresi 278, 279, 280 ve 281. Ayet-i Kerimelerinin Meal ve Tefsirleri

Bakara Sûresi
278, 279, 280 ve 281. Ayet-i Kerimelerinin
Meal ve Tefsirleri

  • Bakara Suresi 278 ve 279. Ayet-i Kerimenin Meali
     "Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve gerçekten iman etmiş iseniz faizden kalanı bırakın."
     "Bunu yapmazsanız Allah ve Resulü tarafından size bir savaş açıldığını bilin. Eğer tövbe ederseniz, haksızlık etmemek ve haksızlığa uğramamak üzere ana paranız sizindir."
  • Yukarıdaki Ayet-i Kerimenin Tefsiri
     Tövbe edip faizcilikten vazgeçenlerin tahakkuk edip de henüz borçluların ödemediği faizleri almalarına izin verilmemesi, ana paradan başka bir fazlalığa haklarının bulunmadığının açıkça ortaya konması, ancak böyle yaptıklarında hem haksızlık etmekten hem de haksızlığa uğramaktan kurtulacaklarının bildirilmesi, bazı kimselerin “Faizin azı helâldir, ancak kat kat olanı haramdır” şeklindeki anlayış ve yorumlarının isabetli olmadığını göstermektedir.
     Rûm sûresinde herhangi bir faizle artsın diye verilen sermayenin artmayacağı bildirilirken (30/39) kullanılan üslûp ve ifade de bu türlü bir anlayış ve yoruma ters düşmektedir.
     Rivayet tefsirlerinde bu âyetin gelişiyle ilgili bazı sebepler zikredilmiştir:
     1. Tâif’te oturan Sakîf kabilesi faizcilik yapardı, birçok kimse üzerinde faiz alacakları vardı; Mekke’nin fethinden sonra Tâif kuşatılmış, bu arada faiz yasağı da konmuş bulunduğu için bu konuda bir anlaşma yapılarak İslâm’a girmişlerdi. Anlaşmaya göre kendilerinin faiz borçları düşecek, yasaktan önce tahakkuk etmiş faiz alacaklarını ise tahsile devam edeceklerdi. Mekke Valisi Üseyd’e başvuran –faiz borçlusu– bazı Mekkeliler, Sakîf’e olan faiz borçlarını ödemeyeceklerini bildirdiler, Sakîfliler ise anlaşma gereği talepte ısrar ettiler. Durum Resûlullah’a bildirilince bu âyet nâzil oldu (Taberî, III, 107).
     Anlaşılan o ki, Resûlullah bu anlaşmayı, “Yasaktan önce gerçekleşmiş faiz alacakları haram kapsamına girmez” ictihadına göre yapmıştı; bunun üzerine inen âyetle söz konusu ictihad düzeltilmiş oldu (İbn Âşûr, III, 94).
     2. İslâm’dan önce, Hz. Peygamber’in amcası Abbas ile Hâlid b. Velîd ortak olarak faizcilik yapıyorlardı, faize yatırılmış büyük bir servetleri vardı. Âyet nâzil olunca Resûlullah halka hitap ederek, “İyice duyunuz ki Câhiliye devrinden kalma bütün faiz borçlarını kaldırıyorum; ilk kaldırdığım faiz alacağı da amcam Abbas’ınkidir!” buyurdu (Ebû Dâvûd, “Hac”, 57; İbnü’l-Cevzî, Zâdü’l-mesîr, I, 332).
     İbnü’l-Cevzî bu rivayetleri sıraladıktan sonra İbn Abbas, İkrime gibi kadîm tefsircilerden şu önemli notu da nakletmiştir: Allah “... Kalan faizi bırakın” buyuruyor; çünkü daha önce bütün faizler terk edilmiş, yalnızca Sakîf’in faizleri kalmıştı.
  • Bakara Suresi 280. Ayet-i Kerimenin Meali
     "Eğer eli darda olan birisi borçlu ise eli genişleyene kadar beklemek gerekir. Şu da var ki, eğer bilirseniz bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır."
  • Yukarıdaki Ayet-i Kerimenin Tefsiri
     Haklar, alacaklar, ödev ve yükümlülükler yalnızca hukukî olanlardan ibaret değildir; bütün bunların aynı zamanda veya yalnızca dinî ve ahlâkî olanları da vardır. Ana parayı almak, faizciliğe tövbe edenlerin hakkıdır, bu hakkı onlara hukuk bahşetmektedir.
     Ancak dinî ve ahlâkî bakımdan eli darda olan, ödeme imkânı bulunmayan kimseleri sıkıştırmamak, büyük zararlara sokmamak, ödeme imkânı hâsıl oluncaya kadar kendilerine mühlet vermek de bir ödev, erdemli bir davranıştır.
     Hatta durumu müsait olanların, darlık içinde bulunan kimselerdeki alacaklarını bağışlamaları ve bunu Allah rızâsı için yapmaları (tasadduk) kendileri için daha hayırlıdır. Bu faziletli davranış yalnızca faizcilikten tövbe eden alacaklıların ana paraları için değil, her nevi alacak için geçerlidir.
     Ödeme güçlüğü içinde olan borçluya, Câhiliye Arapları’nın ve çağdaş kapitalistlerin, bankerlerin yaptıkları gibi yeni faiz ilâvesiyle vade tanımak yerine, Allah rızâsı için ve müminin mânevî yapısının ayrılmaz bir parçası olan merhamet gereği, faizsiz ve menfaatsiz yeni vadeler tanımak, hatta borcu tamamen bağışlamak İslâm’ın insana kazandırdığı ahlâkî bir değerdir.
  • Bakara Suresi 278 ve 279. Ayet-i Kerimenin Meali
    "Bir günden sakının ki, onda Allah’a döndürüleceksiniz, sonra kimseye zulmedilmeden herkese hak ettiği tam olarak verilecektir."
  • Yukarıdaki Ayet-i Kerimenin Tefsiri
     Bir günden sakının ki, onda Allah’a döndürüleceksiniz, sonra kimseye zulmedilmeden herkese hak ettiği tam olarak verilecektir.Bir günden sakının ki, onda Allah’a döndürüleceksiniz, sonra kimseye zulmedilmeden herkese hak ettiği tam olarak verilecektir.

Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 1 Sayfa: 442-444

[​IMG]
    Kur'an-ı Kerim - Diyanet İşleri Başkanlığı
    kuran yolu tefsiri ile ilgili görsel sonucu

    Hiç yorum yok:

    17-18-19 Mayıs Hafta Sonu İstanbul & Kapadokya Turu

    Gönül Erleri 17-18-19 Mayıs Hafta Sonu İstanbul & Kapadokya Tur      Gezilecek Yerler: Tuz Gölü Ihlara Vadisi (4 km trekking turu) Avano...