24 Ağustos 2020 Pazartesi

PSİKOLOJİ (1)

DİNİ PSİKOLOJİ ve
İSLAM PSİKOLOJİSİ BAĞLAMINDA

DİN PSİKOLOJİSİNİ
YENİDEN DÜŞÜNMEK

*1*
Dr. Sevde Düzgüner
Psikoloji | Biruni Üniversite Hastanesi
     Öz

     İnsanın bizzat tecrübe ettiği ve hayatının her anında etkilerini hissettiği bir olgu olan din, uzun zamandır psikolojik araştırmanın konusu olmuştur. Dini bir inanca sahip olup olmamasının birey üzerindeki etkilerini inceleyen bilim dalı olan din psikolojisinin ortaya çıkışı, psikoloji ile eş zamanlıdır. Nitekim psikolojinin kuruluşunda önemli rol oynamış olan Wundt, James, Watson, Freud ve Maslow gibi psikolog, teorisyen ve araştırmacılar, bireyin inanç dünyası ile ilgili konulara eserlerinde yer vermişlerdir.
     Günümüze kadar olan süreçte ise din psikolojisi alanında yapılan pek çok çalışma, kutsal bir varlığa inanmayı veya inanmamayı tercih etmenin duygu, düşünce, davranış, tutum, kişilik, kimlik gibi psikolojik yapılar üzerindeki etkisine ışık tutmuştur.
     Psikolojinin bir alt dalı olan din psikolojisi artık zengin bir literatüre sahiptir. Din, yeme içme alışkanlıklarından sosyal ilişkilerine, dünya görüşünden aile yapısına kadar hemen her boyutta bireyi etkileme, değiştirme ve dönüştürme potansiyeline sahip olduğu için din psikolojisini araştırma alanı da psikolojinin araştırma alanı kadar geniştir. Bugün ise artık din psikolojisi, kendi alt araştırma dallarını oluşturabilecek kadar geniş bir kapsama ulaşmıştır. Diğer disiplinlerde olduğu gibi din psikolojisi de yeni yönelim, yaklaşım, araştırma yöntemleri ile gelişmektedir. Bu durum da alanın sınırlarının yeniden çizilmesi ve kapsamının tekrar gözden geçirilmesini gerekli kılmaktadır.
     Bu makale, din psikolojisinin kapsamının zaman içerisindeki değişimini ortaya koymakta ve güncel verilerin ışığında yeni yönelimlere işaret etmektedir. Bu nedenle makale, din psikolojisi alanında dine yönelik tutum açısından farklı yaklaşımlar tespit etmektedir. Bu yaklaşımların sistematik olarak ele alınması için bir model önermekte ve hem dünya geneli hem de Türkiye özelinden bu yaklaşımlar ile ilgili örnekler sunmaktadır.

Makalenin Dergiye Ulaştığı Tarih:18.08.2017;
Yayın Kurulu ve Hakem Değerlendirmesinden Geçen Makalenin Yayıma Kabul Edildiği Tarih: 15.11.2017

     Giriş

     İnsanın kendini tanıma ve anlama çabası tarihin ilk dönemlerinden beri var olmuştur. Bu süre içerisinde pek çok düşünür, din adamı, yazar ve şair insana dair sorgulamalara girmiş ve çeşitli görüşler ileri sürmüştür. Bu görüşlerin bir kısmı bu düşünürlerin kendi çıkarımlarına dayanırken bir kısmı da dinlerin insana dair öğretilerine dayanmaktadır.
     Dolayısıyla “insan kimdir?” şeklindeki kadim soruya iki ayrı kaynakta cevap verildiği söylenebilir. Bunlardan ilki Allah, Tanrı veya aşkın varlık tarafından kutsal metinler aracılığıyla verilen cevaplardır.
     Örneğin Kur’an-ı Kerim’de Allah, insanı anlatan pek çok ayete yer vermiştir. “İnsan kimdir” sorusuna cevap veren ikinci kaynak ise insanın bizzat kendisidir. Düşünürlerin insan görüşleri çoğunlukla felsefe alanı içerisinde değerlendirilmiştir. Pozitif bilimlerin kurulmasıyla birlikte ise psikoloji, doğrudan insanı inceleyen bilim dalı olarak ortaya çıkmış ve felsefenin spekülatif yönteminden uzak bir şekilde insana dair teoriler ileri sürmüştür.
     Günümüzde psikoloji denince akla insana dair düşünce ve araştırmalar gelse de psikolojinin bilimsel serüveni yakın bir geçmişte başlamıştır. Tarih boyunca ileri sürülen insana dair görüşlerin çokluğu göz önünde tutulursa psikolojinin ancak 19. Yüzyılda bağımsız bilim dalı haline gelmesi ilginç gelebilir. Ancak süreç, pozitif bilimlerin doğması ve psikolojinin de kendini bir bilim dalı olarak ortaya koymasını sağlayan bir dizi gelişmenin ışığında ilerlemiştir. Meşhur bir ifadeyle söylenebilir ki psikoloji kısa bir tarihe ancak köklü bir geçmişe sahiptir. İnsan çok boyutlu ve çok komplike bir varlık olduğu için kurulmasından itibaren psikolojinin konusu hızla genişlemiştir.
     Diğer taraftan insan, içinde bulunduğu zamanın koşullarına göre değişen dinamik bir yapıya da sahip olduğu için psikolojinin inceleme alanı, zaman içerisinde değişiklik göstermiştir. Psikolojinin konusunun genişlemesi ve değişmesi, psikolojinin alt dallarının doğmasına neden olmuştur. Bunlardan birisi de din psikolojisidir. Ancak söz konusu değişim ve gelişimler psikoloji gibi din psikolojisinin de zaman zaman kendi kapsamını yeniden belirleme ihtiyacını gündeme getirmiştir.
     Genellikle “zamanın ruhu” olarak nitelendirilen bu durum, yeni ihtiyaçların gündem oluşturacak kadar artması ve devamında köklü değişikliklerin yapılmasını kapsamaktadır. Elinizdeki makale, psikoloji ve din psikolojisinin konu ve yaklaşımlarının zaman içerisindeki değişimini ele almaktadır.
     Makalenin amaçları üç noktada toplanmıştır.
1) Psikoloji ve din psikolojisinin tarihsel gelişiminde zamanın ruhunun etkisini ortaya koymak.
2) Din psikolojisinin günümüzdeki alanını belirlemek ve mevcut yeni ihtiyaçlara işaret etmek. 3) Yeni gelişmeler ışığında din psikolojisi yaklaşımlarını sistematik olarak ele almak için bir model sunmak.

     Makale, din psikolojisinin bir kabuk değiştirme sürecinde olduğu öngörüsüne dayanmaktadır ve dünyada ve Türkiye’de din psikolojisinin çerçevesini yeniden çizme çabasını içermektedir.

Hiç yorum yok:

02 - 07 Temmuz İstanbul & Güneydoğu Anadolu - GAP Turu

02 - 07 Temmuz Güneydoğu Anadolu - GAP Turu 3 Gece Otel Konaklamalı 5 Gün Gezi       Mezopotamya, bazı kaynaklarda medeniyetlerin beşiği ola...