19 Mart 2021 Cuma

SOSYOPSİKOLOJİ * Erken Dönem İslâm Âlimlerinin Psikolojiye Katkıları; Akıl, Nefs ve Ruh Kavramları * 5 / Dr. Nazife VARLI

Erken Dönem İslâm Âlimlerinin
Psikolojiye Katkıları
5
Akıl, Nefs ve Ruh
Kavramları

Nazife VARLI
Doctor of Philosophy
Community Psychology/America
Makale Bilgisi/Article Info:
Geliş/Received: 06.03.2019
Düzeltme/Revised: 13.05.2019
Kabul/Accepted: 14.05.2019
(Bu yazı; Dr. Nazife Hanımın
rızası alınarak sitemizde yayınlanmıştır.
9 bölüme ayrılmıştır. Bu sayfa 5. bölüm.)

     II. İSLÂM ÂLİMLERİ

     A. Hâris el-Muhâsibî (781/857)
     Doğum yılı konusu tartışmalı olsa da, Ebû Abdullah Hâris b. Esed el-Basrî elMuhâsibî’nin 781 tarihinde Basra’da dünyaya geldiği kaynaklarda belirtilir (Yüce, 2005). Hayatı hakkında elde bulunan bilgi sınırlıdır. Ehlü’l-hadîs ve Mu’tezile olarak bilinen iki ayrı düşünce akımının en hararetli yaşandığı, birbirinden zıt iki fikir akımının hüküm sürdüğü bir fikir ortamda yaşamıştır. Bu iki akımın arasında, düşünce olarak bir orta yolda ilerlemiş ve Ehl-i Sünnet ekolünün oluşmasına öncülük etmiş düşünürler arasına adını yazdırmayı başarmıştır.

     İslâm düşüncesinin teşekkül devri olarak adlandırılan dönemde yaşamış, kendisinden sonra gelenler üzerinde derin etkiler bırakmış, kelâm ve tasavvufa dair temel kaynaklarda adından çokça bahsettirmiş, eserlerinde psikolojik analize geniş yer vermiş, çok yönlü bir ilim adamı, büyük bir mütefekkir ve mutasavvıftır. En önemli noktalardan biri ise, nefs kelimesini salt psikolojik anlamda en tutarlı şekilde kullanan ilk İslâm âlimi olmasıdır. Muhâsibî, ‘İslâm düşüncesinde psikoloji’ başlığı altında kabul edilen öncü düşünürlerdendir (Hökelekli, 2006). Bireyin sürekli dinî bilinçle yaşamasını öngören analizler yapmış ve bu bağlamda‘ dinî davranış teorisi’ olarak isimlendirilebilecek bir teorinin anlaşılmasına imkân veren eserler yazmıştır. Yaşamı boyunca daima hakikatin bilgisini elde etme ve bunu bütün yoğunluğuyla tecrübe etme kaygısında olmuştur. Bu yaşam tarzı ona, olay ve olguları gözlemleme, özellikle bireysel ve toplumsal deneyimleri derinlemesine tahlil etme yeteneği kazandırmıştır. Bundan dolayı Muhâsibî, eserlerinde genel olarak, bireyin iç yaşantısını, edindiği tecrübenin somut yansımaya ulaşma sürecini konu edinmiş ve gözlemleri neticesinde vardığı sonucu aktarmıştır (Kızılgeçit, (2006). ‘İç gözlem’e dayalı bilgisel etkinliğin yolunu açmış olan Muhâsibî, bu konuda kendisinden sonra gelen pek çok düşünürü de etkilemiştir.

     Bu makalede üzerinde durulan kavramlar göz önünde bulundurulduğunda, psikoloji bilimi ile bağlantısı olduğu için, Muhâsibî’nin bilinen toplam on-sekiz eserinden şu çalışmalar burada zikredilebilir: En hacimli olan, ‘er-Ri’aye li Hukûkillah’ adlı eserinin ikinci ve üçüncü bölümlerinde, başa gelen manevî tehlikeler konusuna değinmiş, nefsin özellikleri ve insanı kandırma yolları gibi meseleleri işlemiştir. Muhâsibî, ‘Adâbu’n-Nüfûs’te, başlı başına nefs üzerine yoğunlaşır ve nefsin ahlâkî durumunu tahlil ederken nefsin te’dip ve terbiyesi için tasavvufî eğitimin gerekliliğine vurgu yapar. Aklın mahiyeti, sınırı, aklın Allah’ı bilme durumu, tefekkür gibi konulara da, ‘Mâhiyetu’l-Akl ve Mânâhu ve İhtilâfu’n-Nasi fihi’ adlı eserinde değinir. ‘Bed’u men Enabe İlellah’ eserinde ise; nefs-i emmâre, onun nasıl terbiye edilebileceği üzerinde durur ve ayrıca nefsin hileleri, tövbe edenlerin makamları konularına değinir. Son olarak da, ‘Adâbu’n-Nufûs’ta, nefsin mahiyeti ve onu te’dip etmek için uygulanması gereken metottan söz eder.

     B. Ebû Yusuf El-Kindî (796-866)
     Hayatı hakkında kaynaklarda çok az bilgi bulunan Ebû Yusuf Ya’kub b. İshak b. Sabbah b. İmran b. el-Eş’as b. Kays el-Kindî, Kûfe’de dünyaya gelmiştir. Doğum ve ölüm yılları konusunda ihtilâflar olup değişik tarihler üzerinde durulmuştur. Günümüze kadar ulaşabilmiş eserlerinin içeriğinden, onun felsefe, psikoloji, mantık, tıp, ahlâk, astronomi, siyaset, geometri ve musikî gibi kendi döneminin hemen bütün alanlarıyla ilgilendiği ortaya çıkmaktadır. Toplamda 241 eserinin olduğu tahmin edilmektedir (Çağrıcı, 1995).

     Arap olduğu için ve ilk İslâm filozofu olarak kayda geçtiği için Kindî, ‘Feylesûfu’l-Arab’ (Arapların Filozofu) olarak anılır (Bayrakdar, 2011). ‘Kelâmun Fi’nNefs’ ve ‘Risâle fi’n-Nefs’ çalışmalarında nefsi işlemiş, nefsi arındırmanın yol ve yöntemlerini incelemiştir. Bunun yanında, daha önce İslâm düşüncesinde ele alınmamış olan rüya psikolojisi konusunu, ‘Risâle fî Mâhiyeti’n-Nevm ve’r-Ru’yâ’ eserinde incelemiştir ve bu eser bu alandaki ilk telif eser olarak kabul edilir. Psikolojiye olan bir diğer katkısı da, üzüntüden kurtulmanın yollarını işlediği, ‘el-Hîle li-defi’l-ahzân’ adlı eseridir. Bu eserinde nevrotik hastalıklara neden olabilecek denetimsiz öfke ve şehvetin zorlaması sonucu olarak beliren arzuların; ölüm, kaygı, elem gibi mutsuzluk ifadelerindeki patolojik tezahürlerin, bireyin ahlâkî olarak en üst seviyeye erişmesine engel olacağı düşüncesini işler ve bunlardan kurtulmanın yolları üzerinde durur (Hökelekli, 2006).

Konulara Göre Sayfalar:
5. Sayfada: İSLÂM ÂLİMLERİ [A) Hâris el-Muhâsibî (781/857), B) Ebû Yusuf El-Kindî (796-866)]
6. Sayfada: İSLÂM ÂLİMLERİ [C) Farabî (870-950), D) İbni Sînâ (980/1037)]
7. Sayfada: İSLÂM ÂLİMLERİ [E) Gazzâlî (1058-1111), F) İbn Rüşd (1126/1198)]
8. Sayfada: İSLAM ÂLİMLERİ [G) Mevlânâ Celâleddîn-i Rumî (1207/1273)]
9. Sayfada: SONUÇ
Bölümlerini yayınlayacağız...

Hiç yorum yok:

02 - 07 Temmuz İstanbul & Güneydoğu Anadolu - GAP Turu

02 - 07 Temmuz Güneydoğu Anadolu - GAP Turu 3 Gece Otel Konaklamalı 5 Gün Gezi       Mezopotamya, bazı kaynaklarda medeniyetlerin beşiği ola...