RİYÂZÜ'S SÂLİHÎN
(48)
İYİLERE EZİYET ETMEMEK
İYİLERE, ZAYIFLARA ve
FAKİRLERE EZİYET ETMEKTEN
SAKINDIRMAK
- Âyet-i Kerimeler:
Ahzâb sûresi (33), 58
Bir önceki âyette de “Allah ve Resûlü’nü incitenlere Allah, dünyada ve âhirette lânet etmiş ve onlar için horlayıcı bir azâb hazırlamıştır” buyurulmaktadır [Ahzâb sûresi (33), 57].
Tevhide ters düşen birtakım yakıştırmaları Allah hakkında ileri sürmek, peygamberlikle bağdaşması mümkün olmayan bazı sözleri Peygamber hakkında söylemek sûretiyle Allah ve Resûlü’nü incitenlerin, Kur’ân-ı Kerîm’in nüzûlü sırasında yaşayan gayr-i müslimler olduğu bellidir. Allah onların âkıbetlerini de açıkça “lânet ve horlayıcı bir azâb” olarak bildirmiştir.
Günümüzde birçok ülkede görüldüğü gibi savunmasız durumda bulunan müslümanlara, hiç alâkaları olmayan suçlar isnad ederek iftirada bulunanların açık bir vebâl altına girmiş oldukları bildirilmektedir. Dolayısıyla böylesi bir eziyet ve işkencenin, mü’minler arasında birbirlerine karşı kullanılmaması öncelikle istenmiş olmaktadır.
2. “Yetimi sakın horlama ve dileneni asla kovma!”
Allah Teâlâ’nın özellikle Hz. Peygamber’e ihsân ettiği nimetleri dile getiren Duhâ sûresi’nin bu iki âyeti, Hz. Peygamber’in şahsında bütün müslümanlara yönelik emirler ihtivâ etmektedir. Kendisi de bir yetim olan Hz. Peygamber’e bu durum hatırlatıldıktan sonra, “O halde artık yetimi sakın horlama, mal veya ilim isteyeni de asla kovma” buyurulması, oldukça etkileyici ve dikkat çekicidir.
2. “Yetimi sakın horlama ve dileneni asla kovma!”
Duhâ sûresi (93), 9-10
Allah Teâlâ’nın özellikle Hz. Peygamber’e ihsân ettiği nimetleri dile getiren Duhâ sûresi’nin bu iki âyeti, Hz. Peygamber’in şahsında bütün müslümanlara yönelik emirler ihtivâ etmektedir. Kendisi de bir yetim olan Hz. Peygamber’e bu durum hatırlatıldıktan sonra, “O halde artık yetimi sakın horlama, mal veya ilim isteyeni de asla kovma” buyurulması, oldukça etkileyici ve dikkat çekicidir.
Konu başlığındaki zayıflara, yetimlere ve fakirlere misâl olarak dilencilerin zikredildiği görülmektedir. O halde toplumun himmet ve sıcak ilgiye muhtaç kesimlerine olumlu bir şey yapılamadığı yerde hiç değilse kırıcı olmamak öğütlenmektedir. Bu gönlü kırık insanları kaba-saba söz ve tavırlarla incitmek, bu âyetlerde getirilen sınırları çiğnemek olacaktır. Bu ise, olgun mü’minlerden beklenen bir hareket değildir.
- Hadis-i Şerifler:
Yine Yetimle İlgilenme konusunda yer almış bulunan Sa’d İbni Ebû Vakkas’ın rivâyet ettiği (263 numaralı) hadis ve o hadisteki Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in;
- “Ey Ebû Bekir! Eğer sen o fakirleri kızdırdınsa, bilesin ki Rabbini de kızdırdın demektir” sözü...
- Açıklamalar:
390. Cündeb İbni Abdullah radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Sabah namazını cemaatle kılan kimse Allah’ın güvencesindedir. Sakın Allah, güvencesi altında olan bir şeyden dolayı sizi takibe almasın. Çünkü Allah güvence verdiği bir şeyden dolayı kimi takib ederse, onu yakalar sonra da onu yüzüstü cehennem ateşine atar.”
“Sabah namazını cemaatle kılan kimse Allah’ın güvencesindedir. Sakın Allah, güvencesi altında olan bir şeyden dolayı sizi takibe almasın. Çünkü Allah güvence verdiği bir şeyden dolayı kimi takib ederse, onu yakalar sonra da onu yüzüstü cehennem ateşine atar.”
Müslim, Mesâcid 261, 262.
Ayrıca bk. Tirmizî, Salât 51, Fiten 6;
İbni Mâce, Fiten 6
- Açıklamalar:
Bu mânasıyla hadisimiz, Allah Teâlâ’nın, dostlarına düşmanlık edenlere harb ilan edeceğini, fakir-fukarayı incitenlerin Allah’ı incitmiş ve gazabını üzerine çekmiş olacağını bildiren yukarıdaki iki hadis ile sonuçları itibariyle tam bir uyum içindedir ve onları desteklemektedir. Yani Allah Teâlâ, herhangi bir sebeple bir kulunu takibe alırsa, o kulun artık kurtuluşu yoktur. O yüzden, iyileri, zayıfları ve fakir fukarayı incitenler de bilmelidirler ki, bu insanlar, sabah namazını cemaatle (veya duruma göre tek başına) kılan müslüman gibi Allah Teâlâ’nın himâyesi ve güvencesi altındadırlar. Onlara yönelik haksızlıklar, Allah Teâlâ’nın takibiyle karşılaşır. Dolayısıyla sonuç, mutlaka yakayı ele vermektir. Bütün bu söylediklerimiz hadîs-i şerifteki “Sakın Allah, güvencesi altında olan bir şeyden dolayı sizi takibe almasın” ikâzıyla ifade edilmiştir.
Nevevî merhum, müslümanlara eziyet vermeye kalkacakların bu ilâhî koruma ve takibi hatırdan çıkarmamalarını tenbih etmek için hadîs-i şerîfi burada zikretmiştir. Ayrıca hadîs-i şerîf 234 numarada geçmiş ve 1051 numarada da tekrar gelecektir.
2. Allah Teâlâ, bir kulu takibe alırsa, artık onun kurtuluşu yoktur.
- Hadis-i Şeriften Öğrendiklerimiz:
2. Allah Teâlâ, bir kulu takibe alırsa, artık onun kurtuluşu yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder