17 Mayıs 2010 tarihinde
Afganistan'ın Kunduz bölgesin'den Kabile dönerken
bir uçak kazasında, çok sevdiği Hindu Kuş dağlarında
Rabbi'ne kavuşan sevgili ağabeyimiz
Şehid Bahattin Yıldız'ın yazdığı kitaplar...
Şarjörünü takmadığı silahın kurma kolunu birkaç defa çekip bıraktı. Şakırtılar çıkaran mekanik ses, saat tıkırtısı gibi ahenkle kulaklarına doldu. Bilal tahrip kalıbını tutuşturmuş ve tekrar ayağa kalkmıştı.
İşte yüz yüze, göz gözeydiler ve işte makinalı tüfeğin ağzı Bilal'in göğsündeydi. Havaya kalkan sağ kolu tahrip kalıbını olanca hızıyla fırlattı. Kalıp, hedefine bir kuş olup uçtu. Bu onun son arzusuydu. Keleşi tekrar sağ eline aldı. Tam gediğin ağzında durdu.
Bilal, dimdik durdu, dağ gibi durdu.
Bozdağın görkemli duruşu gibiydi...
Yunus'un o yeşil gözlerini ve inci tanesi yaşlarını bir sevgiyle, bir acıyla, bir hasretle gönlüme unutulmaz anılarla gömüp onlara sırtını döndüm. Her adım, onlardan bir ayrılık adımıydı.
Hoda Hafız Afganistan! Hoda Hafız Biraderanı Mücahidan!
(Arka Kapak)
Palandöken dağları bütün ihtişamıyla kıble tarafında. Palandöken, bir simgedir Erzurumda. Kayakçılar ve dağcılar, bir de gurbetteki Erzurumlular için bir aşktır Palandöken.
(Arka Kapak)
"Bu kitapta Bahattin Yıldız hakkında şehadet günü olan 17 Mayıs 2010 tarihinden bugüne kadar çeşitli basın-yayın organlarında yayınlanmış yazı, şiir ve bazı haberlerle internet ortamında yapılmış kimi yorumları bulacaksınız.
İlk kez burada yayınlanan bir kaç yazı da yer almaktadır. Bizler, Bahattin Yıldız'ın İzmirli dostları olarak, bunları bir kitap haline getirmeyi, ona karşı vir vefa borcu olarak gördük. Bu çalışma aynı zamanda Bahattin Yıldız hakkında yazılan yazı, şiir ve yorumların en doğal, en samimi haliyle bir araya gelmesi açısından da önemliydi.
Sevenlerine, dostlarına bunları ikram etmek istedik. Bu kitapta yer alan ürünlerin tek bir özelliği var: Bahattin Yıldız'ı anlatıyor olmak." (Arka Kapak)
Dağların başındayız. Ayrı bir güzellikler dünyası burası. Dağların üzerinden görünen dünya, aşağıda görünenden çok farklı. Ufkunuzu dağlar kesmiyor. Baktığınız tarafta dağlar dağlara ekleniyor.
Bütün iniş çıkışlar, derinlikler, vadiler, kanyonlar, uçurumlar kayboluyor burada. Kendinizi düz bir platoda hissediyorsunuz. Bir başka tarafta bulutları görüyorsunuz. Yürürseniz içine girecek veya üzerine çıkıp oturacak gibisiniz. İleride bir görüntü dağ yekpareliğini bozuyor.
(Arka Kapak)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder