1 Nisan 2021 Perşembe

SOSYOPSİKOLOJİ * Erken Dönem İslâm Âlimlerinin Psikolojiye Katkıları; Akıl, Nefs ve Ruh Kavramları * 8 / Dr. Nazife VARLI

Erken Dönem İslâm Âlimlerinin
Psikolojiye Katkıları
Akıl, Nefs ve Ruh
Kavramları
8
Nazife VARLI
Doctor of Philosophy
Community Psychology/America
Makale Bilgisi/Article Info:
Geliş/Received: 06.03.2019
Düzeltme/Revised: 13.05.2019
Kabul/Accepted: 14.05.2019
(Bu yazı; Dr. Nazife Hanımın
rızası alınarak sitemizde yayınlanmıştır.
9 bölüme ayrılmıştır. Bu sayfa 8. bölüm.)

     G. Mevlânâ Celâleddîn-i Rumî (1207/1273)
     Muhammed Celaleddin Mevlânâ, 1207 yılında, Horasan bölgesinin Belh şehrinde dünyaya gelmiştir. Yaşadığı dönemin çeşitli siyasî ve sosyal sorunları değişik şehir ve bölgelerde yaşamasına neden olmuştur. Eserleri geniş bir perspektifle incelendiğinde, onun insana bakış açısının çeşitli disiplinleri içine aldığı görülür ve bu disiplinler dinî, tasavvufî ve ahlakî yönlerle de sınırlı değildir. Onun sözleri geleneksel anlayıştan uzak bir yaklaşımla sınırlamalar getirmeden bir analize tâbî tutulduğunda ve günümüz terminolojisi kullanılarak ele alındığında olayları değerlendirişi daha net anlaşılır. Bugün yaşadığımız dönemde önemi sürekli vurgulanan ve ayrıntılarıyla işlenmeye devam eden kişisel gelişim, zaman yönetimi, değişim, uyum, davranış bilimi, bireysel eğitim ve girişimcilik gibi konularda, pragmatik bir yaklaşımla, bugünün insanına uyarlanabilecek etkili ve güçlü önerilerde bulunur.
     Dünya çapında ün kazanmış olan büyük mutasavvıf Mevlânâ, sözü edilen bu konular çerçevesinde, yaşadığı dönemin çok ilerisine uzanarak şaşırtıcı bir derinlik, zenginlik ve öngörüye sahiptir. Allah’ın her an yenileyen, değiştiren aktif bir yaratıcı olduğunu belirten düşünür, gelişimin ancak kalıplardan çıkarak değişimle birlikte meydana geleceğine işaret eder. Yerinde sayıp değişime kapalı yaşamakla ilerlemenin ve yenilenmenin mümkün olamayacağını vurgularken değişimin bir gereklilik ve önlenemez bir hareket olduğunu belirtir. Dolayısıyla onun tavsiyeleri arasında değişime karşı durmamak, özgür iradeyle karar vermek, yeni ufuklar açmak ve yenilenme için hayâl edebilmek vardır. İnsan için hayat yolculuğu bir değişim sürecidir ve bu değişimde hep ileriye doğru yükseliş gösteren bir hareket olmalıdır. Ancak bahsedilen bu yenilenme, gelişim ve değişim isteğe bağlı gerçekleşmelidir.
     Mevlânâ’ya göre insan, nefsini arındırmalıdır. İyi insan olmanın yolu saflık ve temizlikten geçer. Bu arınma sürecinde insan aklını kullanılmalı, ilimi gerçeklerden faydalanılmalı ve akıl/kalb arasındaki ilişki sürekli dengede tutulmalı, ahlakî ve manevî değerlerle ruh gerçekliğine kavuşturulmalıdır. Allah’ın insanlara peygamberler göndermesi, insanın terbiyeye, eğitime kabiliyetli olmasının bir göstergesidir. Bu yüzden onun felsefesinde akıl, önemli bir yere sahiptir ve eğitim, insanı olgunluğa götüren bir süreçtir. Mevlânâ’da sevgi/aşk, gelişim, yenilenme ve değişimdeki ön şarttır ve tabiîdir. Her insanın sevme yeteneği vardır ve bu yeteneği her daim her konuda kullanmalıdır. Çünkü ancak sevgi, insandaki ve çevresindeki olumsuz ne varsa giderebilecek mahiyettedir. Sevgi yaratılışın özüdür. Aynı zamanda da dinin ve kişisel gelişimin de temelidir. Zira bireyi dünya ve ahiret mutluluğuna ulaştırabilecek güç de sevgide vardır.
     Mevlânâ’nın üzerinde hassasiyetle durduğu konulardan bir tanesi de, insanın hep sevincin ve huzurun peşinde, bir arayışta oluşudur. Ona göre, dert ve üzüntüler bir talihsizlik değil, aksine bir kazançtır. Çünkü bu dertler insanın olgunlaşmasına, iç dünyasında derinleşmesine ve onun mânen zenginleşmesine yardımcı olur. Aslında yüzlerce yıl önceden, bugünün insanının çeşitli nedenlerden dolayı içine düştüğü ruhsal sorunlara nasıl yaklaşması gerektiğini gösterir. Bunalımlara ve depresyonlara karşı koymasını tavsiye eder, insana güçlü olmasını önerir, sorunlar karşısındaki tahammülü nasıl artırabileceğini anlatır ve bireyin nasıl yenilenebileceğini, ufkunu nasıl geliştirebileceğini öğretir. Bu yönde ona çeşitli yollar gösterir. Mevlânâ’nın musîbete sabretme konusundaki tavsiyeleri sabretmenin göründüğü kadar zor olmadığı vurgusunu yapar. Bu bir anlamda bir zorluğu kolaylaştırma yöntemidir. Onun dertleri sevdirme şeklindeki yaklaşımı günümüz psikologlarının sıklıkla başvurduğu bir uygulamadır, ki bu uygulama hastaların stresle baş edebilmesine yardımcı olur. Bugün bu yaklaşım önemli bir çözüm teorisi olarak kabul edilir.
     Çok yönlü, seçkin bir mütefekkir olan Mevlânâ, yaklaşık sekiz yüzyıl önce, günümüzde büyük rağbet gören kişisel gelişim uzmanlarının geliştirdiği öneriler üzerinde durmuştur. ‘Ben’ yerine ‘biz’ anlayışının temellerini kurmuş ve daha o tarihten olumsuz bakışın, modern insanın içine itildiği solipsizmin, sadece ayrımcılığı körükleyeceğini vurgulamıştır (Yeniterzi, 2007).

Daha önce yayınlanan sayfalar:

Hiç yorum yok:

02 - 07 Temmuz İstanbul & Güneydoğu Anadolu - GAP Turu

02 - 07 Temmuz Güneydoğu Anadolu - GAP Turu 3 Gece Otel Konaklamalı 5 Gün Gezi       Mezopotamya, bazı kaynaklarda medeniyetlerin beşiği ola...